İZMİR YAHUDİLERİNE ait tarihi bir haritanın yazdırdığı öykü

Toplum
25 Aralık 2019 Çarşamba

Siren Bora


Yahudi Maşatlığı arazisi, 1926 yılından itibaren resmen imara açıldı. Ancak bu tarihten önce,  arazi üzerinde yapılar inşa edilmeye başlanmıştı. Anlatacağım öykü, oldukça uzun ve hazindir. Bölgede farklı dönemlerde inşası tamamlanan Etnografya Müzesi, Gureba Hastanesi, Arkeoloji Müzesi, Karataş Kız Lisesi, Selimiye Camisi, Sarıkamış İlkokulu, Varyant ve pek çok konut aslında bir zamanlar Maşatlığın arazisi üzerinde yer alıyor. 1926’ya değin, mezarlığa ait taşlarının bir bölümü Gürçeşme Yahudi Mezarlığına taşındı. Bir bölümü, bölgedeki yapıların inşasında yapı taşı olarak kullanıldı. Geride kalanlar ise, bulundukları yerde tonlarca toprağın ve taşın altına gömüldü. Zaman zaman, tesadüf eseri gün yüzüne çıkıyorlar. Tıpkı, Karayolları Genel Müdürlüğünün 2013’te, İzmir Konak Tünel Varyant girişinde yaptığı kazı sırasında bulunan yaklaşık yüz mezar taşı gibi. Bugün Yahudi Maşatlığı mevcut değil. Ulaşabildiğim mezar taşları ise, Gürçeşme Yahudi Mezarlığı ile Smyrna Agorası kazı alanına taşınanlar. Gürçeşme’deki en eski mezar taşı 1640, Smyrna Agorasındaki ise 1646 tarihli. Yapıların duvarlarında kullanılanlar ise, çıplak gözle rahatlıkla tespit edilebiliyor. Kimi Etnografya Müzesi, kimi Karataş Kız Lisesi, kimi Selimiye Camisi duvarlarında; kimi de Mithatpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bahçesinde, ilgi bekliyor.

Değirmendağı Yahudi Maşatlığı hakkında araştırmaya başladığım zaman, İstanbul Başbakanlık Osmanlı Arşivinde, mezarlığa ilişkin onlarca belgeye ulaştım. İzmir Başhahamlığı, Dersaadet Hahambaşılığı, Sadaret, Dahiliye ve Sıhhiye Nezaretleri, Aydın Vilayeti Makamı, Yunan İşgal Komutanlığı, Londra Dışişleri Bakanlığı ve İtalyan Sefareti arasındaki dosyalar dolusu yazışma mevcuttu. Belgeleri okudum, inceledim ve değerlendirdim. Edindiğim bilgi bütünlüğü içerisinde oluşan boşlukları, Paris Alliance Israélite Universelle Arşivinden belgelerin verileriyle doldurdum. Böylece Değirmendağı Yahudi Maşatlığının, baştan sona öyküsünü yazmayı başardım. Sadece, Başbakanlık Osmanlı Arşivi belgelerinde İzmir Yahudilerinin kadim mezarlığı olarak tanımlanan Değirmendağı Yahudi Maşatlığının kuruluş tarihini, öngörülerle belirleyebildim. Cenaze töreni ile ilgili etkinlikleri düzenleyen ‘Heset şel Emet’in kuruluş tarihi 1656’ydı.  Değirmendağı’ndan Gürçeşme’ye taşınan en eski mezar taşı ise, 1640 tarihliydi. O halde 17. yüzyılda, İzmir Yahudi Maşatlığı mevcut olmalıydı. 

