Web´den Seçmeler

Öyleyse kimdir bu ihaleyi alan SICPA Turkey şirketi ve sahipleri? Evet, Yahudi bir aile ama bakın kim... Müze ihalesini alan SICPA Turkey Şirketi, merkezi İsviçre’de bulunan bir ürün güvenliği şirketi.Amerikan Merkez Bankası’nın mürekkeplerini bile bu şirket veriyor.Kurucuları da Hamon ailesi... Bu aile ilgili Naim A. Güleryüz’ün çok ilginç bir makalesi var. Başlığı “Topkapı Sarayı’nda Üç Kuşak Saray Hekimi: Hamon Ailesi”... İspanya’daki Hıristiyanların baskısıyla 1492 yılında Türkiye’ye göç etmiş bir ailenin torunları... ERTUĞRUL ÖZKÖK - HÜRRİYET

İzak BARON Diğer
24 Temmuz 2019 Çarşamba
  • ÖYLEYSE KİMDİR BU İHALEYİ ALAN SICPA TURKEY ŞİRKETİ VE SAHİPLERİ? EVET, YAHUDİ BİR AİLE AMA BAKIN KİM...MÜZE İHALESİNİ ALAN SICPA TURKEY ŞİRKETİ, MERKEZİ İSVİÇRE’DE BULUNAN BİR ÜRÜN GÜVENLİĞİ ŞİRKETİ.AMERİKAN MERKEZ BANKASI’NIN MÜREKKEPLERİNİ BİLE BU ŞİRKET VERİYOR. KURUCULARI DA HAMON AİLESİ...

Sosyal medyada günlerdir bir fısıltı dolaşıyor.

Efendim, “Türkiye müzelerinin yönetimi İsrailli bir şirkete verilmiş”...

Üstelik bu mesajların çoğu muhalif diye bildiğim çevrelerden geliyor.

Olayın aslını size ben anlatayım.

Kültür ve Turizm Bakanlığı 2018’de bir ihale açmış.

Bu ihale gazetelerden ilan edilmiş.

İki şirket girmiş ve yüksek fiyat veren ihaleyi almış.

Şimdi dikkat...

BİR: İhale müzelerin yönetimi ile yakından uzaktan ilgili değil.

Sadece gişe hizmetlerinin iyileştirilmesi ve gelirlerinin arttırılması ihalesi.

İKİ: İhaleyi kazanan şirketin, müze giriş ücretlerini belirlemede hiçbir katkısı yok.

Ayrıca bir bilgi daha vereyim.

Türkiye’deki sigara ve içki bandrolünü de bu şirket yapıyor.

Bu yüzyılda böyle bir şeye bu kafa ile bakmak gerçekten çok yanlış.

Öyleyse kimdir bu ihaleyi alan SICPA Turkey şirketi ve sahipleri?

Evet, Yahudi bir aile ama bakın kim...

Müze ihalesini alan SICPA Turkey Şirketi, merkezi İsviçre’de bulunan bir ürün güvenliği şirketi.

Amerikan Merkez Bankası’nın mürekkeplerini bile bu şirket veriyor.

Kurucuları da Hamon ailesi...

Bu aile ilgili Naim A. Güleryüz’ün çok ilginç bir makalesi var.

Başlığı “Topkapı Sarayı’nda Üç Kuşak Saray Hekimi: Hamon Ailesi”...

İspanya’daki Hıristiyanların baskısıyla 1492 yılında Türkiye’ye göç etmiş bir ailenin torunları...

Osmanlı sarayında İkinci Beyazıd’dan İkinci Selim’e 4 kuşak doktorluk hizmeti vermiş.

Jozef Hamon, Yavuz Sultan Selim’in çıktığı bütün seferlere onun doktoru olarak katılmış ve 1518 yılında Filistin seferi dönüşünde vefat etmiş.

Oğlu Moşe Hamon ise “Musa Bin Hamun” adı altında Kanuni Sultan Süleyman’a özel doktoru olarak hizmet etmiş.

