Hâlihazırda cinsiyet eşitsizliği olan bir toplum iken, sadece 2013-2015 arası tecavüz suçlamasıyla hapse girenlerin sayısı 523’ten 12 bin 253’e çıkmışken, sadece kadınlara özel bir üniversite yapmak işe yarar mı?
Semi Venturero
Japonya örneği
Pek çok konuda başarılı olan Japonların cinsiyet eşitsizliğindeki başarısızlığı tahmin ettiğinizden daha büyük ve uzun bir geçmişe dayanıyor. Yakın geçmişe kadar, mecbur olmalarına rağmen, kız çocuklarının ilkokul ve ortaokula bile fazla katılmadığını görüyoruz.
1860’lara kadar varlığını sürdüren Samuray geleneği kadınları çalışma hayatında değil evde tutuyordu. Meji devrine kadar kadınlar sosyal hayatta neredeyse yoktu. Aydın kesim kız çocuklarını da üniversiteye yollamak istedi. Fakat ilk zamanlarda zaten kadınlar üniversiteye gitmezdi. O yüzden kadınlara özel üniversite kuruldu. Fakat 2018’de bile Tokyo Tıp Üniversitesine başvuran puanı düşük olan erkekleri kadınların yerine tercih edildiği biliniyor.
Yani zamanında bir çözüm olarak yapılmış olsa da günümüzde bir ayrımcılık örneği olarak kabul edebiliriz.
Peki, başarılılar mı?
Sadece bazı alanlarda eğitim verseler de kadınların sosyal alandaki konumunu erkeklere eşitleyecek devrimsel atılımları kesinlikle başaramadı. Ayrıca kökeni 119 yıl öncesine dayandığı için başarısız olduğu da kanıtlandı diyebiliriz.
Türkiye’de kadın üniversitesi fikri
Öncelikle Türkiye’de 203 üniversite olduğunu bilmenizi isterim. Belki bilmeyenleriniz vardır, kontenjanların da hepsi dolmuyor. Öğrenciler son on yılda kurulan kalitesiz devlet üniversitesi veya apartman vakıf üniversitelerine gideceğine bir yıl daha hazırlanmayı ya da gitmemeyi tercih ediyor. Zaten gereğinden fazla kontenjan varken yeni bir üniversite yapma fikri zaten mantıklı değil. Özelinde kadın üniversitesine gelince tamamıyla farklı iki kültürden bahsediyoruz. Bir dönem Japonya’da işe yaramış olacağı bizde de aynısı olacağı anlamına gelmez. Özetlemek gerekirse; dünyanın en yetenekli kebapçısını sushi restoranında çalıştırmakla Türkiye’de kadın üniversitesi açmak bence aynı.