Tu BeAv, Tanrı’ya ve birbirimize karşı hissettiğimiz saf sevginin günüdür. Bu yıl Tu BeAv; 15 Ağustos Perşembe akşamı ve 16 Ağustos Cuma günü kutlanıyor.
Av ayının 15’i anlamına gelen Tu BeAv, bir mutluluk, teselli ve sevgi günüdür.
Mişna, Tu BeAv gününü, bekâr genç kızların ödünç aldıkları beyaz kıyafetleri giyip, uygun bir koca bulmayı ümit ederek bağlarında dans ettiği bir gün olarak tanımlar: “Bu günde, Yeruşalayim’in kızları çıkıp… Bağlarda dans ederdi…” ve “Bekâr erkekler de kendilerine uygun gelini bu bağlarda arardı.” (Talmud; Taanit 26b).
Yeruşalayim’in bekâr kızları, kıyafet alacak imkânı olmayanları mahcup etmemek için, birbirinden ödünç kıyafet alır ve birbirinin aynı tarz kıyafetler giyerdi. Bu şekilde, erkekler de kendilerine uygun gelini, kızların kıyafetlerine değil, onların davranış, tutum ve değer duygularına odaklanarak bulmaya çalışırdı.
Tarih boyunca Tu BeAv günü birçok mutlu olay ve mucize gerçekleşir. Bu da olayların en kötü anında bile umutsuzluğa kapılınmaması ve her zaman Yüce Tanrı’ya güvenilmesi gerektiğini, hiçbir zaman her şeyin sona ermediğini, en beklenmedik bir anda, göz açıp kapayana kadar kısa bir sürede, birden yeni bir kapı açılıp işlerin düzelmeye başlayacağını hatırlatır. Tarih boyunca 15 Av-Tu BeAv’da yaşanan ve affedilişi, sevgiyi, bütünlüğü ve umudu yaşatan mutlu ve hayırlı olaylar, Tişa BeAv’daki düşüşün onarımının sağlandığını gösterir. Mişna bilgeleri Tu BeAv için şu terimi kullanır: “Yahudiler için hiçbir gün, Tu BeAv ve Yom Kipur kadar hayırlı ve güzel olmamıştır.” (Taanit 4:8)
Bu yıl Tu BeAv 15 Ağustos Perşembe akşamı ve 16 Ağustos Cuma günü kutlanıyor.
Talmud Bava Batra, tarihte Tu BeAv günü gerçekleşen altı mutlu olaydan bahseder:
1- Casusların kurguladığı rapor üzerine verilen ceza son bulur ve bu sebeple meydana gelen ölümler sona erer.
Kenaan’ı (İsrail Toprakları) incelemeye giden (Bamidbar 13:2) on iki casustan on tanesi, ülkede yaşayanların “bizden daha güçlü” devler ve savaşçılar olduğu ve bu toprakları fethetmenin imkânsızlığı konusunda rapor vererek (Bamidbar 13:27-28), halkı yanıltır ve umutsuzluğa düşürür. Bu ümitsizlikle bütün gece sızlanıp boş yere ağlayan halk (Bamidbar:14:1), o günün (Tişa BeAv) tarih boyu bir ağlama günü olarak sabitlenmesine sebep olur.
Buna ek olarak Tanrı, Moşe Peygamber dâhil, 600 bin erkekten oluşan tüm nesli, Kutsal Topraklara girmelerine izin vermeyerek cezalandırır. (Vaat edilen toprakların ne kadar iyi olduğunu ısrarla savunan Kalev ve Yeoşua hariç.)
Bu şekilde, çölde geçen yaklaşık kırk yıl boyunca, her yıl Tişa Beav günü, 15.000’den fazla kişi ölür. O yıl kimlerin öleceği bilinmediğinden, günahın işleniş yıldönümü olan Tişa Beav günü, halk mezarlar kazıp içlerine yatar, ertesi gün, o yıl içinde ölmesi gerekenler ölü olarak bulunup mezarında kalır, diğerleri kazdıkları mezarlardan çıkıp yaşamlarına devam ederler. Her sene bu şekilde devam ettikten sonra, kırkıncı yıl, herkes mezarlardan canlı olarak çıkınca, halk tarihi yanlış olarak hesapladığını düşünerek ertesi gün tekrar mezarlara girer. Herkes yine canlı kalınca, bir ertesi gün, yine mezarlara girilir. Bu düzen 15 Av’a kadar devam eder. Dolunay görülünce hesapta bir hata olmadığı kesin bir şekilde ortaya çıkar ve İsrailoğulları Tanrı’nın kendilerini affettiğini ve artık ölümlerin sona erdiğini anlar.
