Üç yeni kitap okurlarını bekliyor

Toplum
18 Eylül 2019 Çarşamba

İzmir’den Hayfa’ya bir Türk  Yahudisinin Hatıraları

1923 İzmir doğumlu bir Türk Yahudi’si olan Benjamin Abouaf Ben-Shlomo’nun titizlikte tuttuğu günlük Libra Yayınları tarafından kitaplaştırıldı.

‘From Izmir to Haifa: Memoirs of a Turkish Jew / İzmir’den Hayfa’ya: Bir Türk Yahudisinin Hatıraları’ adı ile İngilizce yayınlanan kitapta yazarın İzmir’deki yaşamı, çocukluğu ve ailesi ilginç detaylarla anlatılıyor. 

1940’lı yıllarda, İzmirli orta halli bir ailenin çocuğu olan Benjamin Abouaf Ben-Shlomo Nazilerin etkisi altındaki Avrupa’da Yahudilerin başına gelenlerden ve toplama kamplarından haberdar oluyor. Naziler Yunan adalarına kadar dayanmış, ülkedeki Varlık Vergisini takiben endişeli bekleyiş söz konusudur. “Kaderimi beklemektense, kaderimi ben çizerim” diyen bu genç, annesini son bir kez öpüp, çok sevdiği İzmir’i ve ailesini geride bırakarak Türkiye’den Filistin topraklarına yaya olarak kaçmaya karar verir.

Benjamin Ben-Shlomo’nun yürüyerek sınırdan geçtiği, bir kaçak olarak yakalanıp Suriye’de esir düşüp hapishanelerde kaldığı, Fransız ve İngiliz ordularında ön cephelerde savaştığı, filmleri aratmayan bu gerçek hayat hikâyesi dönemin Türkiye’si, Avrupa’sı ve Ortadoğu’suna ışık tutuyor. Gerçek bir günlükten derlenerek hazırlanan kitap özellikle, Türk ve Türk Yahudi tarihini merak edenlere, Türk Yahudileri konusunda çalışan akademisyenlere bir kaynak olacaktır.

 

6-7 Eylül 1955 Olayları ve İstanbul, Kuzguncuk’a Etkileri

Emircan Kürküt, 6-7 Eylül 1955 olaylarına farklı bir çerçeveden baktığı kitabı Anti-Greek Riots of 6-7 September 1955 and Their Effects in Istanbul’s Kuzguncuk Quarter (6-7 Eylül 1955 Olayları ve İstanbul, Kuzguncuk’a Etkileri) Libra Yayınlarından çıktı.

Mahalle kültürünün halen yaşatılmaya çalışıldığı, hoşgörülü ve mutlu bir semt olarak tanımlanan Kuzguncuk’ta başta Yahudiler olmak üzere Rumlar ve Ermeniler yaşardı. Kuzguncuk’a Yahudiler 16. yüzyılda yerleşmeye başladılar. Coğrafyacı Vital Cuinet’in istatistiklerine göre 19. yüzyıl ortalarında semtte 3.600 Yahudi, 2.709 Ermeni, 1.085 Rum ve 230 Müslüman ikamet etmekteydi.  20. yüzyıl ortalarına kadar semt Yahudi nüfus ağırlıklıydı. 1933 nüfus sayımında gayrimüslim nüfusu yüzde 90 olan semtin günümüzdeki gayrimüslim oranı yüzde 1’lere kadar gerilemiş durumda.

Kitap, kimi kaynaklarda Musevi köyü olarak nitelenen ve gayrimüslim nüfusun yoğunlukta olduğu Kuzguncuk semtinin tarihsel süreçte Müslüman bir karakter kazanmasını incelemekte. 6-7 Eylül 1955 Pogromu başta olmak üzere semtin Türkleşmesi ve homojenleşmesinde etkili olan; sokak isimlerinin Türkçeleştirilmesi (1930’lar), Varlık Vergisi (1942), Zorunlu Rum Sürgünü (1964) ve Kıbrıs Askeri Operasyonu (1974) gibi pratikleri haritalar, ikincil el kaynaklar, saha araştırması, arşiv kayıtları ile incelemekte. Araştırmanın temel dayanağını ise başta Kuzguncuklu Yahudiler olmak üzere Rumlar, Ermeniler ve Müslümanlarla yapılan görüşmeler oluşturmakta.

 

Tufan Erbarıştıran’dan ‘Kör Baykuş’

Tufan Erbarıştıran’ın, ‘Kör Baykuş’ isimli roman üzerine yazdığı inceleme Doğu Kitabevi tarafından yayınlandı.

İran edebiyatının en önemli yazarlarından biri olan Sâdık Hidâyet, düşünsel yoğunluğu olan metinler yazdı, birçok yapıtı defalarca basıldı ve çeşitli dillere çevrildi. Özellikle Kör Baykuş romanı tam anlamıyla klasik bir yapıttır. Bireyin çaresizliği, içselliği, kendi yarattığı dünyaya hapsolması, algılamada yaşadığı çelişkiler ve çatışkılar yazınsal bir dille kaleme alındı. Romanda, kendini hiçliğe terk eden, zaaflarına ve baskılara dayanamayan birinin yaşadıkları anlatılıyor.  Kör Baykuş, tinselliğinin yarattığı devasa boşlukta tek başına kalan, orada sessiz ve yapay bir dünyanın fantastik yapısı içinde kendini mahkûm eden birinin çığlığı. Bu romanı sadece edebiyat okurları değil; konuya ilgi duyan akademisyenler, psikologlar, psikiyatristler, felsefeciler, teologlar, toplumbilimciler de okumalı.