Sudan’ın Yeni Diyanet İşleri Bakanı, ülkenin ‘çoğulcu bir anlayış’ içinde olduğunu ve Yahudilerin ‘vatandaşlık haklarını geri almak üzere’ ülkelerine geri dönebileceklerini belirtti.
Sudan’ın Yeni Diyanet İşleri Bakanı, ülkenin ‘çoğulcu bir anlayış’ içinde olduğunu ve Yahudilerin ‘vatandaşlık haklarını geri almak üzere’ ülkelerine geri dönebileceklerini belirtti.
Uzun süredir Sudan’ı yöneten diktatör Ömer el-Beşir’in kovulmasının ardından, Sudan’ın yeni Diyanet İşleri Bakanı, daha önce bu Afrika ülkesinde yaşayan Yahudilere seslendi.
Nasr-Eddin Mofarah, Suudi Al Arabiya televizyonundaki söyleşisinde “Sudan düşünce yapısında, kültüründe, ideolojilerinde ve İslami mezheplerinde, hatta dinlerinde çoğulcudur. Müslüman, Hristiyan ve Yahudi inancını takip eden küçük bir kesim var” şeklinde konuştu.
“Ülkeden ayrılmış olabilirler, biz de buradan onlara bu ülkeye geri dönmeleri için, vatandaşlıkları ve milliyetleri üzerinden seslenmek istiyoruz; çünkü bu ülkede, Sudan’da, sivil bir hükümet oldukça, milliyetin temelinde haklar ve sorumluluklar vardır” diye ekledi.
En kalabalık zamanında 1000 kişilik bir Yahudi cemaatine sahip olan Sudan’da, birkaç Yahudi’nin kalmış olduğu düşünülüyor.
1948’de İsrail’in kuruluşu, sonrasındaki Arap-İsrail savaşları, Sudanlı Yahudiler için gündelik hayatı çok zor bir hale getirmişti. Zaman zaman antisemitizme dönüşen İsrail karşıtı protestolar, nefret ve korku yaydı.
1970’lerin başlarında büyük şirketlerin ulusallaşması, Sudan Yahudilerinin gelecekleri hakkında şüphelerini arttırdı. Kendilerini tehdit altında hisseden ve kararsız kalan Sudanlı Yahudilerin çoğu, istemeyerek de olsa, arkalarında evlerini, dükkânlarını, arkadaşlarını ve mal varlıklarını bırakarak, ABD, İngiltere, İsviçre veya İsrail’e göç etti.
Sudanlı yazar Haidar Al –Mukashafi, Sudan’da Yahudi cemaatinin çok eskilere, belki de 1000 yıl öncesine dayandığını belirtti.
Başbakan Abdalla Hamdok liderliğinde, aralarında dört kadının da bulunduğu 18 kişilik kabine, Hartum’daki başkanlık sarayında yemin etti. Kabine üyelerinin, 39 aylık geçiş süreci boyunca, ülkenin gündelik işlerini idare etmeleri bekleniyor.