Öğreniyorum! Hem de zevkle

Bu yazıda tüm desteğimizi vermek üzere koşullandığımız çocuklarımızı akademik ve sosyal açıdan bağımsız olarak yetiştirmenin önemi ve yolları üzerinde durmak isterim.

Gençlik - Eğitim
23 Ekim 2019 Çarşamba

Psk. Berna Sanku


Ben öğrenmeyi, yeni beceriler edinmeyi severim! Örneğin, ilk defa usta hareketlerle balık ayıkladığım günü hatırlıyorum. Koca balık elimde, evin içinde, bana bu beceriyi kazandıran babamı aramış ve zaferimi gururla paylaşmıştım onunla. Bir eğitimci gözüyle geri dönüp baktığımda anlıyorum ki, ben uzun gözlemler ve küçük denemeler yapmama izin verildiği, ama en önemlisi de bana etkin geribildirimler sağlandığı için birçok kişinin pek de hoşlanmadığı bir işi yapmaktan zevk alır oldum. Bu bağlamda, bağımsız olarak başarabildiğimiz zorlu görevler bizi geliştiriyor ve yaşam yolculuğuna hazırlıyor demek doğru olur diye düşünüyorum.

En büyük sorumlulukları çocuklarını hayata hazırlamak olan ebeveynlere önemli görevler düşüyor doğal olarak. Bu görevlerini en iyi şekilde yerine getirmek isterken ebeveynler akıl almaz fedakârlıklara gönüllü olarak katlanıyorlar. Kısaca, bir ebeveyn için ‘sınırsız sevgi’ duyduğu yavrusuna yapamayacağı iyilik, katlanamayacağı zorluk yoktur demek pek de abartılı olmayacaktır sanırım.

Bu yazıda ben tüm desteğimizi vermek üzere koşullandığımız çocuklarımızı akademik ve sosyal açıdan bağımsız olarak yetiştirmenin önemi ve yolları üzerinde durmak isterim.

Çocuklarımızın mevcut akademik ve sosyal gereksinimlerini anlamanın, ayrıca onların eğitim sürecini desteklemenin önemi yadsınamaz. Ancak bu gereksinimleri karşılamaya çabalarken acaba yanlış bir yol izliyor olabilir miyiz? Başka bir deyişle, çocuklarımızın bağımsız öğrenenler olmalarına yardımcı olmak için neler yapabiliriz? Çocuklarımızın akademik ve sosyal açıdan bağımsız, öğrendiklerini uygularken zevk alabilen bireyler olmaları için yöntemler olduğunu bilmek iç rahatlatıcı. Bu yöntemlerin bazılarına değinmek isterim.

Çocuğa güven duymak

Bir ebeveynin çocuğunun yeteneklerine/yapabileceklerine güven duyması oldukça önemlidir. Tüm ödevlerini yardımla yapan, tüm sınavlara bir yetişkinle çalışan bir çocuk kaçınılmaz olarak kendine olan güvenini kaybedecektir. Öğrenilmiş çaresizlik olarak adlandırılan duruma düşecek ve yardım alamadığı takdirde başaramayacağına inanacaktır. Çocuğa sadece gerektiği kadar destek olmak, etkin iletişimle tam neye gereksinim duyduğunu anlamak, sunacağımız desteği daha anlamlı kılacaktır. Örneğin bir projeyi çocuk için tamamlamak yerine karşılaştığı zorlukları yenmesine yardım etmek, çocuğa güvendiğimizin bir göstergesi olacaktır. Uzun deneyimlerim ve gözlemlerim sonucu rahatlıkla söyleyebilirim ki, yapabileceğine inanılan bir çocuk sonunda yapar!

Çocuğun gereksinimlerini belirlemek

Çocuklar ve onların eğitimi ile ilgili çalışmaların, fikir alışverişlerinin çoğu genellikle çocukların olmadığı ortamlarda gerçekleşiyor. Biz yetişkinler kendi aramızda saptamalarda bulunup, kararlar alabiliyoruz. Oysa ebeveynlerin proaktif olmalarının çocukların gelişime büyük katkılar sağladığı bir gerçek. Kolları sıvayıp harekete geçmeden önce çocuklara sorabileceğimiz birçok soru bulunmakta: Örneğin “Bu sınav için çalışmana yardım etmemi ister misin?” Daha da iyisi, yardıma gereksinim duydukları barizse, “Sana nasıl yardımcı olabilirim?’’ gibi kısa bir soru çocuğun gereksinimlerini fark etmesine oldukça yardımcı olacaktır. Çocuklar çoğu zaman başka bir öğretmen yerine duyarlı bir yetişkinin anlamlı geri bildirimine ihtiyaç duyarlar.

