İçinde Türkiye’nin de üretici olarak yer aldığı NATO’nun yeni hayalet savaş uçağı F-35 daha şimdiden Ortadoğu’daki dengeleri değiştirmiş, Tahran’ı hesaplarını yeniden yapmaya itmiş durumda.
2015 yılından bu yana dünyadaki neredeyse tüm siyasi ve ekonomik tartışmalara konu olan F-35 savaş uçağı Amerikan havacılık şirketi Lockheed Martin tarafından tasarlandı ve hali hazırda parçaları, NATO üyesi olan ve olmayan ülkelerin ortak üretim kapasitesi tarafından üretiliyor.
Radarla tespiti zor olan bu sebeple askerler arasında bazen hayalet uçak olarak da anılan F-35 artık sadece bir proje değil; savaş gücü ve etkinliği bizzat denenerek ispatlanmış bir savaş uçağı. Bu konu geçtiğimiz günlerde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, İran’ın İsrail’i tehditlerine verdiği karşılık mesajla da teyit edilmiş oldu.
Başbakan Netanyahu İsrail’de bir hava üssünde bir F-35 savaş uçağının önünde yaptığı konuşmada şu sözleri sarf etmekten çekinmedi: “İsrail’in elleri İran’a uzanır ancak Tahran, İsrail’e ulaşamaz”
Netanyahu belki “Radara yakalanmadan” demedi ancak sözleri, hafif güleç yüzü ve arkasında İsrail hava üssünde park etmiş F-35, Netanyahu’nun sözlerinden fazlasını söylüyordu.
2015 Yılında İsrail basınında ortaya çıkan haberlerde gazeteler, İsrailli mühendislerin F-35 hayalet uçağının ilk prototipi üzerinde çalıştığını, jetin yakıt kapasitesi ve radara görünmezliğini iki katına çıkardığını yazmıştı. Uçağın yakıt kapasitesinin iki katına çıkarılmasının nedeninin tahmini çok zor bir analiz olmasa gerek.
Böylece İsrailli pilotlar radara görünmeden, yakıt ikmali yapmadan yüzlerce kilometre gidebilir, Tahran’a ulaşıp geri gelebilirdi. Ayrıca yüzlerce kilometre menzili olan ve radarda yakalanmayan bir uçağın dünyanın her yerinde askeri ve politik dengeleri nasıl değiştireceğini tahmin etmek için tecrübeli bir askeri uzman olmanız da gerekmiyor. F-35, hayalet gibi uçması ve menzili ile Ortadoğu’daki hava üstünlüğü dengelerini ABD-İsrail lehine büyük oranda değiştirmiş durumda.
İran’ın nükleer çalışmaları dolayısı ile İsrail dışında, başta Suudi Arabistan ve Körfez Ülkeleri için de bir tehdit olması, İsrail ile bu ülkeleri tarihte hiç olmadığı kadar yakınlaştırmış durumda. Buna ek olarak Haziran 2018’de bir Kuveyt gazetesi İsrailli pilotların F-35 uçakları ile Tahran’a kadar görünmeden gidip geldiklerini yazdı. Hatta gazete İranlı yetkililerin söz konusu gizli operasyondan dolayı paniklediklerini, haberin İran’ın Ruhani Lideri Ali Hamaney’in kulağına gitmesini engellemek için ellerinden geleni yaptıklarını bile yazdı. Ancak Hamaney’in haberi duyduğu ve birçok vazgeçilmez komutanı görevinden uzaklaştırdığı da ortaya çıkan haberler arasında idi.
F-35 finansal piyasaları bile etkiledi. Savaş uçağının İsrailli pilotların komutasında Tel Aviv’den Tahran semalarına görünmeden ulaşması, yapımcısı Lockheed Martin firmasının hisselerinin piyasalarda bir anda yüzde 75 değer kazanmasına neden oldu.
Dünyanın en pahalı savaş uçağı projesi olarak tarihe geçen F-35, ABD’nin özellikle liberal siyaset kanadından da çok eleştiri almıştı. Ancak F-35 gökyüzünde sadece görünmesiyle bile, tek kurşun atmadan Ortadoğu’da dosta ve düşmana caydırıcı gücünü şimdiden ispat etmiş durumda.
Bu yazı CNBC’de Jake Novak’ın yazdığı 19 Temmuz 2019 tarihli “The F-35 has already freaked out Iran and changed everything in the Middle East” adlı analizin kısaltılmış halidir.