ABD’nin Opioid krizi ve Sackler ailesi

ABD’de afyon tohumlarından yapılan ve bağımlılık yaratan Opioid adlı ağrı kesicilerin sebep olduğu ölümlerin baş sorumlusu olarak gösterilen Purdue Pharma ve bu şirketinin dünya çapında eğitim ve sanata yaptığı bağışlarıyla bilinen sahipleri Sackler ailesini tanıyor musunuz?

Selin SEVİNDİREN Kültür
20 Kasım 2019 Çarşamba

"Her üç haftada bir 11 Eylül"

Geçtiğimiz temmuz ayında Donald Trump tarafından kurulan Uyuşturucu Bağımlılığı ve Opioid Krizi Komisyonu her gün 142 Amerikalının opioid yüzünden öldüğünü açıkladı; bu her üç haftada bir 11 Eylül terör saldırısı demek.

1990-2017 arası opioid ve eroine bağlı toplam ölümler 400 bini geçti, bu ölümlerin 218 bini reçete ile verilen opioidlerle ilintili. ABD’de milyonlarca insan opioid bağımlısı olarak yaşıyor. Amerikan devlet kurumları milyarlarca doları bu salgınla mücadele için harcadı.

2017’de doktorlar tarafından 191 milyon opioid reçetesi yazıldı. Çeşitli ilaç üretici ve dağıtıcılarına, bağımlılık yapan ağrı kesicilerin satışını artırmak için aldatıcı satış stratejileri uygulamaktan ve ABD’yi bir ağrı kesici bağımlılığına sürüklemekten 2.600 dava açılmış durumda ve bunların 2.300’ü Ohio’da konsolide edilmiş bir şekilde Hakim Dan Aaron Polster’ın ve sıradan 12 kişinin oluşturduğu jürinin önünde duruyor. Dava edilen şirketlerin başını OxyContin ilacının üreticisi Purdue Pharma çekerken, davalılar arasında Johnson and Johnson ve İsrail merkezli Teva Pharmaceutical Industries de bulunuyor.

Sackler Ailesinin kökleri

Raymond Sackler ve eşi Beverly oğulları Dr. Richard Sackler ve Jonathan Sackler ile (2014)

2015’te Forbes dergisinin Sackler Ailesini 14 milyar dolarlık servetleriyle ABD’nin en zengin aileleri arasında göstermesine kadar bu ailenin pek sözü edilmiyordu. Ailenin servetinin 1996’da piyasaya sürdükleri ve bağımlılık yarattığı için kitlesel çapta ölümlere neden olduğu öne sürülen OxyContin ilacından gelmesi bunun bir sebebi. Diğer bir sebep de ailenin eczacılık firmaları Purdue Pharma ile Sackler ismini asla bir araya getirmemeleri. Sackler ismi görüldüğünde akla daha çok eğitim ve sanat alanında eşi benzeri olmayan meblağlarda bağışlar geliyor.

1952’de üç kardeş -Arthur, Mortimer ve Raymond Sackler- New York’ta Purdue adındaki bir ilaç firmasını satın aldı. Sackler Kardeşler Brooklyn’de oturan Yahudi göçmen bir anne babanın çocuklarıydı. Hepsi tıp okumuş ve psikiyatr olmuştu. Arthur, 1987’de OxyContin henüz ortada yokken öldü. Roche tarafından görevlendirilen Arthur, dâhiyane pazarlama becerisiyle Valium’u ABD’nin en çok satan ilacı yapan kişi olmuştu. Aynı zamanda bir koleksiyoner olan Arthur, Metropolitan Müzesindeki Sackler Gallery’nin kurucusuydu. Arthur’un ölümünden sonra iki kardeş Purdue Pharma’yı kurdu. Mortimer, Purdue Pharma’nın Avrupa’daki bacağı oldu. Aynı abisi gibi üç kez evlenmiş ve Avrupa’daki müzelere yaptığı bağışlarla bilinen bir sanat tutkunuydu. Mortimer 2010’da öldü. Purdue Pharma’nın en aktif ve etkili yöneticisi küçük kardeş Raymond’dı. Tek bir kez evlenen, ayakları oldukça yere basan, hırslı ve aşırı çalışkan biriydi. 2017’de 97 yaşında vefat eden Raymond, İngiltere’de şövalyelik, Fransa’da Légion d’Honneur ve Hollanda’nın en üst onur madalyalarından birinin sahibi olmuştu.

Ondan sonra sahneye Raymond’un oğlu Richard Sackler çıktı: OxyContin’i asıl yaratan isim. 26 yaşındaki tıp mezunu Purdue Pharma’nın hem AR-GE hem de pazarlama bölümünün başına geçti. 1999’da 54 yaşındayken Richard Purdue’nun yönetimini üstüne aldı.

