Versay Antlaşması 100 yaşında

I. Dünya Savaşı´nın Kasım 1918´de sona ermesinden yedi ay sonra, 28 Haziran 1919´da imzalanan ve Almanlara ağır yükümlülükler getiren Versay Barış Anlaşması, 100 yaşında.

Dünya
1 Temmuz 2019 Pazartesi

Alman haber kanalı Deutsche Welle, yüzüncü yılı münasebetiyle, Versay Barış Anlaşmasının koşullarını ve sonrasında yaşanan gelişmeleri hatırlatan bir yazıya yer verdi.

I. Dünya Savaşı'nın sona ermesinden yaklaşık yedi ay sonra imzalanan Versay Anlaşması, Almanya için tam bir hayal kırıklığı oldu. Anlaşma uyarınca Alman İmparatorluğu ağır bir tazminat ödemek zorunda bırakıldı, Afrika, Asya ve Pasifik'teki sömürgelerini kaybetti ve topraklarının yüzde 13'ü diğer devletlere devredildi. Savaşın galibi Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık ve İtalya'ya göre savaşın başlangıcından Almanya ve müttefikleri sorumluydu. İttifak devletleri, itilaf devletlerini savaşa zorladıkları gerekçesiyle savaş sonucu oluşan tüm kayıp ve zararlardan da sorumlu tutuldular.

Anlaşması, 28 Haziran 1919'da Paris'teki Versay Sarayında İmparatorluk Şansölyesi Scheidemann’ın imzası olmadan kabul edildi. Antlaşma Alman heyeti tarafından protesto edilse de, Almanya daha sonra işgal tehdidi altında antlaşmayı imzaladı.

Sonradan yumuşatıldı

Her ne kadar Almanya ağır koşullara mahkûm edilse de,  Avrupa'nın ortasında güçlü bir ulus devlet olarak varlığını sürdürdü. Yanlış hesaplanan tazminat daha sonra Almanların ödeme gücüne ve iktisadi üretim kapasitesine göre ayarlandı. Galip devletlerin 1921 yılında 132 milyar mark olarak belirledikleri tazminat miktarı müzakereler sonrası 1920'lerin sonlarında 36 milyar marka kadar düşürüldü. 1932 yılında küresel ekonomik kriz nedeniyle ise ödemeler tamamen durduruldu. Bu durum Almanya açısından, en azından ekonomik yönden, olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Hitler anlaşmayı yok saydı

1919 yılında yaşayan insanlara göre gelecek belirsizdi. Ancak cumhuriyet karşıtları, demokrasiyle mücadele etmek ve sonunda onu yıkabilmek için Versay Anlaşmasını bir araç olarak kullandılar. Siyasi suikastlar nadir yaşanan olaylar olmaktan çıkmıştı. Berlin'de aşırı sağcılar tarafından vurulan Dışişleri Bakanı Walter Rathenau o dönemin suikast kurbanlarından biri oldu. Liberal demokrat Rathenau, I. Dünya Savaşı galiplerinin istediğini yerine getiren bir siyasetçi sayılarak, nefret edilen bir sembole dönüşmüştü.

Kalıcı barışa ilişkin umutlar Versay Anlaşması ile suya düştü. Hitler’in iktidara gelmesiyle, Almanya’nın çekimser politikası da rafa kalktı. Nasyonal Sosyalistler yasağa rağmen silahlanmaya, İtalya ve İspanya'daki faşist hükümetlerle müttefiklik ilişkisi kurmaya başladı. Birleşik Krallık'ın yatıştırma politikası amacına ulaşmamış, ABD giderek Avrupa'dan elini ayağını çekmişti. Barış anlaşmasının ardından kurulan Milletler Cemiyeti de bir sonraki küresel felaketi önleyebilmek konusunda zayıf kalmıştı.

Alınan dersler

Eckart Conze tarihte yaşanan bu başarısızlığın sebebini ‘Büyük İllüzyon. Versay 1919 ve Yeni Dünya Düzeni’ adlı kitabında irdeliyor. Conze, II. Dünya Savaşı sonrasında, kazanan devletlerin 1918 sonrası yaşananlardan ders aldığına işaret ediyor. Buna göre İkinci Dünya Savaşı sonrası Alman ordusuna ilişkin koşulsuz kapitülasyonlar kararlaştırılırken ve Alman hükümeti galip devletler tarafından denetlendi. Özellikle 1945 yılı sonrasında çatışmacı ulusalcılık ve siyasi tek taraflılığı engellemek üzere uluslararası yapılar ve kurumlar geliştirildi.

Kaynak: Deutsche Welle Türkçe