Akademik olarak bir malın ve emeğin değerini belirlemek için, ekonomi tarihi boyunca farklı açıklamalar getirildi. Tarihte bazı iktisatçılar bunu talebe göre, bazıları ise arza göre belirleme eğilim içinde oldular. Kimilerine göre bir ürünü üretirken harcanan zaman o ürünün fiyatını belirlerken, bazı iktisatçılar ise tamamen talebe odaklanarak o ürün için insanların vermeye razı olduğu bedeli değer olarak kabul ettiler. Sonuç olarak hepsinin haklı olduğu noktalar vardı elbet. Son yıllarda gündemimize oturan endüstri 4.0 kavramı ise, bugüne kadar bu konuda bildiğimiz her şeyi derinden sarstı. Endüstri 4.0 ile birlikte neyin ederinin ne olduğu konusu, çok daha farklı bir noktaya doğru gidiyor.
λ Bugüne kadar nasıl yaşadık?
Binlerce yıldır, ekonomik faaliyetler devam ederken, girişte belirttiğim gibi iki önemli faktör vardı; arz ve talep. Örneğin bir deri ayakkabıyı üretmek için bir ayakkabı ustası beş gününü harcıyorsa, o ayakkabıya üreticisi olan ustanın minimum beş günlük yaşamsal faaliyetlerini devam ettirebilecek bir alıcı çıkması gerekiyordu. Eğer bu ayakkabıyı bu fiyattan alacak müşteriler o piyasada yoksa artık o ayakkabı üretilmezdi. Ekonomik gelişmişlikle teknolojinin yüksek şekilde korelasyon göstermesinin önemli sebeplerinden biri buydu. Yani üretilen bir ürünün ekonomik hayatına devam edip üretilmeyi sürdürebilmesi için, o ürünü destekleyecek ve o ürüne talep oluşturabilecek bir pazar oluşması gerekiyordu. Bu pazara sahip olan bölgeler tarih boyunca gelişti. Ayakkabı satmakta zorlanmayan ayakkabı üreticisi çizme de üretmeye başladı. Yazlık ve kışlık olarak farklı ürünler üretmeye başladı vs. Sonuç olarak ekonomik temellerin sağlam olduğu çağlarda ve ülkelerde, teknoloji de gelişme gösterme imkânı yakaladı. Sanayi Devrimi ile birlikte üretim kolaylaşınca, bu denklemde harcanan zaman yani arzın önemi azalırken, talep daha belirleyici bir hale geldi. Çünkü artık ürünü üretmek değil, satmak zordu. Dakikalar içerisinde ürettiğiniz ürün için asıl mesele pazar bulmaktı. Bu yollarla yeniden tanımlanmaya çalışan ekonomik değer kavramı reklam, pazarlama gibi yeni alanlar yarattı. İşte bu şekilde 2000’li yıllara kadar geldik.
λ Endüstri 4.0 ne getirecek, ne götürecek?
Sanayi Devrimi ile birlikte insanın üretimde azalan payı, endüstri 4.0 ile tamamen devreden çıkıyor. Endüstri 4.0’ın en önemli sonucu, bildiğimiz anlamdaki üretim süreçlerinden insanı tamamen çıkarmak olacak. İnsan olmadan üretilen arabalar, insan olmadan üretilen evler gibi... Endüstri 4.0 ile devreye giren robotların karnı acıkmayacak, yıllık izin kullanmayacak, hataları insanı göre çok çok daha az olacak. Eşiyle kavga edip işe gergin gelmeyecek, hastalanmayacak…
Bu şekilde yapılan üretimin verimini hayal edebiliyor musunuz? Bildiğimiz anlamda fiyat mekanizmaları yerinden oynayacak. Yukarıda insana dair bahsettiğim tüm olumsuzluklar, kullandığınız her ürünün içerisinde fiyatlar içerisinde var. Siz marketten bir çikolata aldığınızda, o fabrikada çalışan herkesin ve her şeyin tüm olumsuzlukları o fiyatların içerisindedir. Bu olumsuzluklar Endüstri 4.0 ile giderildiğinde dünya genelinde fiyatlarda çok ciddi gerilemeler olabileceğini düşünüyorum. 1. ve 2. Sanayi Devrimi sonrası, eskiden sadece zengin ve elitlerin kullanabildiği ürünler, nasıl tabana yayıldıysa, Endüstri 4.0 Devrimi sonrası benzer bir durum yaşanabilir.
İnsanın üretimden çıkması elbette kulağa korkunç geliyor. Aslında gerçekte de korkunç yanları var. Dünya ekonomik tarihi boyunca insan, her zaman bir değer olmuştur. Çünkü duygularımızdan arınıp tamamen matematiksel baktığımızda en niteliksiz insan dahi, sahip olduğu kas gücü ile bir ekonomik değere sahiptir. Fakat Endüstri 4.0 Devrimi ile, insanın kas gücünün ekonomik değeri neredeyse sıfıra yaklaşıyor. Bugün yaşadığımız dünyada kas gücü ile çalışan milyarlarca insan var. Bu kas gücüne sadece ağır kas gücünü dahil etmeyin. Basit seviyedeki masa başı işler ve inisiyatif alımının düşük olduğu pek çok beyaz yakalı iş alanı da tehdit altında.
Bu nedenle eğitimsiz insanlar için Endüstri 4.0 Devrimi sonrası ‘universal income’ denilen ve tüm insanlara verileceği konuşulan düşük orandaki evrensel bir maaş sınırlayıcı da olsa düşük bir çözüm olabilir. Üretimde verimliliğin artması ile ucuzlaşan ve iyice bollaşan ürünlerin de bir kısmını da, ona aylık hibe olarak verilen para ile alabilen kitleler oluşması hiç de uzak bir gelecek değil ve bugün akademi tarafından en sık tartışılan ekonomik problemlerden biri. Binlerce yıl önce insanın temel amacı hayatta kalmaktı. Endüstri 4.0 Devrimi ile artık hayatta kalma problemi tamamen ortadan kalkıyor gibi görünüyor. Uzun vadede insanlık daha iyi bir hayat ya da vasat bir hayat ikilisinden biri için mücadele verecek.
Özetleyecek olursak; Endüstri 4.0 ile bir şeyin değerini belirleyen etmenleri sıfırdan tanımlamamız gerekecek. 3000 dolara satın alabileceğiniz bir robot, size ömür boyu yemek yapıp, evinizi temizleyebildiğinde, ekonomik paradigma baştan aşağı değişecek. Böyle bir ekonomik ortamda, beni sevindiren önemli bir konu ise şu: Artık insanlar, onları diğer canlılardan ayıran özelliklerini tam performansta kullanmak zorunda kalacaklar. Çünkü diğer işleri birileri, insandan çok daha iyi yapabilecek.