Bu yıl 30 Eylül Pazartesi ve 1 Ekim Salı günleri kutlayacağımız Roş Aşana, insanın yaratıldığı gündür.
R.Shimon Apisdorf’a göre, yeni yılın başladığı Roş Aşana’nın anlamı birkaç kelimeyle özetlenebilse, bunlar sevgi, içsel güç ve yaşam olurdu.
Apisdorf, bu kelimelerin her birinin anlamını Roş Aşana bağlamında inceliyor.
Sevgi
Roş Aşana hakkında bir şey duyduysanız, muhtemelen duyduğunuz şey ya bu günün ‘Yahudi Yeni Yılı’ ya da Yargı Günü olduğudur. Her ikisi de doğru olsa da, aynı zamanda bu tanımların çok yanlış da anlaşılabileceğini belirtmek isterim. Yargı fikrini ele alalım. Gerçek şu ki, yargılanıyor olma düşüncesi insana çok rahatsız edici gelir ve kimse yargılanmayı sevmez. Bir patron, öğretmen ve kesinlikle arkadaşlarımız tarafından değerlendirilmek/yargılanmak istemeyiz. Ama bunun yanında, yargılamanın çok güzel olan bir boyutunu da göz ardı etmemek gerekir. Ebeveynler ve çocuklarını düşünün. Ebeveynler, çocuklarıyla ilgili birçok konu ile ilgilenir, bunlar hakkında düşünür, değerlendirir ve yargılarlar. Ebeveynler çocuklarının okuldaki notları, ne tür bir öğle yemeği yedikleri, kimlerle arkadaşlık ettikleri, hangi web sitelerini sık sık kullandıkları ve daha pek çok şey ile ilgilenirler. Çocuğun bakış açısından bakıldığında bu biraz müdahaleci görünebilir, ancak gerçek şu ki, ebeveynlerin çocuklarının hayatlarının neredeyse her detayına ilgi göstermelerinin tek bir nedeni var; çünkü çocuklarını derinden seviyorlar. Aslında, bir ebeveynin çocuğuna yapabileceği en yıkıcı şeylerden biri, onu yargılamamaktır. Neden? Çünkü çocuklarının ne yaptığıyla ilgilenmeyen bir ebeveyn, çocuğa ‘Seni umursamıyorum’ mesajı verir. Böyle bir mesajı alan bir çocuk da, ailesinin gözünde hiçbir değeri olmadığı sonucunu çıkarır. Böylesi yıkıcı bir mesaj, çocuğun kalbini ve hayatını en derinden yaralar.
Roş Aşana’da; ‘Tanrı tüm insanları yargılar’ dediğimizde asıl anlamamız gereken, Tanrı’nın bizi ne kadar sevdiği ve bizimle nasıl yakından ilgilendiğidir. O, her birimizi umursar, kim olduğumuzu, nasıl yaşadığımızı, bize vermiş olduğu potansiyeli gerçekleştirip gerçekleştirmediğimizi, bizimle ilgili her detayı umursar. Evrenin ve milyarlarca insanın yaratıcısının, bu milyarlarca kişinin her biriyle, her birimizle bu kadar yakından ilgileniyor olması, bize derin bir güç ve mutluluk verir, Tanrı’nın yarattığı kişiler olarak bu dünyadaki önemimizi idrak etmemizi sağlar. Roş Aşana’da karşımıza çıkan bu gerçek, her bir yaşamın özünün Tanrı’nın gözündeki değerini ve kıymetini vurgulayan bir gerçektir.
İÇSEL GÜÇ
Pesah Bayramında Mısır’dan çıkışı, Hanuka’da Yunanlıların yenilgisi sonrasında Tapınak temizlendikten sonra gerçekleşen sekiz gün süresince yanan bir günlük yağ mucizesini kutluyoruz. Roş Aşana’da ne kutladığımızı hiç merak ettiniz mi? Roş Aşana, ilk insanın yaratılışının yıldönümüdür. Yahudi yeni yılı, her birimizin içinde var olan olağanüstü yapımız ve potansiyelimize odaklanarak başlar. Etrafınızdaki dünyaya baktığımızda, Tanrı’nın sadece oldukça güçlü değil, aynı zamanda çok yaratıcı olduğunu da açıkça görürüz. Durum böyle olunca, Tanrı insanlığı bir aile, bir köy veya insanlarla dolu bir gezegenle başlatabilirdi. O zaman neden sadece bir kişiyle başladı? Yahudi geleneği, Tanrı’nın bize her birimizin içinde olağanüstü bir içsel güç olduğunu öğretmek için insanlığı yaratmaya bir kişiyle başladığını öğretir. Her birimiz, tüm dünya üzerinde bir etki yaratma yeteneğine sahibiz ve her birimiz, dünya kadar fark yaratabiliriz. Yeni bir yılın arifesinde kendimize bazı basit sorular soruyoruz: “Gelecek yılda potansiyelimin daha fazlasını gerçekleştirebilmek için ne yapabilirim?” “Küçük bir şekilde bile olsa dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye nasıl katkıda bulunabilirim?“ “Başkasının hayatında bir fark yaratmak için ne yapabilirim?”
Her Roş Aşana, Tanrı’nın bizim şahsi ve özel potansiyelimize olan güvenini ve inancını temsil eder. Her Roş Aşana, bize Tanrı’nın bize verdiği bu eşsiz içsel güç armağanını daha fazla açabilmemiz için yeni bir fırsat sunar.
Hayat
Roş Aşana duaları boyunca, Tanrı›ya: “Bizi yaşam için hatırla” ve “Bizi Yaşam Kitabına Yaz” diye dua ederiz. Birbirimizin bayramını kutlarken de: “İyi ve tatlı bir yıl olsun, iyi bir yaşam ve barış dolu bir yıl için yazılasın ve mühürlenesin ” sözleriyle dileklerde bulunuruz.
“Yaşam için dualarımızda dile getirdiklerimiz, tam olarak aklımızdakilerin yansımasıdır. Ama bunun yanında daha derin bir anlama da sahiptirler”.
R. Shimon Apidorf bir keresinde, “Hayatımın bir gününü Nazi olarak geçirmek yerine, Auschwitz’deki tüm o yıllardan tekrar geçmeyi tercih ederim” diyen bir Holokost kurtulanıyla tanıştığını anlatır. Apisdorf bu inanılması güç söylemi, şöyle yorumlar: “Biri hem aynı zamanda canlı, güçlü ve sağlıklı, hem de ‘ölü’ olabilir. Nazilerin botlarında ya da El-Kaide veya Hizbullah bayrağının altında yaşanan bir yaşam, tam anlamıyla tamamen boşa harcanmış bir yaşamdır. Bunlarda, yaptığımız bazı seçimlerin, yaşamımızda attığımız bazı adımların hayatımızı ‘yaşam’ ile doldurma gücü olduğu gibi yine bazı seçimlerin ve hayat tarzlarının Tanrı’nın yaşam için amaçladığı her şeyin içindeki yaşamı akıtıp, yok etme gücü de olduğunu görebiliriz. Roş Aşana’da yaşam istiyoruz, günlerimizi hayatla dolduracak değerleri, idealleri ve seçimleri kucaklayan insanlar olmaya çalışıyoruz: Anlamla, iyilikle, maneviyatla - yaşamla!”
R.Shimon Apisdorf’un https://kavvanah.wordpress.com; https://www.simpletoremember.com sitelerinde Roş Aşana ile ilgili yazılarından derlenmiştir.
*Katkıları için Rav İzak Peres’e teşekkür ederiz.