Bazı Klasik Batı Müziği eserleri vardır; mesela Beethoven’ın 5. Senfonisi veya Vivaldi’nin 4 Mevsim Konçertoları gibi… Bunları dinlediğinizde hiç yabancılık çekmezsiniz ve orkestranın armonisi size aşina geldiği için başından sonuna akıp gidersiniz. Ancak bazı Klasik Batı Müziği eserleri vardır ki onları dinlemek daha zordur; Rachmaninof’un 2. Piyano Konçertosu veya Schumann’ın kuartetleri gibi… Kulağınızı iyice vermeniz gerekir, anlamak için daha konsantre olursunuz, onlara alışmanız biraz daha zaman alır. Elinizdeki kitap işte böyle bir edebiyat incelemesi. İçinde çok değerli analizler, eserler arasında karşılaştırmalar var ama daha çok odaklanarak okumalısınız. Bu tarz eserleri okumayı sevenler için ise biçilmiş kaftan.
Kitaptan bazı bölümler:
Schopenhauer’den harika bir alıntı:
“Aklı, klasik yazarların eserlerinden daha çok tazeleyen bir şey yoktur. Doğrudan biriyle meşgul olunca, yarım saatliğine bile olsa, insan çabucak tazelenmiş gibi olur; saflaşır, rahatlar, yücelir ve güçlenir. Sanki bir dağ kaynağının soğuk sularında tazelenmişçesine.”
Ne kadar güzel ifade etmiş, her bir klasik eseri okuduğumda (Homeros, Dante, Dostoyevski, Hugo, Dickens vs) okurken ve bitirdikten sonra nasıl da hissettim bu hissi.
Ailenin yaratıcılığa olan etkisini Sartre’ın geçmişiyle özdeşleştirmek ne kadar da mümkün:
“O da edebi otoritesini Paris’e tepeden bakan bir dairenin altıncı katında dedesinin kitaplarını karıştırırken fark etti.”
Ya şu sağlık önerisi:
“Araştırmalara göre hayat boyu okumak, arkadaşlık kurmak ve fiziksel egzersiz yapmak bunama riskini azaltabilir.”
Artık daha ne diyelim!
İlgililere bu değerli kitabı öneririm.