Okul yılı – birinci sınıf da olsa, dokuzuncu sınıf da fark etmez – her sonbaharda yine yeniden hayatımıza girer. Bu heyecanlı başlangıç dönemini çocuklarımız için nasıl en verimli hale getirebiliriz?
Berna Sanku
Okul yılı birinci sınıf, beşinci sınıf, dokuzuncu sınıf fark etmez her sonbaharda yine, yeniden hayatımıza girer. Mutlu bir başlangıçtır. Bu yazı, tatil ertesi ortak duygularımızdan yola çıkarak hepimizin sesi olacak. Okulların açılıyor olması üzerine paylaşımlar yapacağım.
Başlangıçlar beni hep heyecanlandırmıştır!
Yeni bir proje, henüz satın aldığım bir kitap, ilk kez gördüğüm bir şehir ve daha niceleri... Başlangıçları biraz da bana yepyeni deneyimler sundukları için severim. Merak duygumu körükler bu her yeni deneyim. Tıpkı her yeni günün bize neler getireceğini düşünüp, coşku dolu hissetmek gibi!
Okul yılı da birinci sınıf, beşinci sınıf, dokuzuncu sınıf fark etmez her sonbaharda yine, yeniden hayatımıza girer. Mutlu bir başlangıçtır. Kıyafetler, kitaplar alınır. Araç gereç tamamlanır. Sınıf listeleri merak edilir.
Bu yazı, tatil ertesi ortak duygularımızdan yola çıkarak hepimizin sesi olacak. Okulların açılıyor olması üzerine paylaşımlar yapacağım. Sizlerden yorumlar ve istekler alırsam çok sevineceğim ve yine çocuklarımızın hızına yetişebilmek için hep birlikte ana baba okullarımızı yapacağız.
Zira detay diyebileceğim hazırlıklar biter bitmez uzun günler, arkasından sınavlar ve tabii ki veli toplantıları takvimlerimizi doldurmaya başlayacak. Öğretmenlerle el ele vererek çocuklarımızın gerçek potansiyellerini bulmalarını sağlayacağız; güzel bir yıl olacak.
Gelin birlikte bu heyecanlı başlangıç dönemini çocuklarımız için nasıl en verimli hale getirebiliriz, yakından bakalım:
Günlük program
Tatil süresince nerede olunursa olunsun uyku saatinden yemek saatlerine gelinceye kadar tüm günlük programda ciddi bir esneklik yaşanması kaçınılmaz. Geç yatıp geç kalkmak çok yaygın ve beklenen bir durum. Ancak, okulların açılmasına yakın şu günlerde ebeveynlerin, çocuklarının günlük programlarına düzen getirmeleri oldukça yararlı olacaktır. Sabah erken başlayan bir gün, yapılması gerekenler listesini tamamlamayı mümkün kılar; ama daha önemlisi, çocuklarımız sabah okula yetişmek için erkenden uyanmaya az da olsa alışacaklardır. Ayrıca, her dakikası yapılandırılmış okul sürecine geçişte tatil günlerimizin de daha planlı hale gelmesi herkesi ‘havaya sokacaktır’. Günlük programa dahil edilen etkinlikler, sporcuların kondisyon kazanmak için yaptıkları dayanıklılık çalışmalarına bile benzetilebilir. Belli bir hedefe odaklı, proje bazlı etkinlikler, üstlendikleri sorumluluklar, çocuklara kendi becerileri hakkında farkındalık kazandıracağı gibi, onların kendilerine inanmalarını da sağlayacaktır.
Etkin diyalog
Birlikte yaptıkları etkin diyaloglar, ebeveynleri daima çocuklarıyla ilgili paha biçilmez bilgilerle buluşturacaktır. Özellikle okul başlamadan önce önemle ilgilenilmesi gereken bir konu çocukların kendi duygularını tanıyor olduklarından emin olmak ve bu şekilde yoğun duygularını yönetme becerilerini geliştirmelerinde olanak sağlamaktır. Duyguları, düşünceleri odak alan açık uçlu sorular ve çocuğun gelişim düzeyine uygun yorum gerektiren sohbetler tüm aile için oldukça aydınlatıcı olur. Böylelikle, çocuğun sosyal, duygusal ve hatta bilişsel olarak nerede olduğuna dair yetişkinlere yol gösterir. Çocuğun gereksinimlerinin, hayallerinin ve arzularının neler olduğunu bilen aileler hedefe odaklı adımlar atabilirler.
Hedef(ler) belirleme
Çocuğun gereksinimleri ve güçlü yönleri hakkında bilgi sahibi olan aileler bu çocukların ilgi ve beceri alanları doğrultusunda hedef belirleyebileceklerdir. Okul başlarken bu hedefler doğrultusunda okul-aile-çocuk üçgeni içinde işbirliği sağlanabilecektir. Her çocuğun özel ve biricik olduğu bilinciyle, o çocuğa özgün hedefler belirlemek okul heyecanına bir renk katacak ve yön verecektir. Hedefler her çocuk için farklılık gösterecektir; hatta göstermelidir. Spora daha fazla zaman ayırma bir hedef olabileceği gibi, matematik problemlerini daha hızlı ve kolayca çözmek için neler yapılabileceği de bir hedef olarak kabul edilebilir. Ancak bireysel hedefler ne kadar büyük farklılıklar gösterse de tüm bireyler için ortak bir hedef var ki, vazgeçilmez olan; bu da kitaplar, kitaplar, kitaplar...
Sonuç olarak, hepimiz biliyoruz ki çocuk yetiştirme evde başlıyor, okulda yeşeriyor. Ancak, en büyük sorumluluk tartışmasız ebeveynlere düşüyor. Tekrar edeceğim nokta şu ki, okula hazırlanma yolculuğunda çocuğumuzun ayak izlerini takip etmemizin gerektiği bir gerçek. Bu ayak izlerini takipte bir yol göstericiye gereksinim duyduğumuzda profesyonellerin olması rahatlatıcı. Afrika atasözünde dendiği gibi, ‘It takes a village to raise a child.’ Bir çocuğun büyümesi için bütün köye ihtiyaç vardır.
Sağlıklı günler dileğimle, yaşasın okullu olmak!