Hatıralar

Dr. Musa ALBUKREK Toplum
29 Mayıs 2019 Çarşamba

Musa Albukrek

 

Hatıralarımızın tümü kendimize mirastır.a Olayların bıraktığı izlenimler her ne kadar anlatılıp yazılsa da onları gerçek anlamda sadece yaşayan hissedebilir. O anki ruh halimizi, yalnız değilsek etrafımızdaki kişilerle paylaşımları, bulunduğumuz ortamı, kokuları, tatları, manzarayı yaşandığı gibi başkalarına aktaramayız. Ancak biz bu ânı anımsadığımız zaman aynen yaşayabiliriz.

Efemera denilen hatıra içeren ıvır zıvırlar: Eski mektuplar, gazete kupürleri, seyahatte satın alınan değersiz bir obje nedense elden çıkarılmak istenmez. Bu durum yaşlandıkça önem kazanır. Çoğu zaman evde kalabalık olarak nitelenen eşyalar, sahibi tarafından kendi arzusuyla atılmadıkça hiç kimse yaşlıyı bunları gözden çıkarmaya zorlayamaz.

Örneğin, işgüzar bir bahçıvan arka bahçedeki yabani otlar ve değersiz fidanların sökülmesini önerir. Hele bahçe meyilliyse (ileri yaş) otlar söküldükten sonra yağmurla toprak kayar, altından cascavlak bir kaya belirir. İşte bu toprak kayması o yaşlı kişinin hayatını olumsuz yönde etkiler, sonu ya yaşlılar yurdu ya da bir köşede ölümü beklemesidir.

Şunu da ilave edelim ki miras kavgalarının asıl nedeni maddiden ziyade manevidir çünkü her mirasçı hatıra içeren nesnelerin tümüne sahip olmak ister ki bu da olanaksız olup aile içinde kırgınlıklara sebebiyet verebilir.

Çocukluk hatıraları hiç unutulmaz hâlbuki sonradan yaşanan olayların tümü akılda kalmaz. Hele her gün yeni bir olayla karşılaştığımızı göz önünde bulundurursak her şeyi akılda tutmamız imkânsızdır. Bunu Şarlo’nun kısa metraj sessiz bir filminden esinlenerek yorumlamaya çalışacağım. Filmde Şarlo tramvay bekler, gelen tramvaylar tıka basa dolu olduğu için hiçbirine binemez. Sonunda gelen kalabalık tramvaylardan birinin kapı trabzanlarını sıkıca kavrar ve karnı ile kalabalığı iteleyerek kendine yer açar. Ne var ki ön kapıdan iki yolcu dışarı savrulup düşer. Demek oluyor ki her yeni veri hafızamızdan bir iki bilgiyi silmektedir. Peki, çocuklukla ilgili hatıralar niye silinmiyor? Çünkü onlar henüz tramvay boş iken yerlerine oturmuşlar ve son durağa kadar (ileri yaşa kadar) koltuklarında kalırlar.

Geçmiş çoğu zaman özlemle anılır. İnsanlar, “Neydi o eski günler?” demeyi severler. Acaba eski günler o kadar iç açıcı mıydı? Geçmişin pembe görünümünün sebebi çocukluk ve ergenlik çağlarında gencin ciddi sorumluluklarının olmamasıdır. Maddi gereksinimler anne baba tarafından karşılanmakta, ayrıca koruyucu çevre, sevecen arkadaşlar hatta nine ve dedenin gösterdikleri ilgi tatlı hatıralar bırakır. Gencin yegâne tasası okul ve gönül bağı (flört) problemleridir. Diğer sebep ise bazı üzücü olayların doğanın lütfu olarak hafızadan silinmesidir. Yine de kötü ve ciddi bir olayın tekrarı varsayımı karşısında “Bağışla fakat hatırla!” sözü geçerlidir.