Tüm anne babaların en büyük amacı çocuklarına en iyi eğitimi sağlamaya çalışmak değil midir? Hep en iyi okul ve en iyi öğretmenler aranmaz mı? En çok bilgi veren program peşine düşeriz, çocuğumuzun beceri kazanmasını da isteriz ama nasıl olacak bilemeyiz. Sorup soruştururuz ve en iyisini bulduğumuza karar veririz! Bu noktada, arkadaş tavsiyesi ile ilaç alınmayacağı gibi arkadaş tavsiyesiyle okul da bulunmaz dediğimde boyumdan büyük bir yorum mu yapıyorum sizce?
Psk. Berna Sanku
Hep birlikte bakalım, Türk Dil Kurumu eğitimi nasıl tanımlıyor: Çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine okul içinde veya dışında, doğrudan veya dolaylı yardım etme. Bu tanımdan yola çıkarak okul sürecinde çocuklarımızın kazanmaları gereken bilgi ve becerilerin esasen onların bireysel özellikleri ile doğrudan ilintili olması gerektiği çıkarımını yapabilir miyiz?
Günümüzde çevresel uyaranların eskiye oranla arttığını düşünürsek, çocuğun potansiyeline ulaşmasını sağlayan eğitim ortamının çocuğa özel ve farklılaştırılmış olması daha da çok gereklidir. Bireysel özelliklerin ihtiyaçları belirlediğini, bilgiye ulaşmanın da artık kolay olduğunu biliyorsak, çocuk için aradığımız en iyi eğitim ortamının eskisinden daha zor bulunacağı kesindir. Bu süreçte çocuk – aile - okul üçlemesi de önemli bir faktör olarak karşımıza çıkar. Çocuk doğduğunda evde başlaması gereken bireye özel farklılaştırma emeği, okul çağında da evde ve okulda elele devam etmeli ve çocuk kendisinin bu üçgenin bir parçası olduğunu bilmelidir.
Aile İçinde Farklılaştırma Uygulamaları
Aile içinde farklılaştırmayı gerçekleştirebilmek için aileye özgü manevi değerleri göz önünde bulundurmak kaydıyla, çocukların kendilerini bireysel ilgi odakları yoluyla ifade edebilmelerine olanak sağlamak önemlidir. Örneğin, matematiksel becerilerin ön planda tutulduğu bir aile ortamında, çocuk müziğe ya da resme olan ilgisini kullanarak matematiği kendisi için anlamlandırabilir. Ebeveynler bu konuda çocuğa destek ve olanak sağlayabilirler. Bir matematik kuralı şarkı ile ifade edilebilir.
Ailede farklılaştırma bağlamında eşitlik ve adalet kavramları da önemlidir. Birden fazla çocuk olan ailelerde bir çocuğun yapmak istediği (ya da yapabildiği bir etkinlik) diğer çocuk için çok zor ya da ilgi çekici olmaktan çok uzak olabilir.
Ailelerin her bir çocuğa farklı bir birey olarak yaklaşmaları, okul arayış sürecinde ve okuldan beklentilerde de bu farklılığı göz önünde bulundurmaları önemlidir.
Okullarda Farklılaştırma Uygulamaları
Okulda farklılaştırma, en temel düzeyde, öğretmenlerin sınıftaki öğrenciler arasındaki çeşitliliğe ulaşabilme çabalarından oluşur. Bir öğretmen, ayrı ilgi alanları, öğrenme profilleri ve hazır bulunmuşluk seviyeleri olan öğrencileri için mümkün olan en iyi öğrenme deneyimlerini, sınıf içinde en azından dört öğeyi farklılaştırarak sağlayabilir. Bu öğeler aşağıdaki gibidir:
İçerik: Öğrencilere okumaları ve yazma çalışmaları yapmaları için kendi ilgi alanları dahilinde kitap seçenekleri sunulması, bir konunun hem görsel, hem işitsel hem de harekete dayalı bir şekilde açıklanması içerik konusunda farklılaştırmaya verilecek temel örneklerdir. Bunun dışında, öğrenciler öğrenme yolculuklarını farklı hız ve kapsamda sürdüreceklerdir. Öğretmenler içerik konusunda farklılaştırma yaparken her bir öğrencilerinin nelerle ilgilendiğini de bilmelidirler.
Süreç: Öğrenme süreci denilince kastedilen öğrenilecek bilgi, kullanılacak malzeme, bu etkinlik için öğrenciye ayrılan/verilen süre ya da bunların hepsi olabilir. Öğrenciler zorluk derecesi farklı etkinliklerle öğrenme sürecini daha verimli geçirebilirler. Kendilerine manalı gelen ve anlamlandırabilecekleri zorluktaki etkinlikler çocuğun öğrenme motivasyonunu arttırdığı gibi onların verimli çalışan, güvenli bireyler olmalarını da sağlayacaklardır. Aynı zamanda, bazı öğrenciler için öğrenme, somut malzemeler ile daha da manalı hale gelecektir. Ayrıca her bireyin belli bir etkinlik için gereksinim duyduğu zamanın farklı olabileceğini de fark etmemiz, kabullenmemiz ve destek olmamız öğrenme sürecindeki stresi büyük ölçüde azaltacaktır.
Ürün: Çocuklar kendi ilgi ve beceri alanları dahilinde bir ürün ortaya çıkarmak için desteklendiklerinde yaratıcılıkları beslenmiş ve sorun çözmeye daha uygun bireyler olarak yetişmeleri mümkün olacaktır. Aynı bilgi bir resim, şiir, yazı ve hatta bir müzik parçası ile sunulabilir. Önemli olan çocuğun hayatındaki yetişkinlerin bu farklı ürünleri değerlendirmeye gönüllü ve bu konuda yetkin olmalarıdır.
Öğrenme Ortamları: Öğrenme ortamlarında yaratılan farklılıklar da öğrencilere büyük destek olmaktadır. Örneğin, sınıf içinde öğrencilerin sessizce ve dikkatleri dağıtmadan çalışabilecekleri yerlerin bulunmasının yanı sıra öğrenci işbirliğini davet eden yerler oluşturmak gereklidir. Bazı çocukların öğrenirken hareketli olmaları gerektiği de bilinen bir gerçek. Bu durumda bu tarz öğrenen çocuklar için alan bırakılması kaçınılmaz bir zorunluluk kanımca. Ayrıca, öğrencilerin, öğretmenleri meşgul olduğunda dahi destek alabilecekleri kaynaklarla çevrili olmaları, o ortamı çocukların rahatça öğrenmeleri için çok elverişli hale getirecektir. Sonuç olarak, çocuklarımıza en uygun okulu seçmeye çalışırken ve en uygun eğitim metodunu araştırırken, her bir çocuğun bu evrende tek olduğunu hatırlamamız önemlidir. İşin iyi tarafı, o biricik çocuk için tam zamanında, tam kararında ve tam o çocuğa göre bir eğitim sunmanın gereğini yerine getirebilmemiz için sadece o çocuğun ayak izlerini takip etmemiz yeterli olacaktır. Bu takipte bizlere yardım edebilecek profesyonellerin de olduğunu hatırlayıp hata yapmak yerine destek almalıyız. Çocuklarımız üzerinde deneme yapmamalı, hedeflerimize ağır ve güvenilir adımlarla yaklaşmalıyız. Dünyaya getirdiğimiz bu bireyi tanımak boynumuzun borcudur. En iyi olan sadece odur; en iyi okul ise onun özelliklerine en uygun olan okuldur.