2- Toplumdan aforoz edilen Binyamin Kabilesi, tekrar cemaate kabul edilir.
Şofetim Kitabı’nda anlatılan bir olay (Hakimler 19-21), İsrailoğullarının on iki kabilesinden biri olan Binyamin kabilesinin sınırları içinde geçer. Bu sınırlara gelen bir misafirin cariyesi, eşkıyalar tarafından kaçırılır ve tecavüz edilerek evin kapısına bırakılır. Cariyenin bu olay sonucu ölmesi, diğer kabileler ve Binyaminoğulları arasında büyük bir iç savaş çıkmasına sebep olur. Binyaminoğulları kabilesinin büyük bir kısmı savaş sonunda yok olur, kalan kısmının da diğer kabilelerden kızlarla evlenmeleri yasaklanır.
Bir Tu BeAv günü, Binyaminoğulları kabilesinin tamamen yok olmasını engellemek için bu yasağın sadece olayın geçtiği nesli bağladığı, sonradan gelen nesillerin istedikleri gibi davranmakta serbest oldukları ilan edilir.
3- Kabileler arası evlilikler yapılmaya başlanır.
Erkek varis bırakmadan vefat eden bir babanın toprakları kızları arasında bölüşülüyordu. Kızların başka kabileden kişilerle yapacakları evlilikler, bu toprakların da evlendikleri kabileye geçmesine neden olacaktı. Bu nedenle, bu durumdaki kızların sadece kendi kabilelerinden kişilerle evlenmeleri gerekiyordu (Bamidbar 36:2-12). Bu durum kızların üzerinde büyük bir baskı oluşturuyordu.
Dönemin yöneticileri, bir Tu BeAv günü, bu kuralın sadece İsrail topraklarına ilk giren nesil için geçerli olduğunu ve kızların diğer Yahudi kabilelerle de evlilik yapabileceğini duyurur. Böylece bekâr kızlar, artık sadece kendi kabilelerinden kişilerle değil, gönüllerinin seçtiği kişiyle evlenebileceklerdi. Bu şekilde Tu BeAv, bekâr kızlar için coşkuyla beklenen, sevinç dolu bir kutlama günü haline gelir.
4- Halkın Bet Amikdaş’ı ziyaret etmesini engelleyen birlikler kaldırılır.
Kral Şlomo’nun ölümünden sonra ülke bölünür. İsrail, kötülüğü ile ünlü Yerovam Ben Nevat tarafından yönetilir. Nevat, tahta geçtikten üç yıl sonra İsrail’in kuzey ve güneyine altın buzağılar yerleştirir ve halkın Bet Amikdaş’ı ziyaret etmelerini engellemek ve altın buzağılara tapmasını teşvik etmek için Bet Amikdaş’a çıkan yollara engelleyici askeri birlikler yerleştirir. Kendisinden sonra gelen Kral Oşea Ben Ela, bir Tu BeAv günü bu birlikleri kaldırır.
5- Betar’da ölenlerin gömülmesine nihayet izin verilir.
Tişa BeAv’da yas tutmamızın bir sebebi de Bar Kohba isyanı sırasında Yahudi direnişinin son kalesi olan Betar’ın, Romalıların eline geçip 100 binden fazla Yahudi’nin katledilmesiydi. Romalı yetkililer, Yahudilerin itibarını zedelemek ve üzmek için, bu şehitlerin gömülmesine izin vermez. Cesetler, bir mucize eseri, gömülene kadar, yıllar boyu, çürümeden, aynı şekilde kalır. Sonunda İmparator Adrian’ın ölümünden sonra, bir Tu BeAv günü, şehitlerin gömülmesine izin verilir.
Hahamlar, bu mucizenin anısına, ekmek yenilen yemeklerden sonra söylenen teşekkür duası Birkat Amazon’a “Atov Veametiv- İyi Olan ve İyilik Yapan Tanrı” kısmını ekler.
6- Yom Tabar Maagal-Döngünün son bulduğu dönem.
