Roş Aşana, yeni yılın gelişinin kutlandığı gündür. ‘Şana’ kelimesinin İbranice anlamı ‘tekrarlamak ve değişmektir’. Bugünün tekrardan yaratılış olduğuna inanılır.
Bu çok kutsal gün aslında bize her sene sunulan yeni bir şanstır. Geçmiş sene yapamadıklarımızı, başaramadıklarımızı bu yeni senede daha iyi bir ‘ben’ olarak ve tüm potansiyelimizi kullanarak daha iyi şeyler yaratmak için sunulan yeni yıl doğar. İnsanoğlu değiştikçe büyür ve geliştikçe kendi potansiyeline ulaşır. Değişime kapalı olmak yaşama kapalı olmaktır çünkü biz istemesek bile güneş açar, yağmur yağar, ağaçlar bitkiler büyür, değişir ve gelişirler. Biz de aslında yaşanan hayatlar nasıl olursa olsun durmadan bir değişim ve gelişim içinde buluruz kendimizi. Değişim için, farkındalık, farkındalık için ise geri bildirim alabilmek ve kendine bakabilmek gereklidir.
Bu yüzden aynalar vardır etrafımızda, bizi seven, bize değer veren ve gerçekleri acı ve zor olsa bile söyleyen kişiler bizim aynalarımızdır. Örneğin affetmek, değişim için çok önemli ve gereklidir. Sizi üzen bir kişiyi affedemezseniz, içinizde o öfkeyi, kırgınlığı taşırsanız ileri doğru adım atmakta zorlanırsınız. Affetmek için her zaman karşıdaki kişi ile konuşma fırsatı bulamayabiliriz, zaten çoğu zamanda gerekli değildir aslında. Biliyorum ’nasıl olur’ diyorsunuz şu anda. Bana da zor geliyordu ilk başlarda düşündüğümde, hatta imkânsız ve komik ama zaman içinde başardım. Peki, nasıl? Hepimizin merak ettiği de bu değil mi zaten. Bana söylenen ve sinirimi bozan, beni güldüren komik cümleleri sizlerle paylaşmayacağım ama kendi sürecimin nasıl olduğunu belki başka bir yazımda daha detaylı paylaşabilirim.
Şofar’ın üç farklı sesi
Şimdi, bu bayramda duyduğumuz Şofar’ın üç farklı sesinden ve konumuz ile ilgisinden bahsetmek istiyorum. ‘Şevarim’ sesi; kabalistlere göre üç yakarış sesini temsil eder.
Bağlanma, gelişme ve başarma isteği. Bu süreç, Tanrı’ya dua ile bağlanarak, kendi içlerindeki gelişme için potansiyellerini kullanmaya çabalamalarıdır. Ve bunu başarma isteği ve motivasyonu sayesinde yaparlar. Bu aşamada geçmişin baskısından kurtulmak yani geçmişi, eksikleri geride bırakmak ve temiz bir sayfa açarak yola başlamak gerekir. ‘Terua’ sesi ise hayatımız hakkında dürüst olma ve uyandırılma çağrısıdır. Kim olduğumuz, şu anda nerede olduğumuz ve nereye gittiğimiz önemlidir. Yani yukarıda bahsettiğim iç görü, farkındalık ve hedefler. Birbiri ardına 10 kısa güçlü ses, uyuyan maneviyatımızı uyandırmak içindir. Manevi değerler bizi biz yapan değerlerimizdir. Onlarsız bir hayat yönü çizmek, hedef belirlemek imkânsızdır. Kişinin inançları, değerlerini, değerleri, hareketlerini, hareketleri, davranışlarını ve bunlar da kim olduğunu belirler. Ve Tanrı bizden, sahip olduğumuz özelliklerimizi, becerilerimizi en yüksek noktada göstermemizi bekler ve bizden sahip olmadığımız bir şey asla beklemez. Yani her zaman yüzde yüzünü vererek bir işi en laikiyle yapabilir insanoğlu ve zaten yapmalıdır da.
Günün sonunda kendimize şu soruları sormalıyız; “Bugün isteklerime giden yolda rotamda kalabildim mi?” “Rotadan sapmalarından ne dersler çıkarmalıyım?” “İstediğim bu amaç doğrusunda tüm potansiyelimi kullanıyor muyum yoksa korkularımın beni engellemesine izin mi veriyorum?” “Bu yolda yürürken etrafımda kimlerden yardım alabilirim?” Kişi bu tarz sorularla kendi ile konuşmalı, hesaplaşmalı ve kendini her zaman ileriye taşımak için uğraşmalıdır. Hepinize affettiğiniz, kucakladığınız ve isteklerinizin peşinden koştuğunuz mutlu ve sağlık dolu bir yıl diliyorum.