Sw19: Tenis Mabedi...

Eğer dünya üzerinde böyle bir yapı varsa, orası Wimbledon’dur. Daha doğrusu bilinen adıyla Wimbledon Şampiyonası ya da sadece Şampiyona… Kod adıyla SW19 (South West 19).

Mete YAYLALI Spor
24 Temmuz 2019 Çarşamba

Londra’nın yerlilerine SW19 dediğinizde size Wimbledon Tenis Turnuvası’nın adresi LTA’yı (Lawn Tennis Association, bize uyarlarsak İngiltere Tenis Federasyonu) işaret ederler.

Teniste Grand Slam dendiğinde sezona Avustralya ile başlayan Fransa’da Roland Garros ve İngiltere’de Wimbledon ile devam edip Amerika’da sonlanan doğudan batıya bir seri akla gelir. Hepsi özeldir, hepsi büyüktür ama biri daha prestijlidir. Her sporcu bu serilerde oynamak ister ama Wimbledon kortlarına çıkmak eline raket alan her çocuğun hayalidir, hedefidir.

Çünkü Wimbledon sadece bir tenis turnuvası değildir, bir tarihtir, bir gelenektir. Dünyanın devam eden en eski turnuvasıdır. 142 yıl önce 1877’de hangi kortlarda oynanmışsa hâlâ o kortlarda oynanıyor; 142 yıl önceki ilk turnuva hangi zeminde oynanmışsa bugün yine aynı zeminde oynanıyor.

Tenis literatürüne ‘Merkez Kort’ tanımı Wimbledon’la girdi. Diğer slam’lerde merkez kort ünlü bir isme adanırken muhafazakâr İngilizler, Merkez Kort’a “Merkez Kort” derler çünkü o kort gerçekten kulübün merkezidir. Diğer korta da “1 No’lu Kort” der geçerler. Çünkü Merkez Kort sayısal olarak başlangıçtır, sıfırdır, öncesi yoktur, ilk o vardır.

Wimbledon gelenekleri temsil eder. Beyaz giyme zorunluluğu vardır, tonlarca çilek ve krema tüketilir, Pimm’s içilir. Her sabah açılışı bir oda orkestrası yapar, konukları karşılar. Top toplayan çocuklar (BBG=Ball Boys Girls) belirli okullardan, müdürün tavsiyesi ile seçilir, tenis kurallarını içeren yazılı ve atletik testlerden geçerler. Her çocuğun özgeçmişinde bu görevi yapmış olmak önemli bir yer tutar.

2009 yılına kadar direnen turnuva ancak o yıl merkez kortun üstünü kapatabilmiş, tenis kamuoyu bu gelişmeye zorlukla ikna edilebilmişti çünkü Wimbledon demek bir anlamda yağmur demektir. Wimbledon’da bir meteoroloji istasyonu vardır.

Kortlarda sponsor reklamı yer almaması da en önemli özelliklerinden biridir. Sadece zaman tutma altyapısını kuran Rolex’in ayrıcalığı vardır.

Wimbledon diğerlerinden farklıdır dedik ya, en önemli farklardan biri de turnuvanın süresinde kendini gösteriyor. Diğer üç major turnuva 14 gün sürerken, Wimbledon 13 gündür. Geleneksel olarak haziranın son ya da temmuzun ilk pazartesisi başlar ve iki hafta sonra cumartesi - pazar oynanan final maçlarıyla tamamlanır. İlk haftanın sonundaki pazar günü maç oynanmaz, kulüp tamamen kapatılır ve buna ‘Ortadaki Pazar’ ya da ‘Halkın Pazarı’ adı verilir. Dinlenme günüdür; hem sporcular, hem çalışanlar ve hem de çimler için! Çünkü çimler de canlıdır. Bu kural, yağmur nedeniyle, Wimbledon tarihinde sadece dört kez bozulmuştur: 1991, 1994, 2004 ve 2016’da.

Wimbledon 2019

2019 Şampiyonası işte bu geleneklerin ışığında 1-14 Temmuz tarihlerinde 133. kez kapılarını dünya tenisine açtı. Yaşlı organizasyon gelecek yılki randevu için kabuğuna çekilirken erkeklerde Novak Djokovic, kadınlarda Simona Halep dünyanın en prestijli kupasını evlerine götürüyordu. Turnuvanın ardından akılda neler kaldı bakalım...

Öncelikle 37 yaşında Roger Federer ile 32 yaşında Novak Djokovic’in Wimbledon tarihinin en uzun, 4 saat 57 dakika süren final maçı bu yıla damgasını vuruyordu. Bu şampiyonlukla Djokovic, 30 yaşın üstünde Wimbledon şampiyonluk unvanını koruyan ilk erkek sporcu olurken Federer ile son beş karşılaşmasından da zaferle çıkıyordu. Bu turnuvada Roger Federer de çeyrek finalde Nishikori karşısında 100. Wimbledon maçını kazanarak tarihe geçiyordu.

Erkekler tarafında 30’lu yaşlar 2. yıl yine yarı final ve final oynarken dünya tenisinin geleceği olarak bakılan 25 yaş altı oyuncular ne yapıyordu?

