• Politik şartlar nedeniyle İsrail, Rum-Yunan ikilisiyle birlikte hareket etmeye başladı. Ben İsrail’in bu eğilimini kalıcı bir stratejik tercih olarak görmüyorum. İsrail, şartlar olgunlaştığında birçok önemli konuda Türkiye ile yürümeyi tercih eder. Bütün sorunları bir kenara koyup Türkiye ve İsrail arasında liderler düzeyinde üst düzey bir trafik başlatmanın zor olduğunun farkındayım ancak bakanlar ve bürokratlar seviyesinde yürütülebilecek çok şey var. Türkiye “kazan kazan” ilkesi çerçevesinde ulusal çıkarlarını korumak için yeni bazı kararlar alabilir. HAKAN ÇELİK - POSTA
Avigdor Liberman’ın ultra-ortodoks Yahudilere verilen ayrıcalıkları yeniden tartışmaya açarak hükümetin kurulmasını engellemesiyle Netanyahu’nun sağ-sol gerilimi üzerinden gücünü koruma siyasetini de baltalamış oldu. İlerleyen süreçte ultra-ortodoks milletvekilleri bir süreliğine İsrail siyasetinin en istenmeyenleri olarak görülebilir. Fakat bunun orta-uzun vadede devam etmesi mümkün değil. Zira ortalama sekiz milletvekilinin desteği herhangi bir koalisyon için can suyu olabilecek nitelikte. Diğer yandan ultra-ortodoks partiler, dışarıdan asla oy alamayacak olsalar bile ilerleyen yıllarda milletvekili sayılarını artırabilir. Bunun sebebi de İsrail’deki ultra-ortodoks kesimin sürekli artan nüfusu. Nüfus artış hızları baz alındığında, sadece İsrail’de değil bütün dünyada 2050 yılı itibariyle ultra-ortodoks Yahudilerin çoğunluğu oluşturması bekleniyor. Şimdiden İsrailli sekülerler için bu durum ciddi bir kaygı sebebi ve köşeye sıkışmışlık psikolojisini de açıklıyor. Bu kesimin içinde, İsrail’in giderek bir şeriat devletine dönüşeceğini ve kendilerinin de dünyanın başka yerlerine sığınmak zorunda kalacaklarını düşünerek ikinci bir ülkenin vatandaşlığını arayan İsrailliler var. Avigdor Liberman gibi siyasetçiler de gittikçe radikalleşen ve militanlaşan bu seküler kaygıların desteğiyle ancak karşı bayrak açabiliyor.
Netanyahu ise seküler Sovyet Yahudilerini etkilemek için Vladimir Putin’le birlikte poz veriyor ve Rusya’yla ilişkilerinin iyi olduğu izlenimini oluşturuyor. Zira Sovyetler dönemini hatırlayan milliyetçi Rus Yahudileri için Putin son derece popüler bir figür. Kimilerince de gittikçe güçlenen Rusya, İsrail’deki bütün bu kaygılara binaen sığınılacak bir liman gibi görülüyor. Netanyahu’nun Liberman’a karşı hamlelerinden biri de Rus Yahudileri’nin asıl hamisinin kendisi olduğu izlenimi doğurarak Liberman’dan oy çalmak. Tel Aviv’in yüksek binalarının cephelerini Netanyahu’nun Donald Trump ve Vladimir Putin’le verdiği pozlar süslüyor. Bu fotoğrafların alt metni de “güçlü Likud, tüm dünyanın önemsediği güçlü bir İsrail.” Ancak bu hamleler anketlere pek yansımıyor. Liberman’ın oy kaybetmesi beklenirken, “Yahudi devletine evet, şeriat devletine hayır” sloganı gittikçe popülerlik kazanıyor. Öyle ki Liberman’ın partisi İsrail Evimiz'in anketlerde sandalye sayısını iki katına çıkardığı görülüyor. Sosyologlara göre Sovyet Yahudilerinin genç nesilleri Netanyahu’nun Putin’le pozlarından çok dindar kesimin kamusal alandaki baskısının nasıl kontrol edileceğiyle ilgileniyor.