Sanat ve eğitim dallarında bağışlarda başı çeken aile Sacklerlar

Yüksek eğitim kurumlarına yaptığı bağışlar bir kenara, Sackler’lar eğitim alanında o kadar adı geçen bir aile ki, Sackler derecesi ile okullardan mezun olmak, Sackler meslektaşlar toplantılarına katılmak, Sackler daimi profesörlerinden ders almak, astrofizik ve insan hakları konularında Sackler konferanslarını dinlemek mümkün. Ayrıca Sackler’ların obezite, beslenme düzensizliği ve çocuk gelişimi alanlarında birçok üniversitede araştırma programları bulunuyor. Bilim ve eğitime verdikleri destek ve insanlığa sundukları fırsatlar azımsanamaz.

Eğitimde:

ABD: Harvard, Yale, Columbia*, MIT, Tufts, NYU, University of Connecticut, University of Washington*

Avrupa: Oxford University, Glasgow University, University of London, Westminster Abbey, Royal Botanic Gardens at Kew, TelAviv University

Sanatta:

ABD: Metropolitan Museum* (Temple of Dendur), Guggenheim Museum*, Smithsonian, Dia Art Foundation; Metropolitan Opera. American Museum of Natural History

Avrupa: Louvre* Tate Group*, Serpentine Gallery*

*Temmuz 2019 itibariyle bu enstitüler Sackler Ailesinden gelecekte hiçbir bağışı kabul etmeyeceklerini açıkladılar. Sackler ismini ilk indiren Louvre oldu ve doğu antikalarının bulunduğu kanadın Sackler olan ismini sildi.

 

 Acıları dindiren OxyContin’in arkasındaki acı gerçek

Sackler Ailesi on yıllardır milyoner olmalarına karşın, asıl servetlerini ağrı kesici OxyContin ile yaptı, fakat onları milyarder yapan aslında ilacın kendisi değil; bu ilacı ülkede kronik ağrıyla mücadelede yeni bir döneme girildiği zamanda saldırgan bir teknikle pazarlamalarıydı. 90’ların başında opioidler ilk kez ölümcül kanser hastalarının ağrıları dışında kullanılmaya başlanmış, elden ayaktan düşüren ve gündelik işleri aksatan ağrıları geçirmede adeta bir mucize olmuştu. Uzun süreli opioid kullanımının bağımlılık yapma ihtimalinin yüzde 1 olduğu söyleniyor; bu yanlış bilgi 600 kereden fazla tıp jurnallerinde alıntılanıyordu. Purdue Pharma başta olmak üzere ecza firmaları kanser olmayan fakat kronik ağrı çeken Amerikan halkının ağrı kesiciye sahip olma hakkını kutsal sayıyordu. Bunun için American Pain Society ve American Academy of Pain Medicine adındaki kuruluşlarla işbirliği içindeydiler. 

Purdue Parma 1996’da morfine benzeyen ve afyon tohumundan elde edilen oxycodone adındaki kimyasalı içeren bir ağrı kesiciyi piyasaya sürdü: OxyContin. Morfin almak hastaları korkuturken, oxycodone aynı psikolojik etkiyi yaratmıyordu ama aslında oxycodone morfinden yüzde 50 daha etkiliydi. Doktorlar bile bunu bilmiyordu.

Purdue OxyContin’in paketine FDA’dan aldıkları onay sayesinde ‘gecikmeli emilim ilacın bağımlılık yapma etkisini azaltmıştır’ yazmıştı. Bu ibare, anında etki isteyen uyuşturucu bağımlılarını bu ilacı kullanmaktan caydıracaktı. Ama çok geçmeden 12 saatte bir alınan ve yavaşça sindirim sisteminde emilen OxyContin, suiistimal edenler tarafından, ezilip içilmeye, burundan çekilmeye ve damara enjekte edilmeye başlandı. Bu işlem yapıldığı anda eroin ile aynı etkiyi yaratıyordu. 2001’de acı tablo anlaşıldı. FDA o yıldan itibaren hiçbir ilaca bu ibarenin yazılmasına izin vermiyor.

Purdue Pharma, pratisyen doktorlara, kadın hastalıkları doktorlarına, diş hekimlerine, hemşirelere hatta stajyerlere bile OxyContin’i reçete etmeleri için teşvikler verdi. Eczanelere özel indirimler yapıldı. Hastalara ilk 30 gün bedava ilaç kuponu dağıtıldı. Akademisyenlere burs verildi. Tıp dergilerine milyonlarca dolar reklam parası ödendi. Politikacılar da bağış aldı. 1996’da 300 bin olan reçete sayısı 2001’de 6 milyonu bulmuştu, şirket 1 milyar dolarlık satış yapmıştı. 2010’a gelindiğinde satış rakamı 3 milyar doları bulmuştu.

OxyContin piyasadaki diğer ağrı kesicilerden farklı olarak hastalara 12 saat süren - deliksiz bir uyku demekti - ağrısızlığı vadediyordu. Purdue klinik deneylerde bunun aslında böyle olmadığını biliyordu. Hastalar ağrısızlığın verdiği mutluluk halinden çok daha kısa sürede çıkıp adeta dibe vuruyorlardı. Bağımlılık için harika bir tarifti bu.

