Geçtiğimiz Pazar, eşimle birlikte 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesinin Ulus Musevi Lisesi Amram Oditoryumunda düzenlediği konsere katılma şansını elde ettik.
Konser ‘Boğaziçi Mezunları Korosu’ tarafından veriliyordu. Sanatkârların tamamının ortak özelliği, Boğaziçi Üniversitesi mensubu olmalarıydı. Yani amatördüler. Hemen söyleyeyim profesyoneller bu topluluktan çok şeyler öğrenebilir. Eserleri seslendirirken söz ve besteye öylesine hâkimdiler ki sanki dostlar arasında beraberce eğlenir gibiydiler.
Doğal olarak böylesine müthiş bir uyumu sağlama başarısı koro şefine ait olduğu aşikârdı.
Solistlerin düet veya tek başlarına gösterdikleri performans da bambaşkaydı. Opera müziği ve Türk müziğini ilginç bir şekilde harmanladılar diyebilirim. Programda parçalar bilhassa Nazım Hikmet ve Orhan Veli’nin şiirlerinden oluşturulduğu, bestelerin hepsinin A. Mahmut Abra’ya ait olduğu belirtiliyordu. Koro Şefinin ismi yoktu.
Sempatik ve dinamik şef büyük tevazu içinde “Şiirlerin kendileri zaten besteyi adeta elimin altına getiriyorlar” diyerek bu eserlerin önemini vurguladı. Acaba şef kompozitörün kendisi miydi?
Sonlara doğru Şef, Türk müziğinin ünlü divalarından birinin şarkı söyleyeceğini anlattı ve Melihat Gülses sahneye çıktı. Melihat Gülses şarkıya başlamadan önce Mahmut Abra’yı ismen koro şefi ve besteci olarak tanıtıp teşekkür etti. Sonra konsere ayrı ve çarpıcı bir renk kattan ‘Kuşlar Yalan Söyler’ şarkısını söyledi. Berrak sesi ve makamının tüm inceliklerini ortaya koyarak şarkıyı söylemesi, müthiş bir alkış ve tezahüratla karşılandı. Hele daha sonra, dinleyicilerin arasında yer alan Devlet Sanatçısı İnci Çayırlı’ya teşekkür etmesi ve en iyi temennilerini belirtmesi salonda yeni bir alkış tufanına yol açtı.
Salon Melihat Gülses’ten ısrarla ikinci bir şarkı istedi. Hazırlıklı olmamalarına rağmen Melihat Hanım bizi kırmadı. Mahmut Abra’yı piyanoya oturttu ve onun eşliğinde ikinci şarkısını bize dinletti.
Konser bittiğinde tüm seyircilerin yüzünde mutluluk okunuyordu. Öyle bir samimi hava doğmuştu ki kimse salondan ayrılmak istemiyor yorumlarını karşılıklı paylaşıyorlardı.
Ben de sizinle paylaşmaya çalıştım. Emekleri için Dani Altaras’a ve Silvyo Ovadya’ya teşekkür ediyorum. Gelemeyenler kaybetti...