Dr. Musa Albukrek
1. Varsın işler gitsin kesat, yeter ki kalplerde olmasın fesat.
2. Altmışından sonra iş, yetmişinden sonra eş, sekseninden sonra ev değiştirmeyin.
3. Kardeşlerle iyi geçinmenin sırrı, gerektiğinde enayi yerine geçebilmektir.
4. Egoist olarak tanımlanan insan çoğu zaman başkasına ihtiyaç duymadan işini sürdürebilen cesur kişidir.
5. Her sosyal atılım yüze aksedip yaşı yükseltir.
6. Yaşından fazla gen gösteren erkeğin kişiliği tam gelişmemiştir.
7. Yaşla, görme keskinliği azalır, renkler ise daha iyi algılanır. Çocukların parlak, yaşlıların pastel renkler seçmesi bu olgunun kanıtıdır.
8. Bilinçli olarak etrafa faydalı olana ‘iyi’, bilinçsiz olarak etrafını otlatana ‘enayi’ derler.
9. En güzel hediye, çok arzu edilmekle beraber almaya elin varmadığı nesnedir.
10. Ebeveynine kafa tutmayan genç gelişmez.
Ezilen kadın
Uzun yaşaması, kanamaya dayanıklılığı, güçlü sağduyusu, aynı anda dikkatini pek çok yöne verebilmesi, tek başına yaşayabilme özellikleriyle erkekten daha üstün bir yapıya sahip olmasına rağmen, kadın yüzyıllar boyu ezilip aşağılanmıştır. Bunun sebebi kanımca sosyo-biyolojiktir.
Geçen yüzyılın başına kadar çocuk ölümleri hayli fazlaydı. Anneler ve nineler doğum sayısını arttırmak amacıyla anne namzetlerine eşlerini hoş tutmalarını, itaat etmelerini öğütlerlerdi. Zira hayat tecrübesi bu ebeveynlere erkeğin kauçuk bir bota benzediğini ve yeterince şişirilmedikçe işe yaramayacağını öğretmişti. Böylece bol çocuk doğumu hem ölecek çocukları telafi ediyor hem de çocuğu işte, tarlada çalıştırma olasılığını artıyordu. Bu yüzden erkeğin sağlam döl vermesi önemliydi.
Geçen yüzyılın başında tıbbın gelişmesiyle çocuk ölümü önlenmeye başladı. Yüzyılın ortalarına doğru nüfus planlamasıyla çocuk sayısı kontrol altına alındı. Artık erkeği yüreklendirip bol döle ihtiyaç duyulmadı. Çocuk yetiştirmekten arta kalan zamanda okumaya, çalışmaya, kariyer sahibi olmaya başlayan kadın, bugün hak ettiği değere ulaşma yolundadır.