Türkiye tüm dikkatini yerel seçimlere vermiş durumda. Demokrasimizin tekrar tecelli edeceği 31 Mart gününde Şalom olarak İstanbul’un bazı bölgelerindeki nabzı yoklamaya devam ediyoruz. Bu kapsamda, Cumhur İttifakı Beşiktaş Belediye Başkan Adayı Serkan Toper ile projelerini ve Beşiktaş’ı konuştuk.
Serkan Bey ile tanışma hikâyem çok enteresan. Kendisine twitter’da yönelttiğim bir soruya telefon numarasını göndererek cevap vermiş ve o mesaj üzerinden bir dostluğumuz başlamıştı.
Zor bir görev üstlendiniz; önceki seçimlerde yüzde 76 oy alan CHP’nin karşısına aday olarak çıkmak gerçekten özgüven isteyen bir görev. Sizi bu sorumluluğa iten neydi?
Öncelikle senin gibi bir dostum olduğu için mutluyum, Twitter’dan bir soru sordun ve sonrasında kahve içtik. Buradan tüm Şalom ailesine de çok teşekkür ederim. Soruna dönecek olursak, 2014 yerel seçimlerine sandığa hangi koşullar altında gidildiğini hatırlamak gerekiyor. Şu anda Beşiktaş’ta yüzde 75 memnuniyetsizlik var, dolayısıyla bütün adaylar bu seçime yüzde 0 ile başladı. Doğduğumdan beri Beşiktaş’tayım, burada büyüdüm, evim ve işim burada, dolayısıyla adaylar içinde Beşiktaş’ı en iyi bilen benim. 150 gündür sahadayız, her gün yaklaşı 200 kişiye dokunuyoruz. Bu insanlar da samimiyetimizi kabul ediyor. Beşiktaşlı bir aday olarak bu sorumluluğu devraldım çünkü Beşiktaş’ı ancak Beşiktaşlı bir adayın yönetmesi gerektiğini düşünüyorum.
Sloganınız “İtiraz Et Beşiktaş!” Biraz açabilir misiniz?
Rakip adayların hayallerinin Beşiktaş’a dair olmadığını ve kalplerin Beşiktaş’la atmadığını görebiliyorum. “Nasıl olsa kazanırım” zihniyetine karşı Beşiktaş halkını itiraz etmeye davet ediyorum.
Adaylar arasında sahaya en erken çıkan sizsiniz. Sokakta aldığınız tepkiler nasıldı? Önyargılar var mı?
Önyargılı insanlar tabii vardı. Fakat biz sevgi dilini, samimiyeti kullandık. Sosyal medyada her hesabımı ben kontrol ettim, hiç profesyonel destek almadan bugüne kadar geldik. Kendi hayallerimizi sokağa yansıtmaya çalıştık. En önemlisi samimiyetinizi göstermeniz. Biz insanlara tek tek sarıldık. Ulaşılabilir bir başkan profili çizmeye çalıştık.
Kartınızda telefon numaranızı görüyorum, bu çoğu adayda göremediğimiz bir şey.
Bu, 15 yıllık cep numaram. Herkes bana oradan ulaşabilir. Bu karttan 10 binden fazla dağıttık, bir gün bile rahatsız edici bir telefon almadım. Bu da Beşiktaş seçmeninin ne denli bilinçli olduğunu gösteriyor.
Projelerinize gelmek istiyorum. Beşiktaşlılara sunduğunuz en önemli projeniz ne? Beşiktaş’ın nesi eksik?
İlk olarak, Beşiktaş’ın romantizmi eksik. Beşiktaş’ı kalben seven insanların burayı yönetmesi lazım. Bugüne kadar sokakta 40 bine yakın kişiyi, dertlerini dinledik; evlere tek tek girdik. Açıkçası en önemli projemiz samimiyet; sonra da doğru yönetim şeklimiz ve şeffaflık.
Kültür sanat konusunda ekleyecekleriniz var mı?
Belediye bünyesinde dileyen sanatçı stüdyo hizmetimizden ücretsiz yararlanabilecek. Stüdyo masrafları gerçekten çok yüksek, genç müzisyenlerimize bu noktada destek olacağız. Ayrıca, sanat atölyeleri kuracağız ve yaşlılarımız bu atölyelerde gençlerimize mesleki bilgilerini aktaracak. Beşiktaş aslında en fazla kültürel ve sanatsal yönde gelişecek diyebilirim.
Ayrıca Beşiktaş bir festival bölgesi olacak. Dünyaca ünlü müzik gruplarıyla güzel organizasyonlar düzenleyeceğiz. Fakat bu belediyenin cebinden çıkmayacak, bu işler sponsorla çözülecek. Yoksa bütçemizin yarısını harcamış oluruz. Türkiye’de en iyi yılbaşı, en iyi Cumhuriyet Bayramı, en iyi 19 Mayıs organizasyonları Beşiktaş’ta olacak. Bunun da taahhüdünü veriyorum!
En önem verdiğim projelerimden biri de Beşiktaş’taki Cumartesi Pazarı. Barselona’da La Ramblas’da çok sevdiğim bir market vardır, Market Boqueria. Semt pazarımız ne yazık ki şu anda dökülüyor. Burayı Barselona’daki gibi yapacağız, insanların yemeklerini yerken gezecekleri bir cazibe merkezine çevireceğiz burayı.