Kanuni Macaristan’ı aldıktan sonra oranın sağlık işlerini düzeltmekle görevlendirilmiş.

İşte böyle bir aile... Yani bir nevi Osmanlı torunu sayılır.

Ama bütün bunlardan önemlisi, bu işin ehli bir şirket ve müzelerin gişe hizmetlerinde ciddi bir teknolojik gelişme sağladılar.

Diyeceğim, bu yüzyılda bırakalım artık böyle saçma sapan dedikoduları.

Ertuğrul Özkök

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ertugrul-ozkok/osman-kavalanin-adini-bakin-nerede-gordum-41279170

 

  • AŞIRI SAĞIN VE NEO-NAZİZMİN YÜKSELİŞE GEÇMESİ DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDA YAŞAYAN YAHUDİLER İÇİN RAHATSIZ EDİCİ BOYUTLARA GELMEK ÜZEREDİR. ANTİ-SEMİTİZMİN YANI SIRA BU TARİHİ GERÇEĞİN BAŞKA HADİSELERLE KIYASLANMASI DA HOLOKOST’UN DEĞERİNİN AZALTILMASINA YOL AÇACAKTIR

Küresel bir sorun olarak son dönemde dikkat çeken konulardan biri yabancı düşmanlığıdır. Yabancı düşmanlığının Avrupa’daki etkilerini görebilmek için son AB seçim sonuçlarına bakmak yeterli olacaktır. Kıta Avrupası halkları da bu yabancı düşmanlığının bilincindedir. Yabancı düşmanlığından muzdarip olanlar yalnız son yıllarda Avrupa’ya göç eden Suriyeli sığınmacılar değildir. Nazi Almanyası’nın insanlık tarihinde bıraktığı kara lekenin unutulmaması için dünyanın çeşitli merkezlerinde Holokost anma müzeleri inşa edilmiştir. Söz konusu müzelerin inşa edilmesinin sebebi Yahudi Soykırımı’dır. Bunun için inşa edilmiş müzelerin amaçlarından saptırılması Holokost’un öneminin kaybolmasına yol açabilecektir. Hukuki bir kavram olan soykırım üzerinden tanımlanan Holokost nevi şahsına münhasır bir insanlık suçudur. Dolayısıyla Holokost’un başka olaylarla bir arada gösterilmesi seğreltilmesi anlamına gelir. Bunu Vaşington’da bulunan The United States Holocaust Memorial Museum’un müdürü Holokost’un yalnız Avrupa ya da Yahudiler tarihinde değil, tüm insanlık tarihi için önemli olduğunu, bunun başlı başına vurgulanması gerektiğini belirtmiştir.

Bu konuda duyduğu rahatsızlığı dile getiren müze yetkilileri, “The United States Holocaust Memorial Museum, Holokost’un tarihi ya da güncel diğer olaylarla mukayase edilmesi çabasına kesinlikle karşıdır.” Müze, bu konu karşısındaki kararlılığın vurgulanması gerektiğini bir kez daha resmi açıklama ile ifade etmiştir.  Ayrıca müze açıkça Holokost mağdurlarını böyle kıyaslamalarla incitmekten derin üzüntü duyduğunu da belirtmiştir.

Aşırı sağın ve Neo-Nazizmin yükselişe geçmesi dünyanın dört bir yanında yaşayan Yahudiler için rahatsız edici boyutlara gelmek üzeredir. Anti-semitizmin yanı sıra  bu tarihi gerçeğin başka hadiselerle kıyaslanması da Holokost’un değerinin azaltılmasına yol açacaktır. AVİM olarak, bu konuya ilişkin olarak geçen sene de Avrupa Yahudi Kongresi Başkanı (İng. European Jewish Congress – EJC) Dr. Moşe Kantor’un Holokost’un unutulmaya başlandığını vurgulaması üzerine bir yazı kaleme almıştık. Bu çalışmamızda sadece Avrupa’da değil, ABD’de de Yahudi Soykırımı’nın insanlık tarihinde yarattığı tahribatın etkisini yitirmesinden duyulan endişenin insanlığın ortak kaygısı olduğunu vurgulamıştık.

