Memorial Des Judeo-Espagnols Deportes De France
Hatırlayanlarınız vardır; 5-6 Kasım tarihlerinde Paris’te bir anma töreni yapılmıştı: Muestros Dezaparesidos platformu üyeleri ile yedi Sefarad kurum bir araya gelerek II. Dünya Savaşı’nda Nazi kamplarında kaybettikleri yakınları için bir anma töreni organize etmişlerdi. Anma töreni, savaş esnasında Sefarad Yahudilerinin çoğunlukla aynı bölgede yaşaması nedeniyle Paris’in 11. Bölgesinde gerçekleştirilmişti. Dünyanın dört köşesinden gelen Sefaradların katıldığı bu törende, Türk Yahudi Toplumunu temsilen ben de konuşmacılar arasında yer almış, törenler sonunda da Karen Gerşon – İzzet Bana bir konser gerçekleştirmişlerdi. Tören esnasında da, Muestros Dezaparesidos Grubunun konu hakkında hazırladıkları kitabın içeriği tanıtılmıştı.
O günden bu yana, birçok kez kitabın akıbetini sormama rağmen, “hazırlanıyor” yanıtı dışında başka bir bilgi alamamıştım. Nihayet, iki hafta önce, Muestros Dezaparesidos Platformu Başkanı Alain de Toledo’dan, kitabın pek yakında çıkacağını bildiren ve gecikmenin nedenini açıklayan bir elektronik posta aldım:
“Projemiz başlangıçta 250 kadar sayfayı içermekteydi. Ancak zaman içinde bu hedefi genişlettik ve proje, elzem olarak gördüğümüz konuların ilavesiyle zenginleştirildi. Uzun çalışma ve araştırmalar sonucunda, ilk bölümde, Sefaradların, Osmanlı İmparatorluğundan göç ederek Fransa’ya yerleşim süreci, savaş döneminde tarafsız ülkelerin politikaları ve gönüllü olarak ordu veya direniş saflarına katılan Sefaradlar konusu yer aldı. İkinci bölümde, savaş esnasında kamplara gönderilen 5300 Sefarad’ın isimleri ve aralarından 80’inin hayat hikâyeleri bulunuyor. En sona ise konu ile ilgilenenlere çok yararlı olacak kapsamlı bir kaynakça koyduk. Sonuçta 720 sayfalık, iki kilodan fazla tartan bir eser çıkarttık. ‘Los Muestros’, savaş esnasında hayatlarını kaybeden bizimkilerin unutulmaması ve hatıralarının canlı tutulması için kapsamlı bir eser yarattık. Çalışmamız bu kitabın yayınlanması ile son bulmadı. Döneme ait tanıklıkları, belge ve resimleri toplamaya devam ediyoruz.”
14 Haziran’da, Paris Mémorial de la Shoah salonlarında, kitabın lansmanı yapıldı ve konu üzerine bir konferans düzenlendi. Tanıtım ve konferansa, Platform Başkanı Alain de Toledo, tarihçi Henriette Asseo, eski direnişçi Sabi Soulam, kamp kurtulanı ve Judéo-Espanyol Profesörü Haim Vidal Séphiha, kamp kurtulanı Viktor Perahya, o dönemde saklanmış çocuklardan ve CDJC (Yahudi Dokümantasyon Merkezi) eski Direktörü Claudine Naar Cohen konuşmacı olarak katıldı. Konuşmalardan sonra, Haim Vidal Séphiha, Marsel Cohen ve Jeanine Bary’nin şiirlerinden bir demet okundu. Kitap, aynı gün satışa sunuldu.
Tanıtımdan bir süre önce, Alain de Toledo, incelemem için kitabı gönderdi. İlk izlenimim, kapsamlı bir araştırma ve belgelere dayalı dopdolu bir kitap olduğu yönündeydi.
Kitap, Alain de Toledo editörlüğünde, yedi uzman araştırmacı/yazar tarafından hazırlanmış. Ayrıca, teşekkürlerden, çok sayıda bireysel katkının olduğu anlaşılıyor. Bu çalışma, başta Mémorial de la Shoah, Fondation Pour la Mémoire de la Shoah ve Paris Belediyesi olmak üzere altı kuruluş tarafından desteklenmiş.
Önsöz ise Serge Klarsfeld tarafından kaleme alınmış. Giriş bölümünün önce Fransızca, ardından ise Judeo-Espanyol olarak kaleme alınması ise kitap açısından çok anlamlı olmuş.
