HOLOKOST MÜZESİ Anne Frank’ın babasının mektuplarını dijitale aktarıyor

Holokost günlüğü ile ünlü, soykırım kurbanı Anne Frank’ın 90. doğum günü öncesinde babası Otto Frank’in yazdığı mektuplar ve hatıralar gün yüzüne çıktı.

Dünya
17 Temmuz 2019 Çarşamba

Derleyen: Galia Morhayim

Ryan Cooper, 1970’lerde dünyadaki yerinden emin olmayan 20’li yaşlardaki Kaliforniyalı bir delikanlıyken, Holokost kurbanı Anne Frank’ın babası Otto ile mektup arkadaşı olarak yazışmaya başladı. Cooper ve Frank, onlarca mektup ve karşılıklı görüşmelerle dost oldular ve Frank 1980 yılında 91 yaşında ölene kadar dost kaldılar. 

Artık 73 yaşında, Massachusetts’te bir sanatçı ve antika satıcısı olan Cooper, haziran ayında Anne Frank’in 90. yaş doğum gününden önce, Frank’ten gelen tüm mektup ve hatıraları Washington’daki ABD Holokost Müzesi’ne bağışladı.

Cooper, dünyayı Anne Frank ile tanıştıran, 20. yüzyılın en önemli eserlerinden biri kabul edilen, II. Dünya Savaşı’nın ünlü günlüğünün yazarının babası hakkında daha derin bilgilere sahip olunması için mektupların paylaşmak istedi.

Cooper’a göre “Babası da, Anne gibi iyimserdi. Dünyanın eninde sonunda doğruyu bulacağına inanıyordu ve umudu gençlerdi.”

Alman ordusu Hollanda’yı işgal ettiğinde, Frank Ailesi Otto Frank’ın Amsterdam’daki ofisinin tavan arasına saklandı. Ancak sonunda bulundular ve Anne’ın 15 yaşında hayatını kaybettiği kampa gönderildiler.

Otto Frank, 1945’te Sovyet Ordusu’nun Auschwitz Kampını kurtardığını gören, hayatta kalan tek aile üyesiydi. İki yıl sonra kızının günlüğünü yayınladı ve kendini Holokost vahşetini anlatmaya adadı.

Ancak Cooper’a yazdığı mektuplarda ve konuşmalarında Frank, ailesinin kişisel travmasına odaklanmak yerine ona günlük kişisel mücadelelerinde danışmanlık yapmayı seçti. Annesini kaybından, kariyer endişelerine, romantik ilişkilerine kadar, Cooper’a birçok konuda destek oldu.

Cooper, “Bazı mektupların Anne ile hiçbir ilgisi yok” diyor. “Birçok yönden Otto tarafından evlat edinilmiş gibi hissediyorum. Gerçek bir yalnızlık döneminde bir aileye sahip olduğumu hissettirdi. ”

Frank, bir mektubunda Cooper’ı zor anlarında Anne’ın iyimserliğinden ilham almaya çağırıyor. 9 Ocak 1972 tarihli mektubunda Frank şöyle yazmış: “Anne hayatta kalsaydı en büyük arzusunun insanlık için çalışmak olduğunu hatırlatmak istiyorum. Mektubundan zeki biri olduğunu ve özeleştiri yapabildiğini görüyorum. Bu yüzden Anne’ın, yaşam hakkında olumlu bakış açısının sana ilham vermesini umuyorum.”

Holokost Müzesi tarihçilerinden Edna Friedberg, Otto’nun ve diğerlerinin Anne’ın mirasını canlı tutmak için yaptıkları fedakârlıkları hatırlamanın önemli olduğunu belirtiyor. “Otto Frank o günlüğü yayınlamak zorunda değildi. Yaslı bir baba olarak, bunu kendine saklayabilirdi” diyor Friedberg. “Ama bunu insanlığa hediye etti çünkü çok daha büyük bir amaca hizmet ettiğini gördü. Bu sorumluluğu üstlendi ve hayatının geri kalanında da bu sorumluluğu taşıdı.”

Holokost Müzesi, Cooper’ın koleksiyonunu dijitalleştirip internet ortamına taşımaya hazırlanıyor.  Koleksiyon Frank ailesinin, onlara yardım edenlerle olan yazışmaları da dahil olmak üzere toplam 84 mektup ve aile yadigarı eşyayı da içeriyor. Bunlar arasında Otto Frank’ın bozuk para cüzdanı ve Anne’ın bir fotoğrafı da bulunuyor.