Tüm bunlar olup biterken sol cephede sular sakin. Mavi Beyaz çatısı altında birleşen siyasetçiler alışveriş merkezleri ve plajlarda gezerek İsraillilerle bir araya geliyor. Zira bu ikinci tur seçimin onlarla bir alakası yok. Daha çok İsrail sağının kendi içinde meydana getirdiği bir kriz. Oyların yarısına yakınına alabileceğini düşünen Mavi Beyaz Partisi Başkanı Benny Gantz’ın da Avigdor Liberman’la ilişkileri gayet iyi. Bu seçimin sessiz kazananı İsrail solu olabilir. Belki hükümet ortağı olamasalar da İsrail siyasetinin daha da karışabileceği bir zeminde mevcut tabanlarını koruyabilirler. Zira Netanyahu’nun 13 yıllık tahtı yıkılırsa önümüzdeki dönemde daha fazla seçime şahit olabiliriz. Unutmamalı ki siyasette 24 saat uzun, bir ay kısa bir süredir.
ÖZGÜR DİKMEN
Tamamı için: https://www.aa.com.tr/tr/analiz/israil-saginda-bolunme-derinlesiyor/1560425
Bildiğiniz gibi, bir insanın halası Yahudiyse, o insan dünyayı ve özellikle Türkiye’yi ele geçirmeye çalışmaktadır, çok gizli bir şeylerin gizlice üyesidir ve tüm Müslümanları ve özellikle Türkiye Müslümanlarını yeryüzünden yok etmeye çalışmaktadır.
Bu “bilgi”, bu tehlikeli ve tüyler ürpertici durum o kadar tehlikeli ve o kadar tüyler ürpertici ki, verilen bilgilerin doğru olmaması hâlinde bile yine de önlem almak gerekir
(…) Sosyal medyadaki yorumları okudum. Millet aptal olmadığı için, “AKP’den ayrıldığı için karalamaya çalışıyorsunuz, yemeyiz” diyenler çok.
Ama ilgimi çekti, tek bir kişi bile (Fehmi Koru dahil) “Yahudiyse Yahudi, sana ne, suç mudur Yahudi olmak?” diyememiş.
RONİ MARGULİES
Tamamı için: https://marksist.org/icerik/Yazar/12771/Yahudiyse-Yahudi
Antisemitizmin doğuşu, öyle sanıldığı gibi milliyetçiliğin gelişmesine koşut bir süreçle değil, cumhuriyet ve emperyalizmin gelişmesine koşut süreçle ilgilidir. Milliyetçilik ve ulus-devlet ortaya çıktığı erken dönemde tabiiyete dayalı bir eşitlik anlayışı getirdiği için Yahudiler için de eşitlik vaat ediyordu. Fakat zamanla milliyetçilik kan bağına dayalı bir kimlik vurgusu yapıp, ulus-devlet de halk iradesine dayalı bir yönetim biçimi geliştirince Yahudiler eşitlikten yararlanmak şöyle dursun, Feodal düzende kendilerine sağlanan ayrıcalıklar ayrımcılığa dönüşerek toplumdan tasfiye edilmeye çalışılmışlardır. Buna karşı Yahudiler aile bağlarına tutunarak direnmişlerdir.
Feodal toplumda Yahudiler ayrıcalıklı konumlarını soylularla girdikleri mali ilişkilerle sağlamışlardır. Feodal dünyada prenslerin ve kralların sıklıkla paraya ihtiyaçları oluyor ve borçlanmak zorunda kalıyorlardı. Çünkü sık sık savaşıyorlardı. Yahudi tefeciler, efendilerinin uzak diyarlardaki paralı askerlerinin her tür ihtiyacını karşılıyorlardı. Savaşlarda kazanılan ganimetler ve yapılan yağmalarla bu borçlar ödeniyordu. Ayrıca vergiler de önemli bir gelir kaynağıydı. Ama bu durum halkın düşmanlığını besleyerek soyluluğun iktidarının temellerini oyuyordu.
SÜREYYA SU
Tamamı için: https://t24.com.tr/yazarlar/sureyya-su/antisemitizmin-ve-bir-yahudi-ailesinin-dogusu,23546
ABD Başkanı Trump bir süredir kafayı “Amerikan Yahudileri”ne takmış gözüküyor. Amerikan Yahudilerinin “Reformcu”,”Liberal”, ve “Sol” kesimlerinin “Demokrat Parti”ye oy vermeleri Trump’ı çıldırtıyor. Trump, “gelmiş geçmiş en İsrail yanlısı ABD Başkanı” olarak anılmasına rağmen kendini Amerikan Yahudilerine beğendirememekten şikayetçi.