II. Bet Amikdaş zamanında, yetmiş yıllık sürgün boyunca toprakların bakımsız kalmasından dolayı sınırlı miktarda odun bulunabiliyordu. Mizbeah’ta (Sunak) kullanılmak üzere devamlı odun stoku olmasını garantilemek için, zengin aileler özellikle sunakta kullanılmak üzere bağışta bulunurlar. Bu odunlarda kurt olmasını engellemek amacıyla, odunlar tamamen kuruyana kadar güneşte bırakılır.
Odunların bu şekilde kurtlardan tamamen arınma işlemi, her yıl Tu BeAv gününden itibaren sona erdirilir. Bunun sebebi, güneşin bu tarihten sonra istenilen sonucu vermemesidir. Tu BeAv’da, bütün sene yapılacak korbanlar için gerekli olan odun stoku sağlamış olmanın sevinci yaşanır, artık “baltalar kırılabilir”. Bir mitsva tamamlandığı için, Tu BeAv günü, şenlikler ve mutlulukla kutlanır.
Bu altı mutlu olayın bize anlattıkları
λ Daniel Golstien’e göre, bu altı mutlu olay, Yahudilerin birbirlerine duydukları derin sevgiyi simgeler, ve bu sevgi Tişa BeAv’da Kutsal Tapınakların yıkımına kadar götüren sebepsiz nefreti telafi eder.
λ Başka bir görüşe göre bu olaylar, öncesindeki yanlış veya zor olan durumların iyileştiğini gösterir. Yahudiler aya benzetilir ve Tu BeAv, yani ayın 15’i tam dolunay günüdür, biz de bu günde Tapınağımızın kaybıyla yaşadığımız yok oluştan sonra tekrar var oluşumuzu kutlarız.
λ Yine farklı bir görüşe göre bu altı olaydaki ortak payda, Tanrı ile olan ilişkimizdir. Tanrı, 15 bin kişiyi affeder ve Betar’da öldürülenlerin cesetlerinin çürümesine izin vermeyerek onlara onurlarını geri kazandırır. Hayatlarımızı tehlikeye atarak sunak için ahşap getirmeye çalışırken, muhafız ve barikatların kaldırılmasıyla, Yahudiler Tanrı’ya yaklaşabilirler. Kabileler birbirleriyle evlenerek, aralarına düşmanlık yerine barış getirecek bir çözüm bulurlar.
λ Tu BeAv, Tanrı’ya ve birbirimize karşı hissettiğimiz saf sevginin günüdür.
λ Kabala bilgeleri, Tu BeAv’ın artan bir mutluluk ve Tora öğrenme günü olduğuna işaret eder. Zohar ve Chida, bu gün biraz daha fazla Tora öğrenmemizi öğütler.
λ Tu BeAv’dan sonra geceler uzar ve geceleri Tora öğrenmek çok makbuldür, adeta gün içinde Tapınak’ta hizmet etmek gibi kabul edilir. Çünkü her ikisi de Tanrı’nın Bereketini göklerden yeryüzüne getirir.
λ Dünya Elul ayının 25’inde yaratılır, Tu BeAv, bundan 40 gün öncesine denk gelir. Bu yüzden Roş Aşana ve Yom Kipur dönemi yaklaşırken içimize dönerek kendimizle hesaplaşmak ve teşuva yolunda harekete geçmeye başlamanın tam zamanıdır.
λ Daha eski zamanlarda Tu BeAv gerçekten bayram gibi kutlanan bir gündü. Bugün henüz Tapınağımız olmadığı için, mutluluğumuzu Tora öğrenimine kanalize ederiz. Bugün tahanunim (yakarış duaları) yapmadığımız küçük bir bayram günü olarak kabul edilir.
Önemli not: Yazıda kısa bir özet olarak verilmiş olan bilgiler, Bamidbar (Gözlem), Devarim (Gözlem), Emanations kitaplarından ve www.ou.org, www.chabad.org, www.hebcal.com, www.meaningfullife.com, www.torah.org, myjewishlearning.com, www.torahweb.org, www.aish.com, www.kiruv.com, www.thejewishstar.com, www.hidabroot.com sitelerinden, okuyucuya bu konular hakkında fikir vermek amacıyla derlenmiştir. Cemaatlerin farklı gelenekleri ve uygulamaları olabildiği için, önemli günler hakkında en doğru ve detaylı bilgiler için, cemaatin kendi Rabi’lerine başvurması gerekir
*Katkıları için Rav İzak Peres’e teşekkür ederiz.