Yeşim Özsoy’un 2003’de kurduğu bağımsız çağdaş sanat merkezi GalataPerform’un kanımca en önemli projesi, 2015 sezonundan itibaren yazarlığın yanı sıra yönetmenlik ve oyunculuk atölyeleriyle bir okul haline gelen, önemli yeni yazarlar ve yeni yönetmenlerin çıktığı Yeni Metin Yeni Tiyatro adlı eğitim programıydı.
Yeşim Özsoy’un 2003’de kurduğu bağımsız çağdaş sanat merkezi GalataPerform’un kanımca en önemli projesi, 2015 sezonundan itibaren yazarlığın yanı sıra yönetmenlik ve oyunculuk atölyeleriyle bir okul haline gelen, önemli yeni yazarlar ve yeni yönetmenlerin çıktığı Yeni Metin Yeni Tiyatro adlı eğitim programıydı.
Yeşim Özsoy 2012’den itibaren, atölyelerden çıkan üst düzey çalışmaları seyircilerle buluşturma amacıyla Türkiye’nin ilk oyun yazarlığı şenliği Yeni Metin Yeni Tiyatro Festivali’ni başlatmıştı. 2016’daki şenliğin doruk noktası, proje direktörlüğünü Ahmet Sami Özbudak’ın yaptığı “Balat Monologlar Müzesi” oldu. Yeni Metin Yeni Tiyatro ileri yazarlık öğrencilerinin Balat-Fener hattında çıktıkları hikâye ve karakter avının sonuçlarını, Balatta eski bir binanın odalarında izleyicilerle paylaştıkları, tiyatro mekânını sahne dışına taşırarak yaşamın ta kendisine indirgeyen bu olağanüstü gösteri tek bir kez için düşünülmüştü ama, öylesine ilgi çekti ki o günden itibaren sürekli bir etkinliğe dönüştü.
Üç sezondur Yuvakimyon Rum Kız Lisesi’nde seyirciyle buluşan “Monologlar Müzesi” projeye daha da iyi hizmet vereceği Balat’ta Mürselpaşa Caddesi numara 163’te bulunan yeni mekânında yeni monologlara ev sahipliği yapıyor.
Tüm performansların aynı zamanda başlayıp bittiği “Balat Monologlar Müzesi”, duyguların, hayatın, yaşanmışlıkların sürdürüldüğü canlı bir müze. Dilediğiniz bir eserin / monoloğun önünde istediğiniz kadar durarak, toplam 7 monoloğun hepsini azar azar görebilir, ya da 4 tanesini seçip tamamını izleyebilirsiniz. Benim kişisel tercihim, 4 monoloğu tamamen izleyip, diğerlerini yeni bir müze ziyaretine saklamaktır. Bu yöntem sadece izleyemediklerinizi izlemeye değil, yeni keşiflerde bulunmanıza da önayak olacaktır. Çünkü, klasik müzelerin devamlılığı sürdürmek amacıyla sık sık yeni sergi açması gibi bu müze de, sık sık repertuarını değiştirerek yeni performanslarla zenginleşmektedir.
Her Pazar 15.00’de Balat hikâyelerinden oluşan klasik “Balat Monologlar Müzesi”, başladığı günden bu yana projede yer alan oyuncuların ve yönetmenlerin ağırlıklı olduğu repertuarıyla, Balat semtinin kendine özgü dokusunu ve büyülü atmosferini keşfetmeye devam ediyor.
Bu yıl yeni mekânda en azından birincisi kadar ilginç ve etkileyici bir kardeş etkinliğe de yer veriliyor. Her Cuma akşamı 20.30’da, 7 kadın tarafından yazılmış, 7 kadın tarafından yönetilmiş, 7 kadının oynadığı “Monologlar Müzesi – Kadın” izleyicilere kapılarını açıyor.
Sezonun olmazsa olmazlarından, ikisi de defalarca izlenmeye değer, farklı ve sıra dışı iki etkinlik. Sakın kaçırmayın derim.