Trump İsrail’e savaşla bile kazanamayacağı siyasal yararlar sağladı. ABD Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıdı, “Golan Tepeleri” üzerinde İsrail’in egemenliğini tanıdı. İşgal altındaki Batı Şeria’da yasa dışı Yahudi yerleşimlerini savunan özel avukatı David Friedman’ı ABD’nin İsrail Büyükelçiliğine, İsrail yanlısı Neocon John Bolton’ı Ulusal Güvenlik Danışmanlığına, “Hıristiyan-Siyonist” kimliğiyle maruf Mike Pompeo’yu ise Dış İşleri Bakanlığı’na getirdi. Trump, Netanyahu’yu mutlu etmek için “İran Nükleer Anlaşması”ndan bile çekildi. ABD Senatosu İsrail’e 38 milyar dolarlık yardım paketini onaylarken, Trump yönetimi Filistinlileri siyasal, diplomatik ve ekonomik olarak köşeye sıkıştırmayı amaçlayan kararlara imza attı.
Cumhuriyetçi Yahudiler ve “Hıristiyan-Siyonist Evanjelistler” Trump’ı Yahudilerin tarihsel figürlerine benzetmekten hoşlanıyorlar. ABD’deki “İsrail Lobisi”nin ünlü finansörlerinden milyarder Sheldon Adelson, İncil’de ‘Trump Kitabı’nın yer aldığı bir günün gelmesi için dua etmeyi bile önerdi. Trump pohpohlanmaları çok seviyor ve bu tür iltifatlara bayılıyor.
ABDULLAH MURADOĞLU
Tamamı için: https://www.yenisafak.com/yazarlar/abdullahmuradoglu/israil-lobisinde-trump-catlagi-buyuyor-2052509
Filistin’de bir Yahudi “anayurdu” oluşturmak isteyen Siyonist akımın kurucusu Theodor Herzl, para karşılığı Yahudilerin Filistin’e göçünü ve yerleşmesini sağlamak üzere 5 kere İstanbul’a gelmiş; böyle bir anlaşmayı sağlayabilmek için Almanya İmparatoru 2. Wilhelm’i araya sokmaya çalışmıştır. Ancak, Filistin’de Yahudi devleti kurmanın temellerini atmaya çalışan Herlz’e, önerilen büyük meblağdaki paraya rağmen, Osmanlı yetkililerinin yanıtı olumsuz olmuştur.
Başbakan Netanyahu’nun kabul edeceği bir Filistin “çözüm” planını Filistinlilere kabul ettirebilmek için ABD bugün de yüksek meblağlarda fonlar oluşturma çabasına girişmiş gözükmektedir. Başkan Trump’ın damadı ve Orta Doğu danışmanı Jared Kushner’in hazırladığı bildirilen (ancak açıklanması devamlı ertelenen) Filistin planının, Filistinlilere (Doğu Kudüs ve Batı Yakasının %10 kadarı karşılığı) önemli fonlar vaat ettiği ortaya çıkmaktadır.
Bu amaçla Bahreyn’de düzenlenen “para” konferansı başarısızlıkla sonuçlanmış, konferansa Filistin Yönetimi katılmamıştır. Filistin çözüm planının mali yönünü “tartışmak” için yapıldığı anlaşılan konferanstan çıkan husus “çözüm planının” Filistinlilere vaat edilen fonları Körfez ülkelerinin ve aralarında Rusya ve Çin’in de bulunduğu bir grup ülkenin karşılamasının düşünüldüğünü göstermektedir. Bahreyn Konferansı’na Rusya ve Çin’in de katılmamışlardır.
OĞUZ ÇELİKKOL
Tamamı için: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/oguz-celikkol/yesil-ada-satilik-mi-41308629
Kendi kıyı şeridinde zengin doğalgaz yatakları olduğunu keşfeden ilk ülke İsrail olmuştu. İsrail bu gazı dünyaya ulaştırmak için en verimli ve ekonomik yolun Türkiye olduğunu çok iyi biliyor. Hatta geçmişte iki ülke enerji bakanları arasında bu konularda belli bir görüş birliği ortaya çıkmıştı. Geçen zaman diliminde “One Minute”, “Mavi Marmara” krizleri ve İsrail’in Kudüs, Gazze ve Filistin’le ilgili politikaları iki ülkeyi uzaklaştırdı.
