Ne yazık ki, yakın tarihte sporun gerçek birleştirici yüzünü unutup, hayvansal içgüdülerine yenik düşenler oldu. Bu insanlar yüzünden, acı çeken birçok sporcu var; başta gelen isim ise futbolcu Andres Escobar’dır.
İnsanlığın doğumundan beri uygarlıklar farklı şekillerde oyunlar oynuyor. Birçok tarihçinin kanısına göre de bu oyunlar insanların dizginlenmesini ve sayesinde düzenin oluşmasını sağlayan etkenlerden biri olmuş. İnsanların içinden gelen yarışma isteğini ve hırs duygusunu kontrol altına alan oyunlar sayesinde insanlar tarih boyunca sağlıklı ilişkiler kurmayı başardı. Bir oyun türü olan sporlar da insanlar üzerinde aynı etkileri yaratıyor. Ne yazık ki, yakın tarihte bazı insanlar sporun gerçek birleştirici yüzünü unutup, hayvansal içgüdülerine yenik düşüyorlar. Bu insanlar yüzünden, acı çeken birçok sporcu var; başta gelen isim ise Andres Escobar.
Andres Escobar Saldarriaga 13 Mart 1967’de Kolombiya’nın Medellin şehrinde dünyaya geldi. Babası Dario Escobar, bir bankacı olmakla beraber Kolombiyalı sokak çocuklarına futbol eğitimi veren bir organizasyonun kurucusuydu. Abisi, Santiago ise bir futbolcuydu. Ailesinin bariz ilgisinden dolayı Andres de genç yaştan güçlü bir futbol aşkı besleniyor ve bunu okul futbol takımında gösteriyordu. Başarılı bir savunmacı olan Escobar okulunu bitirmesi ile Kolombiya’nın Atletico National takımına stoper olarak alındı. Futbol kariyerinin yanında ailesi ile arası çok iyi olan Escobar, annesi ile sürekli kiliseye gidiyordu ve dini yönü güçlü biri olarak biliniyordu. U20 takımına girerek başladığı Atletico National kariyeri İsviçre’ye gitmesi ile ara buldu. Young Boys takımında yarım sezon oynayan Escobar, altı ayın ardından evine geri döndü. Bu süreçte Kolombiya Milli Takımına da girmeyi başaran Escobar bir daha ayrılmamak üzere Kolombiya’ya yerleşti.
1994 Dünya Kupası
Escobar, 1991 yılında takımı Atletico National ile Kolombiya ligini kazanmanın yanında 1988, 1990 ve 1992 yıllarında da ligi ikincilik ile bitirdi. Kendisini ve takımını yükseklere taşıyan Escobar için sıra ülkesini büyük sahnede temsil etmeye geldi ve Kolombiya millileri ile 1994 Dünya Kupası için Amerika Birleşik Devletlerine gitti. Ne yazık ki bu turnuva Brezilya’nın evine götürdüğü dördüncü Dünya Kupası kadar Escobar’ın turnuvası olarak da anılacaktı. Amerika, İsviçre ve Romanya ile A grubuna düşen Kolombiya grup üçüncü olup gruptan çıkmayı hedefliyordu. Sadece İsviçre sayesinde puan kazanmaları yüzünden ise turnuvaya erken veda ettiler. Kolombiya adına turnuvanın ellerinden gittiği an olarak Escobar’ın Amerika karşısında kendi kalesine attığı gol gösterildi. Escobar’ın Amerikalı oyuncu John Harkes’in ortasına yaptığı iyi niyetli müdahale topu takımının ağlarına götürdü ve Amerika maçı 2-1 kazandı. Elenmelerinin ardından evini özleyen Escobar bazı takım arkadaşları gibi Amerika’yı gezmek yerine evine geri döndü.
Escobar, evine dönüşünden hemen sonra arkadaşlarıyla Kolombiya’da bir bara gitti. Gecenin ilerleyen saatlerinde bir tekele ardından da gece kulübüne gittiler. Arkadaşları ile gece kulübünün kapısında vedalaşan Escobar arabasına binmek için otoparka girdiğinde ardından üç adam geldi. Adamların Escobar’ı sıkıştırması ile aralarında bir tartışma başladı ve iki adamın yanlarında taşıdığı silahları çıkarmaları ile tartışma bitti. Escobar o gece altı kere vuruldu. Vuran adam ise her tetiği çektiğinde “Gol!” diye bağırdı. Perişan halde bulunan Escobar hastaneye götürüldü ama hiç bir müdahale onu kurtaramadı; 2 Temmuz 1994 sabahı hayatını kaybetti. Aynı akşam Humberto Castro Munoz isimli bir şoför Escobar’ın cinayetini üstlendi. Munoz, Kolombiya’nın en güçlü uyuşturucu kartellerinden birinde çalışıyordu ve söylentilere göre kartel üyelerinin birçoğu kumarda yüksek meblağlarda para kaybetti.
Escobar’ın cenazesine yüz bin kişinin üzerinde katılım oldu. Hâlâ her sene adına anma düzenleniyor. 2002 yılında, Escobar’ın doğduğu ve hayatını kaybettiği şehir Medellin’in de adına yapılan heykel halka açıldı.
Futbol çok güzel bir oyundur. İzlerken kendimi kaybettiğim, izlemeye doyamadığım bir oyundur. Ama neticede, futbol sadece bir oyundur. İnsanları birleştirmek ve eğlendirmek için vardır. Umarım, Andres Escobar’ın hikâyesi sayesinde bunu hiçbirimiz unutmayız.