Vaşington’daki Holokost Anma Müzesi yetkililerinin açıklamalarıyla bu konunun tarihi gerçeklere uygun objektif bir gözle değerlendirildiğini görmekten memnuniyet duymaktayız. Holokost müzesinin varlığının önemi açıktır. Holokost müzesinin öneminin başka olaylarla seğriltilmesine getirdiğimiz eleştiriler doğrultusunda, müze yetkililerinin son açıklamalarıyla Holokost’un ciddiyetine halel getirilmesine izin verilmeyeceğini görmek memnuniyet vericidir.

Hazel ÇAĞAN ELBİR

https://www.academia.edu/39806269/YABANCI_D%C3%9C%C5%9EMANLI%C4%9EI_ARTTIYOR_HOLOKOST_UN_C%C4%B0DD%C4%B0YET%C4%B0NE_G%C3%96LGE_D%C3%9C%C5%9E%C3%9CRME_%C3%87ABALARI_DA_ARTIYOR_-_Hazel_%C3%87A%C4%9EAN_ELB%C4%B0R

 

  • TÜRKİYE-İSRAİL İLİŞKİLERİNDEKİ EN BÜYÜK GÖLGE, 2016’DA SEÇİLEN VE 2017’DE GÖREVE BAŞLAYAN ABD BAŞKANI DONALD TRUMP OLDU

Türkiye-İsrail ilişkilerindeki en büyük gölge, 2016’da seçilen ve 2017’de göreve başlayan ABD Başkanı Donald Trump oldu. Trump, seçim öncesindeki vaadini yerine getirdi, 2018’de Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdı, büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıdı, 2019’da ise daha da ileri giderek BM Güvenlik Konseyi’nin 1967 tarihli 242 sayılı kararına rağmen, Golan’ı İsrail toprağı saydı. Trump’ın 2018’deki “başkent” kararından sonra, Türkiye-İsrail ilişkileri bir kez daha bozuldu ve büyükelçiler geri çekildi.

Bu kısa tarihçenin gölgesinde Türkiye-İsrail ilişkilerini sadece Filistin boyutunda görmemek gerekiyor. İsrail Doğu Akdeniz’de 2013’den itibaren Tamar gaz yataklarından doğal gaz pompalamaya başladı. Söz konusu çerçevede, 2009-2010’dan sonra gerilen Türkiye-İsrail ilişkilerini takiben, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi’yle adım adım gelişen süreçte, ekonomik ve savunma içerikli mutabakatlara vardı. Türkiye’nin tanımadığı münhasır ekonomik anlaşmalarla, Mısır ve Lübnan’ın da dahil olduğu alanlar belirlendi; kağıt üstünde paylaşımlar yapıldı. Böylece Türkiye’nin daha önceden de vurguladığı Doğu Akdeniz’deki “münhasır ekonomik alanlar”, Kıbrıs konusu ve Yunanistan’la ilişkiler de Türk-İsrail ilişkilerinin konusu olmaya başladı.