Politik şartlar nedeniyle İsrail, Rum-Yunan ikilisiyle birlikte hareket etmeye başladı. Ben İsrail’in bu eğilimini kalıcı bir stratejik tercih olarak görmüyorum. İsrail, şartlar olgunlaştığında birçok önemli konuda Türkiye ile yürümeyi tercih eder. Bütün sorunları bir kenara koyup Türkiye ve İsrail arasında liderler düzeyinde üst düzey bir trafik başlatmanın zor olduğunun farkındayım ancak bakanlar ve bürokratlar seviyesinde yürütülebilecek çok şey var. Türkiye “kazan kazan” ilkesi çerçevesinde ulusal çıkarlarını korumak için yeni bazı kararlar alabilir.
Bunu yaparken de Filistin ve diğer temel konularda İsrail’i eleştiren ilkesel duruşunu ve itirazlarını devam ettirebilir. Türkiye’nin temel tezlerinden biri bu coğrafyada ezilen ve hedef alınan Arapların haklarını korumaktı. Yıllar içinde korumak için seferber olduğumuz Arap başkentlerinin çoğu bize cephe aldı, önemli bir kısmı İsrail ile birlikte hareket etmeye başladı. Bu ortamda Türkiye ve İsrail arasında belli boyutta bir yakınlaşma gerçekçi ve iki ülkenin de çıkarına olur.
HAKAN ÇELİK
Tamamı için: https://www.posta.com.tr/yazarlar/hakan-celik/israille-normallesme-adimlari-atilabilir-2199869
Netten okumalar
https://odatv.com/israilde-secim-kazani-kaynamaya-basladi-20081956.html
https://www.haberturk.com/azinlik-vakiflari-2515178
https://t24.com.tr/yazarlar/mustafa-kavgaci/bir-kaptan-bir-hain-bir-cani-alexandre-villaplane,23547
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ilber-ortayli/zaferin-97nci-yili-41311351
http://www.yeniduzen.com/yahudi-muhacirler-67-14377yy.htm
https://vesaire.org/art-spiegelman-super-kahramanlar-altin-cag-fasizm/
https://alphahistory.com/tr/soyk%C4%B1r%C4%B1m/weltsch-nazi-boycotts-1933/
https://www.sarayanarocak.com/443325407
Makaleler
Takılan tweetler
pillowindisguise@pillowindis
Merhaba @kadikoybelediye
Acıbadem Musevi mezarlığının duvarı her şiddetli yağmurda biraz daha aşınıyor. Kontrolü için ne yapılabilir?
https://twitter.com/pillowindis/status/1163834283313811457
Emrah Aslan 🇪🇺@emrahthepolitic
Geçen yıl Aralık ayında İzmir Sefarad Kültür Festivali vardı. Bu yıl yine düzenlenirse, mutlaka gidin ve şehrin Yahudi mirasına dair, deneyime dayalı bir aydınlanma yaşayın derim. Güzel projeler de var, ara ara yazacağım burada.
Kemeraltı'ndaki Havra Sokak'ta yer alan Etz Hayim Sinagogu, bilinen en eski sinagoglardan ve neyse ki restorasyon sürecinde. Restorasyon bitince İzmir, kentin Yahudi mirasına ve belleğine sahip çıkmak adına iyi bir adım atmış olacak.
https://twitter.com/emrahthepolitic/status/1164521578715111424
Mehmet Agar@mhmetagar
Dünden Bugüne Türkiye'de Aşkenazlar sergisinden. Renkli tabelalar, Işıltılı dükkanlar. Galata, Pera ve Eminönü. Evleri, dükkanları, atölyeleri, ibadethaneleri ve okulları. Altın boynuzun güney ucundaki bu iki kıyıdaydı...
https://twitter.com/mhmetagar/status/1164559149969104897
Eren Kotil@KotilEren
Hamas'ın Gazze'de suni bir temel üzerine kurmuş olduğu kamuoyu desteği her geçen gün azalırken, Batı Şeria bölgesinde ise desteğinin artması mutlaka incelenmesi gereken bir durum.
https://twitter.com/KotilEren/status/1165997572110127106
Eren Kotil@KotilEren
Aynı şekilde İsrail'deki Araplar üzerinde yapılan kamuoyu araştırmalarında Netanyahu'yu bile Hamas'a tercih eden Arapların sayısının hiç de az olmaması, dikkat çekilmesi gereken önemli bir husustur.