2008 ekonomik krizinden bugüne kadar, tüm dünyanın hiç olmadığı kadar FED’e (Amerika Merkez Bankasına) odaklandığı bir dönem yaşadık. Bu dönem içerisinde, FED’in ana politikasına bağlı kalsa da, sık sık farklı yönlerde mesajlar vererek kafa karışıklığına sebep olmuştur. Gelinen noktada Haziran ayındaki son toplantıda, Trump’ın da baskılarıyla, uzun yıllar sonra tekrar faiz indirimini gündemine alan FED, tekrar çok ciddi bir politika değişikliğine adım atmış oldu.
Peki, bu politika değişikliği ne anlama geliyor? Herkesin bildiği gibi 2008 krizinden sonra FED faizleri sıfır noktasına getirdi ve ekonomiyi desteklemek için çeşitli adımlar attı. Artık ekonominin kendi kendine ayakta kalabileceğini düşündüğü anda da, tekrar faizleri artırmaya başlamıştı. Yıllarca bu rüzgârlarla sallanan ülkelerden biri -hatta en çok sallananı- Türkiye oldu. Kurun 1.8 seviyelerinden 7.2’lere kadar gidişini hep beraber izledik. Fakat Haziran ayındaki FED toplantısında oldukça ilginç ve haber değeri taşıyan gelişmeler yaşandı. Bu toplantıda, FED’in artık tekrar faiz indirimine gidebileceğinin açıkça mesajını verdi. Türkçesi “FED politikasından tekrar döndü”. Tabi bu FED’in politikalarından ilk defa dönüşü değil. Elbette son da olmayacak. Ancak son on yıla damgasını vuran strong dolar (güçlü dolar) döneminin artık sona erdiğinin bir habercisi.
Bu toplantının etkileri en fazla altın üzerinde hissedildi ve altın fiyatları doların olası faiz indirimi ile zayıflayacağı beklentisi ile altın fiyatları son altı yılın en yüksek seviyelerine geldi. Türkiye gibi, gelişmekte olan ülkeler ise uzun bir aradan sonra biraz olsun nefes aldı.
Yeni politikanın Türkiye’ye etkileri nasıl olur?
Türkiye, ekonomik küçülmenin etkisiyle 2019 yılında muhtemelen cari fazla verecek ya da çok ufak bir cari açığı olacak. Bu senaryo kötünün iyisi bir senaryo. En azından bu kriz döneminde en önemli sorunumuz olan cari açık sorunundan kurtulmuş olduk, en azından bir süreliğine. Cari açıktaki sert hareket, elbette Türkiye’nin döviz ihtiyacını da ciddi şekilde azalttı ve kur üzerindeki baskı hafifledi. Bu noktada Türkiye ekonomisinin kaderini, ülkenin politik sorunlarını çözebilme kapasitesi ve diplomasi belirleyecek. Önümüzdeki dönemde, Türkiye politik sorunlardan biraz olsun kendisini kurtarabilir ise, kurda rahatlama dönemini görebiliriz. Fakat bu sorunların artarak devam etmesi durumunda, gelişen ülke para birimlerindeki olumlu performansa, Türk Lirası eşlik edemeyebilir. Fakat ne olursa olsun, FED’in faiz indirimini tekrar gündeme getirmesi, bizim gibi ülkeler için olumlu yansıması olacak bir gelişmedir diye düşünüyorum. Her ne kadar, FED’in faiz indirimine gidecek olmasının asıl nedeninin, küresel ekonomideki yavaşlama olduğu gerçeği, bazı ekonomistlerce dile getirilse de -ki ben de buna belli ölçüde katılıyorum- FED’in güvercin bir politika izlemesi genel toplamda yine de Türkiye için daha iyi olacaktır diye düşünüyorum.
Yeni politikanın dünya piyasalarına olası etkileri?
Bu köşede, daha önce birkaç defa altınla ilgili düşüncelerimi paylaşmıştım. Uzun yıllardır düşüş trendinde olan ons altın fiyatları, FED toplantısının ardından oldukça sert bir şekilde yükseldi. Ben bu yükselişin FED politikası tekrar değişmedikçe devam edeceğini düşünüyorum. Diğer taraftan, ABD Başkanı Trump özünde başarılı bir iş adamı ve piyasaların dilinden anlıyor. Trump’ın başkanlığı döneminde, borsanın düşmesini ve ABD şirketlerinin değer kaybetmesini isteyeceğini hiç sanmıyorum. Bu sebeple FED’in yeni politikası ile birlikte özellikle ABD bazlı hisse senetlerinde olumlu bir görünüm izleyebiliriz. Faiz indirimleri ile birlikte de, altın haricindeki emtia fiyatlarında da, sert yükselişler görebiliriz.
Sadece son on yıla baktığımızda bile, küresel konjonktürün sık sık değiştiğini, ülkelerin ekonomi yönetimlerinin gelişmeler ışığında reaksiyonlar almasının çok önemli olduğunu çok net bir şekilde görebiliyoruz. Finansal piyasalarda fırsatlar bitmez, dileyelim ülke olarak çıkan son fırsatları değerlendirip, içerisinde bulunduğumuz ekonomik krizi atlatabilelim.
Not: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.