Soğuk Savaş’taki istisnai ilişkiler, Türkiye’nin nüfusunun çoğu Müslüman olup da, İsrail’i tanıyan ilk ve 1978’deki Camp David barışına kadar tek ülke olması, ayırt edici bir içeriğe işaret ediyor. ABD müttefikliği bu ilişkileri temelde belirleyen bir rotayı ifade ediyordu. Yukarıda saydığımız konuların yanı sıra, Ortadoğu’daki Kürt konusu da Türk-İsrail ilişkilerinde kağıt üstünde adı geçmese de, Türk-İsrail ilişkilerinde önemli bir faktör olmaya başladı. 2004’te Seymour Hersh’ün işaret ettiği İsrail’in Mistaravim grubunun, emekli ya da İsrail ordusundan istifa ettiği söylenen subaylar aracılığıyla Irak’ın kuzeyinde Peşmerge ordusunu eğittiği daha dün gibi hafızalardadır. (https://www.newyorker.com/magazine/2004/06/28/plan-b-2) Ne var ki, 5 Kasım 2007’deki Erdoğan-Bush Beyaz Saray zirvesinin ardından, Türkiye de 2005 Irak Anayasası’na göre kurulan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni özerk bölge olarak tanıdı. Aradaki ekonomik ilişkiler geliştirildi; en sekülerinden en dincisine kadar 1200 Türk firması söz konusu bölgede faaliyet gösteriyor. Öte yandan, Suriye konusunda da birbirine yaklaşan ve uzaklaşan politikalar gündemdedir. 1998’de PKK terör örgütünün başı Öcalan’ın Suriye’den çıkarılmasının ardından imzalanan Adana mutabakatıyla gelişen, en son ortak askeri tatbikat yapmaya varan Türkiye-Suriye ilişkileri, 2011’de sözde Arap Baharı’nın Suriye’ye yansımasıyla bozuldu. Türk-ABD müttefikliği, Esad karşıtı bir eksende, Suriye’de BAAS rejiminin sonlandırılmasına odaklandı.  İsrail’in baba Esad’dan beri rahatsız olduğu BAAS rejiminin, yani “terörist devlet” olarak ele aldığı Suriye yönetiminin yıkılması aslında İsrail’in de işine geliyordu. Bununla birlikte Suriye içindeki belirsizlik, yoğun göç hareketleri, farklı bölgelerin oluşması, toprak bütünlüğünün zedelenmesi, IŞİD’in kısa süreli yayılması başka algılamalara neden oldu. Türkiye’nin dikkati, Esad’ın devrilmesinden çok IŞİD’i devirme adına ABD ile işbirliği yapan ve SDG adı altında etkinlik gösteren PKK terörünün uzantısı PYD/YPG yapılanmasının Suriye’nin kuzeyinde oluşturduğu “koridora” yöneldi. Rusya’nın Suriye’deki varlığı, Esad’a desteği, Rusya-İran-Hizbullah işbirliğinin Doğu Akdeniz’deki kombinasyonu İsrail’i rahatsız etti. İsrail, Suriye’de PYD/YPG’nin oluşumuna dolaylı bir destek verirken; Türkiye, vurguladığımız üzere bu oluşumu, beka meselesi olarak kabul etti, 2016-2018 arasında Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı Barış Harekatlarını Fırat’ın batısından, Hatay sınırındaki Afrin’e uzanan zeminde gerçekleştirdi. Bugün en çok konuşulan konu, Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna gerçekleştireceği olası operasyondur. Ekonomik ve savunma işbirliğinde Irak Kürtleri’ne yoğun destek veren İsrail’in Suriye’deki Kürtler için ajandası tam olarak tespit edilememiştir.

Yığılan ihtilafların envanteri

İşte bu bağlamda dediklerimizi özetlersek Türkiye-İsrail ilişkilerinde temel konu başlıkları şu şekilde ortaya çıkmaktadır:

1-      Filistin’deki gelişmeler;

2-      Doğu Akdeniz’deki “münhasır ekonomik alanlar”;

3-      Kıbrıs sorunu;

4-      Türk-Yunan ilişkileri;

5-      Ortadoğu’da Kürt konusu;

6-      Yukarıdaki paragraflarda değinmediğimiz İran karşıtı ABD vesayetinde oluşturulan İsrail-Suudi Arabistan-Körfez ülkeleri- Mısır-Ürdün ekseni;

7-      Rusya’nın bölgedeki varlığıyla değişen algılar.

