Tüketicilerin (olası) sorunlarına zaman zaman yer veriyoruz. Arada tüketiciyi müşteri odaklılıkla hatırlamak isteyen şirketlere ve düzenleyici kurumlara buradan da ses duyurmakta fayda var.
UBER XL Türkiye’de yasaklandı. Wikipedia, Booking.com, Paypal Türkiye’den veya Türkiye’ye erişimi yasaklı sitelerden… Geçtiğimiz günlerde son mevzuat düzenlemesi ile Netflix için söylentiler çıktı. Vergi, güvenlik, rekabet gibi arkasında haklı gerekçeler olabilir. Ancak ayın karanlık yüzünün dışında aydınlık tarafa bakıldığında, parasal gevşeme ve faiz indirimlerinin tekrar gündeme geldiği küresel ekonomide, (16 trilyon dolarlık) eksi faizli olmasına rağmen başka ülkelere giden, bizde bunlara göre kabaca 10-15 katı daha fazla faiz vermemize rağmen görece çok düşük tutarlı tahvile gelen portföy yatırımlarını veya uzun vadeli doğrudan yatırımları ülkeye çekmek adına küresel yatırımcılara verilen mesaj açısından da bu durumu değerlendirmekte fayda var. İşin ayrıca dijital ekonomi boyutu var. Endüstri 4.0.’da örneğin Microsoft, Qualcomm, IBM, Samsung, Google, Sony gibi firmaların sadece yapay zekâ için patent sayıları 80 bini bulmuşken dijital ekosistemi içerideki girişimciler adına büyütmek her zaman için daha avantajlıdır. Küresel ticaret savaşında korumacılık, vergi tarifeleri artarken, bu akıma ayak uydurmak gibi görülebilir. Ancak tüketici açısından bakıldığında, sarı taksi değişim saatinde araba bulamamak, turistik yerlerde müşteri seçmek, yol boyunca kişisel, dini, siyasi, ekonomik veya müşteri sorunlarını dinlemeye maruz kalmak gibi sıkıntılar UBER servisinde bulunmuyor. Keza UBER kullanımlarının sonunda istisnasız fatura, ulaşım ve araç bilgisine ulaşmak mümkün. Bir sorun olduğunda merkezi bir otorite ile temasa geçebilmek ve çok daha önemlisi çok kısa bir sürede cevap ve sonuç alabilmek mümkün.
Abonelik iptal sorunları
Paypal’ı örnek alırsak evet burada lisans alamadı ancak akademik bildirilerde çoğu yabancı dergi Paypal ile ödeme isteyebiliyor. Litvanya’ya Erasmus ile gitmek isteyen bir akademisyen Booking.com üzerinden güvenilir ve makul bir konaklama imkânı bulurken, aynısını kendi ülkesi için yapamıyor. Benzer bir durum Netflix için de geçerli. Sosyal medyada cihaz ile abonelik alan dijital platformlardan çıkmak isteyen müşterilerin yaşadığı sorunlar ile ilgili o kadar çok şikâyet var ki. Abonelik iptali için faks istemek, cihazın ve ekipmanların iadesi için yüzlerce bayi arasından en uzaktakini adres göstermek (ki abone olurken eve kadar gelip takmak mümkünken), kullanılmayan döneme dair bu süreçte bir gün geçse bile bir aylık fatura çıkarmak. Korumacılık güzel, dünyada trend evet ama rekabetin olmadığı yerde sağ aynaya aksesuar parası ödemek mümkün olabiliyor. Korumacılık gerekiyorsa yapılmalı evet ancak içerisi için de müşteri, tüketici odaklı düzenlemeler şart. Örneğin, RTÜK’ün dijital platform abonelik iptallerinde süreçleri tüketici odaklı olarak mevzuat ile düzenlemesi acilen gerekli. Keza olan düzenlemelerin de kontrol edilmesi ve uygulatılması gerekiyor.
İzinsiz atılan SMS’ler
Mesela E-Ticaret Kanunumuza ve KVKK’ya (Kişisel Veri) rağmen izinsiz veri tabanına hala SMS atan, e-posta gönderen, anlaşmalı 3. Çağrı Merkezlerine veya bayi ya da servislere müşteri aratmak mümkün. Bir çağrı merkezine kişisel verilerin nereden bulunduğu sorulduğunda tüm dijital platform verilerinin her platform şirketine açık olduğu gibi mümkün olmayan bir cevap (?!) alınması dahi mümkün. Tabii, kaba tabiri ile yerseniz (af edersiniz). Kaldı ki, onlarca kez aranmak istemediğiniz daha önce beyan etmenize rağmen bunu da aşmak için bayi ve servisler üzerinden aramalar bir diğer cin fikir. Telekom ürünlerinde de bu izinsiz aramalar çok fazla. Otellerde belli bölgelerde izinsiz SMS gönderimleri çok fazla. BTK veya Ticaret Bakanlığı sitelerinden ya da E-Devlet üzerinden vatandaş hangi birini şikâyet etmekle uğraşsın. Keza o kadar şikâyeti hangi uzman tek tek inceleyecek, karara ve sonuca kısa sürede bağlayacak.
Çözümler
Daha önceki yazılarımızda önermiştik. Bağımsız denetçiler bu hususların mali tablolar dışında sektör bazlı kriterler ile denetlenmesi noktasında sorumlu olabilirler. Raporlarına bunları da eklemek kanunen zorunlu tutulabilir. Hangi firma ne kadar müşteri odaklı böylece herkes şeffaf bir şekilde görebilir. Keza iç denetim gibi bağımsız yönetim kurulu üyesi ve şirket denetim kurulu da bunların giderilmesinden kanunen sorumlu tutulduğunda müşteri odaklılık ve kalite şirketlerde daha hızlıca pratiğe geçecektir. Bu bir öneri… Daha hızlı, makul, uygulanabilir modeller mutlaka vardır. Mesela önceden önerdiğimiz bir çözüm daha. İzinsiz aramaların engellenebilmesi için operatörlerce tahsis edilen hatlara kontrol kriterleri getirilmesi ve operatörlerin bu kontrollerden sorumlu tutulması. 800’lü hatlar dışında çağrı merkezi numaralarına izin verilmemesi. Mersis numarasının aramalarda en sonda değil en başta söylenmesi. Çözüm basit. Dijital ekonomiye ayrı kontroller lazım.