Doktorlar daha kısa aralıklarla ilacın alınmasını tavsiye edecekken Purdue satış elemanları doktorları hastalara bunun yerine yüksek doz içeren OxyContin reçete etmeleri için cesaretlendirdi. İlaç ucuz değildi. Kısa bir zaman sonra Amerikalılar ilaçları çalmaya, reçete sahtekarlığı yapmaya ve ilaç için para bulamayınca eroin gibi ölümcül alternatiflere yönlenmeye başladı. 

Şikayetler başlıyor

West Virginia, Florida ve Maine’de başta olmak üzere ülke çapında ilacın istismar edildiğine dair raporlar gelmeye başladı. 2007’de Purdue, dava edenlerle anlaşmaya vararak onlara 20 milyon dolar ödedi. Purdue 10 Mayıs 2007’de OxyContin’in diğer opioidlerden daha az bağımlılık yapmadığını ve ilacı bilerek yanlış tanıttıklarını kabul ederek, 630 milyon dolar ceza ödedi. 

2010’da Purdue, ilacın formülünü değiştirerek suiistimale zor hale getirdi ve sektörde yeni teknolojisi ile suiistimali caydıran bir rol üstlendi. Hatta 2013’te ilacın patentinin sona ermesinden hemen evvel öyle bir kampanya yürüttü ki FDA (US Food and Drug Administration) jenerik üreticilerin eski ilacı kopyalamasını yasakladı. Böylece altın yumurtlayan kaz artık ‘abuse proof - suiistimale karşı güvenli’ özelliği ile olarak 2030’a kadar yalnızca Purdue’e kaldı.

 Mahkemeler

25 ayrı şehir ve eyalette devlet kurumaları Purdue’ye opioid bağımlılık krizi ile ilgili zararları telafi etmesi için 2.700 dava açtı. Bu davalar içinde yüzlercesi 2018’e kadar yönetim kurulunda olan Sackler Ailesinin sekiz üyesine bireysel olarak da açıldı. Aile şirketle beraber krizdeki sorumluluğunu reddediyor. Aile, 2013-2016 yılları arasında salgının en kötü yıllarında bile ABD’de satılan reçeteli ağrı kesicilerin yüzde 4 gibi az bir oranını sattığını söylüyor. Gerçekten de opioid içeren ilaçları üreten üç büyük eczacılık şirketi SpecGx, ­Actavis Pharma ve Par Pharmaceutical piyasadaki hapların yüzde 88’ini üretiyor. Fakat Purdue’nın opioid salgınının çıkış noktası olmasının sebebi, opioidleri Amerikan halkına zararsız diye ilk pazarlayan olmaları ve diğer üreticilerin agresif bir şekilde peşinden gelmeleri.

Ağustosta Oklahama’da hakim Johnson & Johnson’a 572 milyon dolar ödettirdi. Insys Therapeutics’in beş üst düzey yöneticisi mayısta suçlu bulundu, 225 milyon dolar cezaya çarptırıldı ve şirket iflas etti.

Mayıs ayında Oklahama eyaletindeki davada savcıyla 270 milyon dolara anlaşan Sackler Ailesi, ekim ayında diğer davalar için kendi servetinden 3 milyar dolar ödemeyi ve şirketteki kontrollerini bırakmayı kabul etti. 35 milyar cirolu Purdue Pharma’nın iflası kabul edildi. İflas anlaşmasının en çarpıcı şartı Sackler Ailesinin Purdue’yu, kamu yararına, bağımlılıkla ve doz aşımı ölümlerle mücadele eden, uyuşturucu antidotu (panzehir) üretecek ve bedava dağıtacak yepyeni bir firma haline getirmesiydi. Purdue kurbanlara bir an evvel yardımın gitmesi için dava silsilesinden kaçınılması gerektiğini söylüyor ve 10-12 milyar dolarlık bir anlaşmaya gitmek istiyor, bunun için hâkimden 2020 Nisan’ına kadar izin aldı.

Ülke çapında ilaç üretici ve dağıtıcılarından toplam arzu edilen rakam 483 milyar dolar. İlaç üreticileri dağıtıcıları, dağıtıcılar doktorları, doktorlar bağımlı hale gelen hastaları suçluyor. Neredeyse herkes de Amerikan hükümetini suçluyor. ABD tütün üreticileri ile 1998’de ülke çapında 206 milyar dolarlık anlaşma yapmıştı. Bu rakama bile yaklaşılmasının çok zor olduğu belirtiliyor.

 Kaynaklar:

https://www.washingtonpost.com/business/economy/sackler-legacy-is-at-stake-in-familys-bid-to-reinvent-purdue-pharma-as-a-public-trust/2019/11/05/

https://www.washingtonpost.com/health/high-profile-trial-over-who-should-pay-for-the-opioid-crisis-begins-wednesday/2019/10/15/ 

https://www.esquire.com/news-politics/a12775932/sackler-family-oxycontin/

https://www.theguardian.com/us-news/2019/jul/26/sacklers-opioids-purdue-pharma-oxycontin-opioids 

https://www.reuters.com/article/us-usa-opioid-lawsuits/several-states-wary-of-48-billion-opioid-settlement-proposal-idUSKBN1X315P