İlk bölüm, Fransa’ya göç eden Sefaradların anavatanları yani Osmanlı İmparatorluğu’nda Yahudi yaşamını aktarmakla başlıyor. 1900-1935 arası tarih dilimi detaylı olarak irdelenmiş. Sosyal yaşam, kültür, kurumlar, eğitim, basın, konuşma dili vs. gibi konular incelenmiş. Peşinden, Osmanlı Sefaradlarının bir bölümünün savaşlar ve peşinden gelen ekonomik nedenlerle göç etmeye başlamaları, bir kısmının Fransa’ya gelişleri ve yerleşmeleri yine aynı zaman dilimi gözetilerek konu edilmiş. Fransa’ya yerleşenlerin ülkeye adapte olmaya çalışmaları, yeni ülkelerinde sosyal ve mesleki yaşamları çok sayıda görselle desteklenerek aktarılmış.
Ancak II. Dünya Savaşı arifesinde yükselişe geçen Yahudi karşıtlığı savaşın başlamasıyla birlikte tepe yaptı. Alman işgaliyle birlikte kuzeyde Almanların, güneyde ise Vichy Hükümeti’nin Yahudi karşıtı uygulamaları devreye girdi. Sefarad Yahudileri de bu uygulamalar kapsamına girdi. Türkiye vatandaşlığı devam edenler ise bir süreliğine bu uygulama dışında tutuldu. Tüm kentlerde tutuklamalar başladı. Kitabın bu bölümünde çok sayıda tutuklama olayı belgeleriyle ve sonuçlarıyla aktarıldı. Sonrasında transit toplama, peşinden de ölüm kamplarına sevkiyatlar başladı. Transit kampı Drancy’den bazı olaylar, bazılarının ise Türkiye Konsolosluk yetkilileri tarafından çıkartılması da işlenen konular arasında yer aldı.
Kitabın ikinci bölümünde, ‘vatansız’ sayılan, Naziler tarafından ‘yabancı vatansız Yahudi’ statüsüne tabi olan Sefaradlar konusu işleniyor. Bunlar arasında, tarafsız kalan ülkeler, İspanya, Portekiz ve Türkiye vatandaşları konusu da ele alındı. Bu ülkeler diplomatlarının da vatandaşlarını koruma ve kurtarma çabaları da işlenen konular arasında yer aldı.
Bu bölümün ikinci kısmında ise gönüllü asker olan Sefaradlar konu alındı. Bu arada çok sayıda Sefarad’ın direnişe katıldığını öğreniyoruz.
Üçüncü bölüm ise projenin başlangıç hedefini içeriyor: Fransa’dan toplama veya ölüm kamplarına gönderilen Sefaradlar. Yaklaşık 250 sayfa üzerinde, kamplara gönderilen 5300 Sefarad’ın, ad-soyadı, evli kadın ise genç kızlık soyadı, doğum tarihi ve yeri, hangi ülkenin vatandaşı olduğu, tutuklandığı adres, geçtiği transit toplama kampı, hangi konvoy ile gönderildiği ve tespit edilebilen akıbeti yer alıyor.
Peşinden, ölüm kamplarına varamadan toplama kamplarında hayatlarını kaybedenlerin isimleri, doğum tarih ve yeri, vefat ettiği kampın adı ve vefat tarihi listesini görüyoruz. Peşinden ise, çeşitli nedenlerle kurşuna dizilmiş Sefaradların isimleri, infaz yeri ve tarihini içeren listeye yer verilmiş.
Son bölüm ise, 80 kadar Sefarad’ın hayat hikâyelerini içeriyor. Tanıklıklar da ilave edilmiş. Kitap, Haim Vidal Séphiha’nın 1990 tarihli Fransızca ve Judeo-Espanyol tercümesi ile son buluyor. Eklerde ise Sefarad gönüllü asker ve direnişçilerin isimlerini görüyoruz. Kaynakça ise, konu ile ilgilenenler için çok kapsamlı tutulmuş. Kolay bulunmaz bir nimet olduğunu söyleyebilirim.
Sonuç olarak, Serge Klarsfeld’in ön yazısında belirttiği gibi bu kitap Şoa’nın az bilinen sayfalarına ışık tutuyor. Konu ile ilgilenen veya kaybettiklerimizin hatıralarını canlı tutmak isteyenler için mutlaka edinilmesi veya okunması gereken bir kitap. Bu konuya el atan ve çalışmayı sabır ve titizlikle sonuna kadar götüren Alain de Toledo ve ekibine ne kadar teşekkür etsek azdır.
Kitap, muestros-dezaparesidos.org sitesinden veya Paris Memorial de la Shoah’dan on-line olarak temin edilebilir.