 

Bağımsız olabilecekleri fırsatlar yaratmak

Bir çok ebeveyne çocuklarının inisiyatif alabileceklerine inanmak zor gelebiliyor. Oysa çocuğun karar verme becerilerini geliştirmenin en kolay ve uygulanabilir yöntemi ona yaşı ile paralel görev ve sorumluluklar vermektir. Çocuğun kendi giysilerini seçmesine izin vermek (renkleri çok uyuşmasa bile), kendi yatağını yapmasını sağlamak (çarşaflar buruşuk gibi görünse bile), bitkileri sulamasını (etrafa dökülen su için kolayda bir havlu bulundurarak) ya da masayı kurmasını (bazen çatalları unutsalar bile) istemek, her evde uygulanabilecek basit örnekler olarak sıralanabilir. Bu küçük görevler çocukların kendi başlarına etkili olabileceklerinin göstergeleri olacaktır. Yaşları ilerledikçe, çocuklara daha fazla sorumluluk verip ebeveynlerin biraz daha geri durması da önemlidir. Bunun nedeni çocuklarımızın düşük riskli görevleri kendi başlarına uygulamalarını sağlamak, böylece hayatta güvenle ilerlemek için lazım olan inanca sahip olmalarını sağlamaktır.

Gelişimi, süreci ve çabayı teşvik etmek

Çocuğun aldığı sonuçları övmek veya ödüllendirmeyi alışkanlık haline getirmek kolaydır. Örneğin, «Bu yüksek notu aldığın için seninle çok gurur duyuyorum!» veya «Karnendeki her tam not için sana 100 TL vereceğim” tarzında söylemler yapılabilir. Ancak bu tarz uygulamalar tercih edildiğinde, çocuğun gelişim süreci yerine sadece sonuçlara odaklanmış olunuyor.

Çocuklar da doğal olarak ileride en iyi notu almak için ne gerekiyorsa yapmaları gerektiğini düşünmeye başlayabiliyorlar. Yardım için bir yetişkine bağımlı hissedebildikleri gibi hile yapmayı da düşünebiliyorlar. Bunun yerine, çocuğa gösterdiği çaba ve sebat konusunda geri bildirim vermek çocuğun gelişimi açısından daha yararlı olacaktır. Örneğin, çocuğun verdiği emek, sergilediği çalışma ahlakı ve ortaya çıkardığı üründe gördüğünüz gelişim için nesnel övgülerde bulunmak hem öneli hem de gereklidir. Bu şekilde çocuklarımızı kendilerini elde ettikleri sonuçlardan ziyade, gösterdikleri çaba ve emekle değerlendiren ve doğal olarak da daha güven dolu hisseden bireyler olarak yetiştirebiliriz.

Öğrenme alanı sağlamak

Çocuklar ile beyin fırtınası yapıp rahat bir şekilde çalışıp öğrenebilmeleri için neye ihtiyaç duyduklarını belirlemek önemlidir. Çocuklar etrafta insanlar olduğunda gidebilecekleri sessiz bir odaya, çalışma masasına, kütüphaneye ve diğer öğrenme materyallerine ihtiyaç duyarlar. Onların en iyi şekilde öğrenecekleri, çalışacakları ve bunun için ihtiyaç duydukları uygun alanı yaratmalarına izin verin. Ancak bu yolla sıklıkla bir şeyleri sormak ya da istemek yerine öğrenmeye odaklanmaya devam edebilirler.

Sonuç olarak hepimiz çocuklarımızın başarılı olmasını umuyor ve onlara yardım etmek istiyoruz! Ancak bazen, yardımcı olmanın en iyi yolu, çocuklarımızın bağımsız olarak çalışmalarına ve bir takım konularını kendi başlarına çözmelerine izin vermekten geçmektedir. Ne de olsa, kendine güvenen, bağımsız olarak öğrenebilenler, zorlukların üstesinden gelmek için kendi yeteneklerine inanan yetişkinler haline gelirler. Ve gerçekten istediğimiz bu değil mi?