Fransa’da Ulusal Meclis’te yapılan oylamada, antisemitizme karşı yasa tasarısı 72 hayır oyuna karşı 154 evet oyuyla kabul edildi.
Fransız Ulusal Meclisi, 3 Aralık’ta antisemitizme karşı yeni bir yasa tasarısını onayladı. Yasa tasarısı metni tartışmalara neden oldu. Yasa tasarısının mimarı La République en Marche (Yürüyüş) partisi milletvekili Sylvain Maillard, Fransa parlamentosuna Uluslararası Holokost Anma İttifakı (İHRA)’nın antisemitizm tanımını kabul etmesini önerdi.
Almanya’da bulunan Westhoffen Yahudi mezarlığında 100 mezarın saldırıya uğradığını hatırlatan Maillard, “Fransa’da Yahudileri, Yahudi oldukları için yeniden öldürmeye başladılar” sözleriyle konuşmasına başladı.
Yasa tasarısının metni milletvekilleri arasında tartışmaya neden oldu. Tasarıya 577 milletvekilinden 154 milletvekili evet oyu kullanırken, 72 milletvekili ise hayır oyu kullandı. Oylamadan iki saat önce, sosyal güvenliğin finansmanını kapsayan bir yasa tasarısı için 550 milletvekili oy kullanırken birçok milletvekili bu oylamaya katılmadı.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un partisi En Marche’in 330 milletvekili arasından 84’ü evet oyu kullanırken, 26 milletvekili de hayır oyu kullandılar. Milletvekillerinin çoğu polemik yaratan bir konu hakkında halka açık bir şekilde fikirlerini beyan etmek istemediklerini öne sürerek oylamaya katılmadı.
Muhaliflerin eleştirilerinin merkezinde Siyonizm karşıtlığının antisemitizmle birleştirilmesi yer alıyor. Fransa’daki Yahudi cemaatleri çatı kuruluşu CRİF’in şubat ayında düzenlediği yemeğe katılan Cumhurbaşkanı Macron bu tanımlamayı kabul ettiğini, “Anti-Siyonizm’in modern antisemitizmin biçimlerinden birini” temsil ettiğini belirtti.
Yasa tasarısını taraftarı milletvekilleri de “Antisemitizmin, anti-Siyonist maskenin altına saklandığını” ifade etti. Constance le Grip, “Gerçekleri söylemek, gerçeklerle yüzleşmek ve kötülüklere karşı sözümüzü söylemek Ulusal Meclis’in onurudur” yorumunu yaptı.
İçişleri Bakanı Christophe Castener, “Bu metnin tek bir anlamı var: Fransa antisemit söylemleri ve eylemleri yüksek sesle kınıyor. Siyonist ve anti-Siyonist kavramları metnin merkezinde değil” açıklamasında bulundu.
127 Yahudi entelektüel, yasa tasarısının geri çekilmesi talebinde bulundular. Komünist Partisi milletvekili Pierre Dharréville, “Bu tanım ifade özgürlüğüne karşıdır ve bazı fikirleri suçlayacaktır. Ama antisemitizmle ve ırkçılıkla mücadele için bir faydası olmayacaktır” dedi. Sol görüşlü milletvekillerinin çoğu yasa tasarısı metnine karşı çıktı.
Yasa tasarısına karşı çıkan 127 aydının yayınladıkları bildirinin başlıkları işe şöyle:
“Biz, antisemitizm, Yahudilik tarihi ve Holokost alanında uzman olan, dünyanın farklı yerlerinde çalışan Yahudi akademisyenler ve aydınlar olarak bu harekete karşıyız. Fransa da dahil olmak üzere, dünyada antisemitizmin yükselişi bizi de ilgilendiriyor. Antisemitizm ve ırkçılığın bütün türlerini birer tehdit olarak görüyoruz. Endişeli olduğumuzun altını çizerek, iki ana sebepten ötürü bu yasa tasarısına karşı çıkarken, Ulusal Meclis üyelerinin de bizi desteklemesini bekliyoruz. İlk olarak bu yasa tasarısı Siyonizm karşıtlığını antisemitizmle eş değer saymaktadır.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu kendi politikasına karşı olan her hareketi ve sözü antisemit olarak tanımlıyor. Netanyahu anti-Siyonizm’in antisemitizm ile ilişkilendirmesini savunuyor. Bu tanım İsrail Hükümeti’ni korumak için alet ediliyor. Siyonizm, Filistinliler için mülksüzleştirmeyi, yer değiştirmeyi, işgali ve yapısal eşitsizlikleri temsil ediyor. Filistinliler Siyonizm’e Yahudilerden nefret ettikleri için değil, Siyonizm’i baskıcı bir siyasi rejim olarak yaşadıkları için karşı çıkıyor. Siyonizm hakkındaki görüşlerimiz farklı olabilir, ancak hepimiz, kendilerini Siyonist olarak düşünenler de dahil olmak üzere bu karışımın temelde yanlış olduğuna inanıyoruz. Anti-Siyonizm, Yahudi tarihinde meşru bir bakış açısıdır ve İsrail de dahil olmak üzere uzun bir geleneğe sahiptir. Bazı Yahudiler Siyonizm’e dini nedenlerle, diğerleri de siyasi ya da kültürel nedenlerle karşı çıkıyor. Holokost kurbanı birçok insan anti-Siyonist’ti.
İsrail hükümetinin bu çabalarının Fransa’da siyasi destek bulması kaygı verici. Ulusal Meclisi antisemitizm ve her türlü ırkçılıkla mücadele etmeye, ancak İsrail Hükümetine işgal ve ilhak etme programına yardım etmemeye davet ediyoruz.”
Aydınlar aynı zamanda yasa tasarısında bulunan ‘İsrail’in varlığını eleştirmek, Yahudi vatandaşlardan oluşan bir toplumu eleştirmektir. Bu da Yahudi topluluğuna karşı işlenen bir nefret suçudur’ cümlesini de sorunlu bulduklarını ifade ederlerken, “İsrail’in nüfusunun yüzde 20’si Yahudi olmayanlardan oluşuyor. Bunlar çoğunluğu Müslüman ve Hristiyan olan Filistin vatandaşları” dediler.
Akademisyenler, Fransa Ulusal Meclisine söz konusu tasarının kabul edilmemesi konusunda çağrıda bulunmuş, Siyonizm karşıtlığının meşru olduğunun altını çizmişti.
Siyonizm karşıtlığı ile antisemitizmin aynı şey olmadığına vurgu yapan akademisyenler, bir devleti eleştirmenin ‘Siyonizm karşıtlığı’' anlamına gelmediğini kaydetmişti.
Yasa tasarısı metninin mimarı Maillard ise bunun tam aksini savunduğunu ifade ederken “İsrail Hükümetinin politikalarını gerektiğinde her yönüyle eleştirmeliyiz. İsrail’i ve sınırlarını da içeren politikalarını eleştirmek antisemit bir eylem değil. Ancak İsrail’i inkâr etmek, var olma hakkını tanımamak antisemit bir eylemdir” açıklamasında bulundu.
Fransa’da CRIF Başkanı Francis Kalifat, “Bu metin semboliktir. Antisemitizmle başa çıkmak için doğru tanımı yapmak gerekir. Bu yasanın sonuçlarını elbette hemen görmeyeceğiz fakat hangi hareketlerin antisemit olduğunu tespit etmemize yardımcı olacak. İsrail’in varlığının sorgulanması ülkemizdeki antisemitizmin en önemli faktörlerinden birisi” diyerek yasa tasarısını savundu.