Holokost Ve Çocuklar

Ferhat ATİK Toplum
17 Temmuz 2019 Çarşamba

Almanya’da yaşayan Yahudi çocukların masum dünyası 1933’te Nazilerin başa geçmesiyle değişmeye başlar. Yahudiler, Holokost’la sonuçlanan Nazi ölüm politikasının özel hedefleriydi. En büyük acıları çocuklar çektiler.

1930’larda bir dizi Nazi kanunu yürürlüğe girer. Bu kanunların çocukların hayatı üzerinde çok ciddi etkileri olur. Örneğin Yahudi öğrenciler “Alman Okulları ve Üniversitelerinin Aşırı Kalabalık Olmasına Engelleyici Kanun”la okullardan atılır. Ardından Yahudi çocukların halka açık olan birçok yere girmeleri engellenir; parka veya yüzmeye gitmek gibi günlük etkinlikler yasaklanır.

1935’ten sonra yakın arkadaşları birdenbire okullarındaki Yahudilerden uzaklaşmaya, bazen de düşmanca davranmaya başlarlar. Alman çocukların Nazi gazetesi Der Stürmer’e yolladığı mektuplar Yahudi sınıf arkadaşlarına karşı besledikleri öğretilmiş nefretin göstergesi olur.

1938-1940 yılları arasında Kindertransport (Çocuk Nakli), binlerce Yahudi çocuğunu Nazi Almanya’sından ve işgal altındaki bölgelerden (ebeveynleri olmadan) İngiltere’de güvenli bir ortama kaçıran kurtarma çabasının gayri resmi adıydı. Yahudi olmayan bazı aileler Yahudi çocukları ve bazen de, Anne Frank’ta olduğu gibi, ailenin diğer fertlerini de sakladılar.

Nazilerin yok etmek için hedef aldığı ilk çocuk grubu ‘yararsız yiyiciler’ olarak adlandırdıkları engelli çocuklar grubuydu. En yeni tıbbi yardım ve hatta tedavi aldatmacasıyla ailelerinden koparılmışlardı. Aslında, çok gizli bir ‘ötanazi’ programının parçası oldular.

1939’dan sonra işgal altındaki Avrupa’da Yahudi çocukların kaderini betimleyecek dört farklı model vardır. Ne acıdır ki bu dört model, Holokost ve çocukların ne denli acımasız büyüklerden nasıl zarar gördüklerini tüm çıplaklığı ile anlatır:

1. Toplama kamplarına ve öldürme merkezlerine vardıkları anda öldürülenler;

2. Doğumdan hemen sonra öldürülenler (örneğin Ravensbrück Toplama Kampında 1943 –1945 yılları arasında çoğunlukla Yahudi annelerden doğan 870 bebek);

3. Gettolarda ve toplama kamplarında doğup hayatta kalmayı başaranlar (örneğin Krakov Gettosunda doğup 3 yaşında özel olarak hazırlanmış bir sırt çantası içinde saklı olarak 1944’te Plazsow Toplama Kampından Buchenwald’a taşınan, Alman komünist mahkûmlar tarafından saklanıp korunan Stefan Georg Zweig);

4. Genellikle 10 yaşın üzerinde olan, mahkûm veya işçi olarak veya Nazi deneylerinde kobay olarak kullanılanlar.

↔↔↔

Avrupa’da 1,5 milyondan fazla çocuk Nazi rejimi altında katledildi. ‘Biyolojik olarak saf’ bir ‘Aryan’ toplum yaratmakla takıntılı Naziler Avrupa’da yeni bir Yahudi neslinin yetişmesini önlemek için Yahudi çocukları özellikle hedef aldılar. Tehlike altındaki bazı çocuklar ahırlarda, tavan aralarında ve bodrumlarda saklanarak veya sahte kimlik taşıyarak Nazilerden yıllarca saklandılar. Çocukları güvenli yerlere taşımak için çalışan direniş hareketlerinden birkaç örnek var. Örneğin, Belçikalı papaz Joseph Andre, Yahudileri Koruma Derneği ile birlikte çalışarak, yüzlerce Yahudi çocuğun manastırlarda ve özel evlerde saklanmasını sağlayıp hayatlarını kurtardı. 

Buna rağmen ne yazık ki Holokost’un bitmesinin ardından sağ olarak kurtulan sadece birkaç bin Yahudi çocuk kalmıştı.