Her işin kaderini belirleyen bir püf noktası var elbet. Sanat ise onu diğerlerinden ayıran, ticaret ise karı yaratan en önemli nokta. Bir de bunun haricinde, her ne iş yaparsanız yapın olmazsa olmazlar var. Bu hafta iş kurmayı düşünen, ticarete atılmayı düşünenler ya da hâlihazırda bu işte olanlar için, naçizane bazı ekonomik tavsiyelerde bulunacağım.
Bir finansal danışman olarak, şirketlerde çok görülen hataları, KOBİ ve daha küçük girişimcilerin çok iyi fikir ve özverili çalışmaya rağmen neden başarılı olamadıkların farklı örneklerle görme imkânım oldu. Bu yazıda aklımda kalan bazı önemli hataları bir araya toplamaya çalışacağım.
Genelden özele kısa bir değerlendirme yapın
Özellikle yeni bir iş kurmak ya da yeni bir sektöre girmek için hazırlık yapanların en çok yaptığı hatalardan biri, dünyadaki büyük resme bakmamak oluyor. 2008 mortgage krizi başladığında yeni bir kahveci açtığınızı düşünün. Tüm dünya ekonomik krize kavrulurken, kapitalizmin dahi yıkılabileceği konuşulurken yeni bir iş kurmak risklerinizi oldukça artırıyor. Bunun yanında içerisinde bulunduğunuz ülkenin o anki ve yakın gelecekteki durumu da oldukça önemli. 2018’in ağustos ayında Türkiye’de yaşanan krizi düşünün. Bu ortamda da yeni başlangıç yapmak oldukça riskli olabilir. Bu risk analizini genelden özele doğru yaparak, yine eğer bir kahve dükkânı açacaksanız yeri açacağınız mahallenin risk durumuna kadar bir tahminde bulunup bunları üst üste koymanız gerekecektir. Burada her zaman mükemmel zamanı elbette bekleyemeyiz, ancak bu hesap bize kafamızdaki senaryoyu kağıda dökerek olası bir sürprizle karşılaşma ihtimalini düşürmek yapılabilecek en sağlıklı şey olacaktır.
Ülkenizi ve ekonomizi iyi tanıyın
Gelişmemiş ülkelerde ham madde önemlidir. Para hammadde satışlarından kazanılır ve bu nedenle bilgiye çok ihtiyaç yoktur. Hizmet sektörü gelişmemiştir. Gelişmiş ülkelerde ise hammaddeye ulaşmak kolaydır. Katma değeri yüksek, hammaddenin üzerine katılmış fikirler para kazanmak için daha müsaittir. Durumu daha kolay anlatabilmek uç noktada bir örnek vermek istiyorum. Uganda’da, iç mimar sayısı bir elin parmağını geçmezken, California’da iç mimarlar bahçe - yatak odası - oturma odası gibi ince alanlarda bile uzmanlaşmaya başlamıştır. Bazı mimarlar yalnızca banyo tasarlar. Bu bilinen gerçeğin altında yatan temel ise, finans kapitaldir. Paranın kendisi belli bir getiri oranına sahiptir ve buna faiz denir. Gelişmemiş ülkelerde ekonomi içerisinde hâlâ bakir alanlar kaldığı için, fikirden daha önemli olan konu paradır. Yeterli sermaye ile basit fikirlerle de iyi kazançlar sağlanabilir. Nitekim Türkiye’nin en yüksek kâr eden şirketlerine baktığınızda, finans kapitale bağlı olduğunu göreceksiniz. Tüpraş’ın kârı ile Apple’ın kârını tamamen farklı sınıflamak gerekiyor. Bu bağlamda, Türkiye’deki yatırımcılarda, ABD’de ya da Avrupa’da gördüğü bazı girişimlerden esinlenerek bunu Türkiye’de uygulamaya çalıştığını görüyoruz. Ancak ne yazık ki bu girişimlerden birçoğu başarısız oluyor. Her ne kadar fikir güzel olarak görünse de, ekonominin derinliği, bu yeni nesil girişimler için oldukça önemli. AIRBNB uygulamasını düşünün, ABD’de kurulduktan sonra dünyanın en büyük ev paylaşım platformu haline geldi ve yıllardır Türkiye’de de hizmet veriyor. Ancak Türkiye’de kurulmuş olsaydı aynı büyüklüğe ulaşabilecek miydi? Kurulduğu ilk yıllarda başarısız olup belki de tarihe karışacaktı. Ancak ABD ekonomisi derin ve büyük bir ekonomi olduğu için, sadece evini paylaşmayı düşünen ve bunu gerçekleştirenlerin yarattığı ekonomi bile böyle dev bir şirket çıkarmaya yetebiliyor. ABD’de sadece piyano sandalyesi satarak ayakta kalabilirsiniz, peki ya Türkiye’de?
Gelirlerinizi minumum, giderlerinizi maksimum olarak hesaplayın
İnsanoğlu her zaman kendinden taraf. Bu belli oranda yararlı ve insanın yaşam mücadelesi vermesi için gerekli. Fakat çoğu kez dozaj aşılıyor. Çok büyük şirketler dahi, geleceğe ve gelirlerine yönelik oldukça iyimser tahminlerde bulunabiliyor. Örneğin üç yıldır tahsil edemediği beş farklı alacağını aynı yıl içinde tahsil edeceğini düşünerek bütçe hazırlıyor. Murphy kanunlarını duymuşsunuzdur. Bu çoğu zaman iş hayatında da geçerli. Özellikle uzun dönemde, mutlaka tahmin etmediğiniz masraflarınız çıkacaktır. Çalışanlarınızın kıdem yükü artacak, sahip olduğunuz makine ya da malzemeler arızalanacak ve kar yağdığı için işler kapanacaktır. Size çok karamsar görünüyor olabilirim ancak inanın bana bunlar olacak. Evdeki hesap çarşıya uymaz!
Duygularınızdan arının
İnsan elbette robot değil ve duyguları var. Onu özel yapan en önemli özellik de bu. Ancak konu para kazanmaksa, bunun oranını iyi tutturmak gerekiyor. Keynes’in güzellik yarışması ile ilgili örneğini hatırlayalım. Bir güzellik yarışmasında size göre en güzel adayın kim olduğunu tespit etmek önemli değildir. Önemli olan, genel olarak insanlara güzel gelecek olan adayı tespit edebilmektedir. Pasta yemeyi çok seven biri, pastane açmak konusunda ister istemez daha sübjektif bir bakış açısına sahip oluyor. Çoğu yatırımcı, bir süre sonra fikrine aşık oluyor, onu bir çocuğu gibi görüyor ve o girişimin negatif yanlarını görmekte zorlanıyor. Duygulardan arınma konusunda çevrenizde güvendiğiniz ve konuya vakıf kişilerden görüş almayı oldukça önemsiyorum. İnsanlardan tavsiye almak hem çok faydalı hem de tehlikeli bir iş. Tavsiye almanın en önemli ve zor kısmı, tavsiye aldığınız kişiyi iyi tahlil etmek ve onun görüşlerini belli bir katsayı ile çarpmak. Çok hızlı karar veren ve gözü kara birinin fikrinizle ilgili söylediklerini azaltarak, fazlasıyla pesimist birinin söylediklerini ile biraz daha yüksek bir çarpanla çarparak değerlendirmek gerekir.
Bu hafta daha fazla uzatmadan bu madde ile yazıyı tamamlıyorum. Önümüzdeki haftalarda bu bölüme devam edeceğim.