Nesnelerin interneti nedir?

Bugünlerde sıklıkla duyduğumuz Nesnelerin İnterneti kavramı yani IOT (internet of things) teknolojisi, akıllı cihazların birbiriyle iletişime geçmesi, haberleşme şekli olarak tanımlanıyor.

Riella VARON Bilim ve Teknoloji
30 Ekim 2019 Çarşamba

Bu kavram ilk kez 1999 yılında Kevin Ashton, P&G için RFID teknolojisi uygulamasının firmaya faydalarını sıralayınca ve kullanılmasını önerdiği zaman ortaya çıktı. Önerdiği sistem, “internet of things” kavramını ortaya çıkaran radyo dalgaları ve sensörlere dayalı bir küresel sistem standardı idi. Bu kavram gelişen teknoloji ile birlikte, ortaya çıktığı günkü halinden daha geniş bir vizyona erişti.    

Günümüzde Gartner’ın yaptığı araştırmaya göre, bugün internete 10-11 milyar cihazın bağlı olduğu tahmin edilmekte ve bu rakamın 2020 yılına gelindiğinde 26 milyar cihaz seviyesine çıkması öngörülmektedir. Aynı araştırmalara göre, 2003 yılında dünyada kişi başına düşen birbirleriyle bağlantılı cihaz oranı 0,08 iken bu oranın 2020 yılında tahmini «6,48» oranına ulaşacağı şeklinde. Ayrıca 2020 yılında, 20 adet tipik ev cihazının üreteceği bilgi trafiğinin, 2008 yılında üretilen tüm internet trafiğinden daha fazla olacağı da tahmin edilmektedir.

Örneğin kolunuzda bir akıllı saat var. Bu akıllı saat gittiğiniz mesafeyi, attığınız adımları ve bu aktiviteleri yaparken kalbinizin nasıl attığını algılayan sensörlere sahiptir. Burada toplanan bu veriler bir istemci (bilgisayar, cep telefonu vb.)  tarafından analiz edilip hayatımızı düzene koymamızda yardımcı olmakta. İşte bu iki cihazın arasındaki iletişim, nesnelerin internetini oluşturan en temel özelliklerden biri olup; başına akıllı kelimesi gelen her türlü cihazla bağlantı sağlanabileceğini çok yakından izleyebiliyoruz. Tüm bu tarz nesneler üzerinden yapılan yatırımlarla, yakın bir zamanda Wi-Fi ve Bluetooth teknolojisi ile tümü internete bağlanılıyor olacak. Ayrıca Mark Zuckerberg’in Internet.org projesi altında hayatımıza dahil etmeyi planladığı dronelar da devreye girecek ve akıllı ürünler internete, yakınlarında bulunan modemler dışında, dronelar sayesinde de girebilecek ve kullanıcılara bildirileri aktarabilecek şekilde iletişim halinde olacaklar.

‘Nesnelerin İnterneti’ kavramı altında geliştirilen ürünlerin genellikle, mobil cihaz ve tabletlerle birlikte çalıştığını görüyoruz. Her nesnenin mobil üzerinden erişilebilen bir uygulaması olması ve böylece bu uygulamalar sayesinde bildirimleri, bu gibi verilere aktarılabiliyor. Örneğin Google tarafından 2014’te satın alınan akıllı ürün Nest, evde olmadığınız durumlarda evin sıcaklığını, uygulama üzerinden kontrol edebilme olanağı sağlıyor. Uygulamayı, eve yerleştirilen Nest ile entegre ederek bunu gerçekleştirebiliyorsunuz. Bu sayede akıllı evler, tanımlı bu teknolojiyle birlikte pek çok farklı ürünü entegre etme olanağı da sağlanmış olunuyor.

Tüm bu gelişmelerin ışığında tahmin edebileceğiniz gibi çok büyük bir veri akışının ortaya çıkacağı bir gerçek... Bu verilerin çözümlenerek işlenmesi zor ve karmaşık bir hal alacağa benzer... Ortaya çıkan bu verilerin gizliliğinin korunması ve saklanması önemli olup ayrı bir tartışma konusu olacağa benzemektedir. 2020 yılından sonra internetsiz bir yaşamın varlığı sanırm pek mümkün olamayacak gibi. Sizce de öyle değil mi, ne dersiniz? Teknoloji artık yaşamımızda kaçınılmaz bir kavram.