Deniz Tansi

http://www.sosyaldemokratdergi.org/deniz-tansi-iki-secim-arasi-turkiye-israil-iliskileri/

 

  • Netten okumalar

 

  • İZMİR SELÇUK’TAKİ EFES HARABELERİ GİBİ MÜZE VE ÖREN YERLERİNİN İŞLETMESİNİN İSRAİLLİLERE DEVREDİLDİĞİ İDDİASI ASILSIZ

https://www.malumatfurus.org/efes-harabelerinin-isletmesinin-israillilere-devredildigi-iddiasi/

 

  • TÜRKİYE’DEKİ MÜZE İŞLETMELERİNİN 9 YILLIĞINA İSRAİLLİ BİR FİRMAYA DEVREDİLDİĞİ İDDİASI

 

https://teyit.org/turkiyedeki-muze-isletmelerinin-9-yilligina-israilli-bir-firmaya-devredildigi-iddiasi/

 

  • KUDÜS YAKINLARINDA YERALTINDA 9 BİN YILLIK DEV “METROPOL” KEŞFEDİLDİ

https://www.independentturkish.com/node/52326/haber/kud%C3%BCs-yak%C4%B1nlar%C4%B1nda-yeralt%C4%B1nda-9-bin-y%C4%B1ll%C4%B1k-dev-%E2%80%9Cmetropol%E2%80%9D-ke%C5%9Ffedildi

 

  • “POGROM” NİYE RUSÇA? – MELİKE KARAOSMANOĞLU

http://www.avlaremoz.com/2019/07/16/pogrom-niye-rusca-melike-karaosmanoglu/

 

  • SOYKIRIM KRİTERLERİ

https://www.e-skop.com/skopbulten/soykirim-kriterleri/5283

 

  • HAMAS’TA İÇ ANLAŞMAZLIKLAR MI BAŞ GÖSTERİYOR?

https://aawsat.com/turkish/home/article/1817046/hamas%E2%80%99ta-i%C3%A7-anla%C5%9Fmazl%C4%B1klar-m%C4%B1-ba%C5%9F-g%C3%B6steriyor

 

  • İSRAİL’DE NEOLİTİK ÇAĞ’DAN KALMA 10 BİN YILLIK BİR ŞEHİR BULUNDU

https://www.gazeteduvar.com.tr/kultur-sanat/2019/07/21/israilde-neolitik-cagdan-kalma-10-bin-yillik-bir-sehir-bulundu/

 

  • İNSANLIĞIN BAŞI SAĞ OLSUN: EVA TEYZEYİ KAYBETTİK… - MAHMUT ŞENOL

https://mesele121.org/insanligin-basi-sag-olsun-eva-teyzeyi-kaybettik

 

  • REGL VE YAHUDİ SOYKIRIMI

https://vesaire.org/regl-ve-yahudi-soykirimi/

 

  • FUTBOLUN MOZART’I: MATTHİAS SİNDELAR – MUSTAFA KAVGACI

https://t24.com.tr/yazarlar/mustafa-kavgaci/futbolun-mozart-i-matthias-sindelar,23183

 

 

Takılan tweetler

 

(((rivokkk)))@Rivokhay

Baktılar köpekleri yok edemiyorlar “yahudiler müslümanların üstüne köpekleri salıyorlar” diye haber yapmışlar. Akıl fikir.. nasıl bir haber bu.

Beykoz Göksu Evleri ile ilgili büyük iddia

https://dostbeykoz.com/beykoz-goksu-evleri-ile-ilgili-buyuk-iddia

https://twitter.com/Rivokhay/status/1153218559780294656

 

Y. Emre Kocabasoglu@Kocabasoglu

"İddia" değil de, "Antisemit iftiralar ve zırvalara bulanmış manyakça hezeyanlar" diyelim.

https://twitter.com/Kocabasoglu/status/1153236557287088129

 

Avlaremoz@avlaremoz

Antisemitizmde Yaratıcılık: İğneli Fıçılar, Masonlar ve Sokak Köpekleri – Madam Pandispanya

http://www.avlaremoz.com/2019/07/22/antisemitizmde-yaraticilik-igneli-ficilar-masonlar-ve-sokak-kopekleri-madam-pandispanya/

https://twitter.com/avlaremoz/status/1153272949719412737

 

ishak ibrahimzadeh@ishak5723

Bunlara inananlar olduğunu düşünmek konunun en acı tarafı ... Bir toplumu bunları inanacak hale düşürmek mücadele edilmesi gereken en ciddi konu ..

https://twitter.com/ishak5723/status/1153289724653723648

 

Murad Çobanoğlu@muradcobanoglu

Günlük doz antisemitizminizi aldınız mı?