Bunlar tabii ki önemli. Daha somut projelerinize değinmek gerekirse…
Beşiktaş’ın en önemli sorunu otopark. Özellikle sahil mahallelerimizde park yeri yok gibi. İBB ile ortak zemin altı otopark projelerimiz var. Burada realist olmak gerekiyor, otopark sorunu yerel belediyenin tek başına çözebileceği bir sorun değil. Hiç bir yeşil alan otopark olmayacak. İyi bir şehir planlamasıyla, zemin altına otoparkımızı yapacağız. Beşiktaş halkı bu otoparkları indirimli kullanacak. Kimse kendi mahallesinde yüksek park ücreti ödemeyecek.
Beşiktaş denince aklıma eğlence sektörü de geliyor. Gençleri buraya nasıl çekebilirsiniz?
Bakın, ben Beşiktaşlıyım, Beşiktaşlı gibi yaşayıp düşünüyorum. Bir örnek vereceğim. Alanya belediyesi MHP tarafından yönetilen bir belediye ve özgürlüklerin fazlasıyla yaşanabildiği bir yer. Dolayısıyla bizim olduğumuz yerde özgürlük çok, yolsuzluk yok! Gençlerimize sesleniyorum, Beşiktaş’ta eğlenceye devam etmekle kalmayacağız, burayı bir cazibe merkezi haline dönüştüreceğim. Söz!
Spora yaklaşımınızı merak ediyorum açıkçası…
Amatör spor kulüplerimiz çok önemli. Ortaköyspor, Kuruçeşmespor gibi amatör takımlarımız var. Bu önemli çınarlarımızı desteklememiz gerekiyor. Bütçemizi saçma yerlere harcamadan direkt spora yatırım yapacağız. Öte yandan Beşiktaş’ta bir bisiklet yolu yok; sahil boyunca bir bisiklet yolu projemiz var. Mahallelere de halı sahalar kuracağız. Böylece gençlerimiz her mahallede güvenle sporla iç içe olacak.
En kritik noktayı soracağım. Yeşil alana gerçekten ihtiyaç var.
Aslında Beşiktaş ilçesinde park sayısı fazla. Fakat bu parkları daha iyi nasıl kullanabiliriz diye düşünmemiz gerekiyor. Brooklyn Köprüsündeki gibi kitap okuma alanları yaratacağız. Orada panel ve etkinliklerini düzenleyebilecekler, ucuz fiyatlara çay-kahve içebilecekler. Sokaklara baktığımızda engelli rampası yok. Bu çok üzücü bir durum.
Unutmadan söylemek isterim; bir kolektif ofis projemiz var, en önemli projelerimizden... Şu anda Beşiktaş’ta ofis açmak isteyen bir gencin kira, faturalar, sekreter masrafları derken dağ gibi masrafı oluyor. Belediyenin açtığı kolektif ofislerde cüzi rakamlara gençlerimiz iş hayatlarını, yaratıcı fikirlerini idame ettirebilecek.
Beşiktaş ilçesinde çok fazla Yahudi vatandaşımız ikame ediyor. Birebir iletişime geçebildikleriniz oldu mu?
Geçtiğimiz haftalarda Sayın Hahambaşı’mızla buluştum. Bana Tanrı’dan duacı olduğunu söyledi, çok mutlu oldum. Ortaköy Sinagogumuzda da gerçekten çok sıcak karşılandım. Sadece Musevi vatandaşlarımızla değil, Rum ve Ermeni vatandaşlarımızla da görüşmeler yapıyoruz. Asla ötekileştirme dilini kullanmadan sevgi dilini hakim kılacağız.
Beşiktaş denince aklımıza Atatürk geliyor hemen. Atatürk’e de çok değer verdiğinizi görüyorum.
Gerçekten su katılmamış bir Atatürkçüyüm ve bundan gurur duyuyorum. Atatürkçülük bu topraklarda teslimiyet tanımamaktır, hepimizin ortak değeridir. Aslında toplumumuzun beraberce yaşama garantisidir. Bu noktada, Beşiktaş’ımıza Atatürk Kültür Evi kazandırma projemiz var. Bu projeyi İBB adayımız Sayın Binali Yıldırım da kabul etti. Muhtemelen bu projemizi Gayrettepe’de hayata geçireceğiz. Bunların yanında Gayrettepe için bir hayvan hastanesi ve gençlik merkezi projemiz var.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Bu dönemde en çok güvendiğim şey seçmenin bilinçli olması. Eminim ki Beşiktaşlılar semtini bir Beşiktaşlı olan Serkan Toper’e emanet ederken içleri çok rahat olacak. Kimse bana oy verdiği için Milliyetçi Hareket Partili olacak diye bir kaide yok, adaya oy verilmesi gereken bir seçim bu. Bu arada şunu da çok iyi biliyorum ki, seçildikten sonra bir hata yaparsam beni yıkmaları sadece bir gün sürer. Beşiktaş seçmeni bu denli hesap sormaya açık ve aydın bir seçmen. Fakat kendime güveniyorum, seçilirsem kimseyi kızdırmayacağım.