5 numaralı seribaşı Dominic Thiem, 6 numara Alexander Zverev ve 7 numara Stefanos Tsitsipas gibi gençler ilk turda havlu atıyordu. Çeyrek final oynayabilen en genç tenisçi 28 yaşındaki David Goffin oluyordu. Felix Auger-Aliassime, Taylor Fritz, Alex de Minaur, Daniil Medvedev ve Karen Kachanov gibi genç yetenekler de iki ve üçüncü turlarda elenerek hayal kırıklığı yaratıyorlardı. Bu duruma Djokovic demiş ki “Gençleri bana sorup durmayın. Herkesin bir zamanı var ve zamanı geldiğinde onlar da olacak fakat Grand Slam’lerde olacak gibi görünmüyor.”

Kadınlar tarafında ise 15 yaşındaki Amerikalı Cori ‘Coco’ Gauff ‘wild card’ ile elemelerden katıldığı turnuvada fırtına gibi esiyordu. Wimbledon tarihinin elemelerden ana tabloya çıkan en genç sporcusu Coco Gauff, sırasıyla Venus Williams, Magdalena Rybarikova ve Polona Hercog’u geçerek 4. turda Simona Halep maçıyla bu yılı tamamlıyor fakat 2020 için neler yapacağını da gösteriyordu. 27 yaşındaki şampiyon Simona Halep bu yıl 15 yaşındaki Gauff’u durdurmayı başardı fakat 16 yaşında bu kızı bakalım kim durduracak? Bütün maçlarında yüz ifadelerini bozmadan kızlarını destekleyen, taşkınlık yapmayan, soğukkanlı ve bilinçli bir anne-baba herhalde böylesi bir başarının yanında pek görülmüş değildir. Şimdiden Roger Federer’in menajerlik şirketiyle çalışan, milyon dolarlık sponsorluklarla ve en önemlisi üst düzey bir teknik kadroyla Coco Gauff için yakın geleceğin süper starı deniyor. Ancak tenis öyle bir spor ki bugünden yarına bir gelecek çizmek kolay değil. Çünkü bahsedilen isimler insan ve her insan gibi öngörülemez şartlardan geçebiliyor. Yine de bugün için olağanüstü sayılabilecek bir yetenek, Jennifer Capriati’nin aynı yaştaki 1991 Wimbledon başarısından sonra ilk defa görülüyor.

Kadınlar tarafındaki büyük hayal kırıklığı da 22 yaşındaki dünya 1 numarası Japon Naomi Osaka hesabına yazılıyordu. 2018 Amerika Açık ve 2019 Avustralya Açık şampiyonu genç sporcu 2 numaralı seri başı olarak girdiği turnuvada ilk turda 39 no. Yuliya Putintseva karşısında iki sette elenirken, Roland Garros 3. tur mağlubiyeti ile tekrarlanan bir seriye giriyordu.

Bu yılın Roland Garros şampiyonu dünya 1 numarası Ashleigh Barty de Wimbledon öncesi Birmingham zaferi de dahil 15 maçlık galibiyet serisini 4. turda Amerikalı Alison Rske karşısında noktalıyordu.

Kadınlar finalini 37 yaşında ve yedi şampiyonluğa sahip Serena Williams ile 27 yaşında Romen Simona Halep oynarken Merkez Kortu dolduran seyirciler sadece 56 dakikalık bir maç izlediler. Herhalde Serena’nın kariyerindeki en kısa süreli final mağlubiyeti olsa gerek. Halep, 56 dakika sonunda adını Wimbledon Şampiyonları tablosuna yazdırırken yanında başarılı antrenörü Daniel Dobre vardı. Buradan hemen de bir bağlantı çıkaralım! Daniel Dobre 1990’lı yıllarda İzmir Kültürpark Tenis Kulübünde yabancı oyuncu olarak lig takımında yer almıştı. Malum eskiden Türkiye’de tenis ligleri vardı; bugün tarihe karıştı. Dobre gibi yabancı oyuncular da liglerde Türk sporcularla birlikte oynardı.

 

2019 Wimbledon tarih sayfalarındaki yerini alırken 2020 yılında bir yaş daha almış Federer ve Serena bakalım neler yapacak ya da yapacak mı? Belki de bu yıl onları son defa izlemişizdir, kim bilir?

Son olarak Wimbledon şampiyonasının 6000 çalışanı ile muazzam cirosu ve gelirini düşünelim ve bir spor organizasyonundan daha fazlası olduğunu, bir spor endüstrisi olduğuna dikkat edelim.

Güzel de bir anekdot ile Wimbledon’un neden Wimbledon olduğunu görelim.

2013 yılında LTA Başkanı Cathie Sabin’e sormuşlar: “Dünyanın birçok yerinde çim kort turnuvaları yapılmaya çalışılıyor fakat başarılı olmuyor, bunun sırrı nedir?”

Başkan da cevap vermiş, “Biz 136 yıldır yapıyoruz!”

Sporda başarının sırrı tam da burada: Süreklilik.

Bu küçük (!) detayı kavradığımızda sadece sporda değil bütün sosyal ve ekonomik alanlarda başarıya doğru yola çıkacağız, yine de daha çok yolumuz olacak.