“Yeni Akit Gazetesi, İclal Yalçınlar’ın yazısını haberleştirdi. Söz konusu haberde, Beykoz Göksu Evlerinde yaşayanların ırkçılık yaparak, bölgedeki sokak köpeklerini Müslümanların üzerine saldıkları iddia edildi.”

https://twitter.com/muradcobanoglu/status/1153217128864067585

 

Mustafa Yeneroğlu@myeneroglu

Irkçılık iğrenç bir biçimde nasıl körükleniyor ve nefret nasıl oluşturuluyor diye merak edenler bu sözde haberi okusunlar. İstanbul'da Yahudiler köpeklerini Müslümanlara saldırtıyorlarmış!! Bu Nazilerin dili. Müslümanlar da bazen bu dile maruz kalıyorlar.

Avrupa'da Müslümanların devamlı maruz kaldığı bu dile ülkemde Yahudi ve Hıristiyanların zaman zaman maruz kalması gerçekten yıkıcı. Müslüman ırkçı olamaz, Müslüman nefret tellallığı yapamaz, Müslüman yalan haber üretemez. Müslüman herşeyden önce ahlaklı ve insaflı olur!!!

https://twitter.com/myeneroglu/status/1153298357076529152

 

Naim Dilmener@renemliD

Gerçek olamayacak kadar KORKUNÇ. Herhalde bir montajdır bu. Ya da eşek şakası. Ya da katır parodisi. Değilse eğer, bir faşizm ilmühaberidir.

 

 

https://twitter.com/renemliD/status/1153540759393656832

 

İslam Özkan@islamozkann

Akit gazetesinin haberine göre Beykoz Göksu sitelerinin Yahudi sakinleri güya aç köpekleri Müslümanların üzerine salarak onlardan intikam alıyormuş. Hep derim muhafazakarların hayal dünyası o kadar geniştir ki ne halt edeceğini kimse bilmez. Her türlü herzeye açıktır yani

https://twitter.com/islamozkann/status/1153372448882081798

 

Selin Nasi@selinnasi

Göksu Evleri’nde oturup aidat zamlarına itirazını kabul ettiremeyen yazar, “Dur bakayım,şöyle Yahudilere giydiren bir yazı döşensem,” demiş gibi...

Bu deli saçması iddiaların alıcısı var, ne yazık ki!

Cezai yaptırım olmaması da böylesi ırkçı söylemleri adeta teşvik ediyor.

https://twitter.com/selinnasi/status/1153406172713693184

 

Ekrem Şama@ekremsama

Haim Nahum, İskenderiye Yahudi cemaati ile birlikte.

 

https://twitter.com/ekremsama/status/1153226322543595520

 

Derin Koçer@KocerDerin

Musevi havayolu şirketi @ELALUSA için efsane reklamcı Bill Bernbach’ın (DDB) 1950’lerde hazırladığı reklam...

Nuh’un Gemisi resmedilmiş; şirketin ağzından ise “Uzun süredir seyahat işindeyiz” deniyor.Politik doğruculuğun henüz boku çıkmamış.

(Kaynak: Andrew Cracknell)

Yine Bernbach’ın 60’larda Musevi kimliğinin ötesine geçip herkese ekmek satmak isteyen yerel Levy’s fırını için hazırladığı reklam...

Uzun bacaklar ya da kaslı kollar yerine sıradan insanların da ilk defa reklamlarda rol almasının yolu böylece açılmış.

 

https://twitter.com/KocerDerin/status/1153295721367560192