Buchenwald Cadısı

Ferhat ATİK Toplum
20 Kasım 2019 Çarşamba

Bir ülkeyi acımasız bir barbara teslim ederseniz, halk sadece güçten etkilenerek, insanların endüstriyel olarak yok edilişini destekler duruma dönüşür. Bu dönüşüm, kötülerin kazanma döneminin başladığı anlamını taşır.

Aksi halde Holokost’ta öldürülen 6 milyonu aşkın Yahudi’yi nasıl açıklarsınız?

Özel bir ırk yaratma gibi sakat bir düşünceyi nasıl açıklarız?

Propagandanın milyonların öldürülmesi için kullanılmasını nasıl açıklarız?

↔↔↔

Şimdilerde durum nasıl diye sormadan edemiyorum.

Çünkü gücü elinde tutanların, politik psikoloji dehası Prof. Dr. Vamık Volkan’ın Büyük Grup Psikolojisi kavramını anlatırken bahsettiği gibi, ‘İktidar Zehirlenmesi’ yaşaması mümkündür. Peki, nedir bu İktidar Zehirlenmesi?

İnsan, egosuna kolayca yenilebilen bir varlıktır. İktidar gücü, bireye ve topluluğa her şeyi yapabileceği bencilliğini körükleyebilir. Elbette buna yenilmeyecekler de vardır. Ancak bu güce yenilmek daha çok mümkündür. O zaman, her şeyi yapabilme gücü, hata yapmayı körükler. Üstelik bizim hata dediğimiz şeyler kendilerince son derece doğrudur. Bu da iktidar gücünün iktidarın sahibine hata yaptırması ve ‘ötekileştirmelerle’ aynı toplumun ‘işaretlenmiş’ kendinden olmayan bireylerine zulüm noktasına bile gelebilir.

↔↔↔

“Halk gerçeği umursamaz, basit şeyler duymak ister. Halk basit çözümler anlatılarak ikna edilir. Bu şekilde yalan söyleyerek halka istediği şeyleri duyması sağlanıp, iktidar gücü ile onlardan hatta dünyadan habersiz dilediğimizi yapabiliriz. Yalan tekrar ettikçe, kitlelerin inanması kolaylaşır ve bu büyük yalana dönüşür. Gerçeklerle ilgili olup olmaması da hiç önemli değildir. İktidar istiyorsanız bunu kullanmanız şarttır. Bir yalan söyleyin ve bunu sürekli tekrar edin.”

Bu anlatıma baktığınızda aslında her dönemle ilgili bir takım çözümlemeler yapabilirsiniz.

Neden Yahudiler bu zulme uğradı? Neden dönem dönem dünya Holokost ölçeğinde olmasa da benzer şekilde yalanlara inananlar yüzünden, yok oluşlara tanık oluyor?

↔↔↔

Yukarıda yazdığım ‘Büyük Yalan’ ile ilgili sözler, Hitler’in Propaganda Bakanı Joseph Gobbells’e aitti. Gobbells’e kadar böyle bir kötü aklın ve barbarlığın olma ihtimali ile ilgilenmiyorduk. Ancak Holokost bize, sadece bu acıyı değil, bu acının olasılığını da yaşattı. Yaşatmakta. Artık, yeninden olabileceğine yönelik bilgimiz ve endişemiz mevcut.

Olabileceklerin ne olduğunu anlamak için size kısa bir örnek anlatacağım:

Ilse Koch, “Buchenwald Cadısı” olarak lakap almış olan, Buchenwald Ölüm Kampı komutanının karısıdır. Ilse Koch’a bu lakabın verilme nedeni ise, insanlığın kötülükte ne kadar ustalaşmış olabileceği ile ilgilidir. Ilse Koch, ölüm kapındaki Yahudiler arasında gezer ve üzerinde dövme bulunanları toplatırdı. Sonra bu toplatılan insanlardan bir daha haber alınamazdı. Çünkü Buchenwald Cadısı, bu insanların derilerini kazıtarak, dövmeli yerlerini çıkartıp, çeşitli eşyalar yaptırırdı. Abajur, çanta, tabağa baskı ve aklınıza gelebilecek birçok eşya.

Üstelik bunların bir kısmını kullanır, bir kısmını da, nasıl yaptığını övüne övüne anlatarak satardı. Buchenwald Cadısı yalnız değildi, çünkü bu akıl almaz yöntemle yapılan eşyaların alıcısı oldukça fazlaydı.

↔↔↔

Bu feci gerçeği yazmak dahi içimi titretiyor.

Ancak bu acıların bilinmesi, gelecekte bizi bekleyen olası Holokost benzeri tehlikelere karşı her zaman tetikte olunması ve şimdilerde, toplumların iktidarlara verecekleri yetkiyi sorgulamalarını sağlamaktır.