Karataş 1865 tarihinde imara açıldı. Tesadüfe bakın ki, mezarlık arazisi de aynı tarihte ilamen müzayede’ye çıkarıldı. Ancak kısa süre sonra satışı durduruldu. 1868 yılında,  Sıhhiye Nizamnamesi yayımlandı ve kent sınırları içerisinde kalan tüm mezarlıklara defin yasağı getirildi. Fakat mezarlıklar, kısa bir süre daha define açık kaldı. 1877-1878 tarihli Osmanlı-Rus savaşlarından sonra, İzmir’e göç eden muhacirlerin bir bölümünün İzmir’e iskân edilmesi kararı alındı. Aynı dönemde yerel yönetim, Makedonya ve Teselya göçmenlerine konut inşası için Yahudi Mezarlığı arazisine tecavüzde bulundu. Böylece, Başbakanlık Osmanlı Arşivinde tespit ettiğim, 1882’den 1923 yılına kadar süren yazışmalar silsilesi başladı. Belgelerden edindiğim bilgiye göre, Maşatlık, 1882’ye kadar yaklaşık 242 dönüm olarak biliniyordu. Hatta haritası dahi mevcuttu. Bir süre sonra arazide bazı değişiklikler yapıldı. Arazi bölündü ve maşatlığın yüzölçümü 115 dönüme düşürüldü. Onun da haritası hazırlandı. 1882 tarihli haritayı yıllarca Başbakanlık Osmanlı Arşivinde aradım.  Ama bulamadım. Ta ki, bugüne değin. Arşiv belgelerini incelerken, maşatlığa ait 1882 tarihli harita ile karşılaştım. Harita, araştırmacıların hizmetine sunulmuştu. Başbakanlık Osmanlı Arşivi çalışanlarına müteşekkirim.

Sözünü ettiğim maşatlık haritası, Değirmendağı üzerinde yer alan Müslüman Türk, Yahudi ve İngiliz mezarlıklarını ayrıntılı olarak veriyor. Haritanın başlığı, Plan du Cimetiére Juif (Yahudi Mezarlığı Planı). Sağ üst köşesinde, Osmanlıca şu not yazılı: “İzmir’de Yahudi Mezarlığına dair harita olup İzmir Valisi Naşid Paşa tarafından takdim olunmuşdur. Hacı Naşid Paşa, 1882 - 1885 yılları arasında İzmir valisi olarak görev yaptı. Harita da, 1882 yılına ait. Ayrıca haritanın üzerinde Yahudi Maşatlığının kaç dönüm olduğu yazılı: “Toplam 205 Dönüm: 262/1600. Arazi ABCDEFG. 49 Dönüm: 925/1600”. Maşatlık haritasının cazip bir yönü var. O da, mezarlığın sınırlarını somut görsel eşliğinde sunması. Mezarlığa ait arazi,  batıda Göztepe yoluna ve denize kadar uzanıyor. Yine batıda, Askeri Manevra Alanı olarak tanımlanan Sarı Kışla mevcut. Kuzeyde İzmir kenti ve kuzeydoğuda Ulu Mezarlık olarak tanınan Müslüman Türk mezarlıkları yer alıyor. Maşatlığın içinden, Seydiköy (Gaziemir) tali yolu geçiyor. Yol, Antik Roma Yolu ile birleşmiş. Değirmendağı’nın tepe noktasına ise, sonraki yıllarda taşınacak olan İngiliz Mezarlığı inşa edilmiş. Yahudi Maşatlığı, İngiliz Mezarlığını da aşıp Değirmendağının doğusundan geçen Seydiköy (Gaziemir) ana yoluna kadar uzanıyor. Güneyde ise, mezarlık arazisi içinde tam sınıra inşa edilmiş Mustafa Efendi’nin evi var. Onun ötesinde ise, özel mülkiyet olarak adlandırılmış uçsuz bucaksız bir arazi mevcut.

 

Haritanın betimlemesini yaptıktan sonra, Yahudi Maşatlığının öyküsünün nasıl sona erdiğini anlatmalıyım.

Öykü şöyle devam ediyor: 1907 yılında, Yahudi Maşatlığının kapısından Bahribaba Türbesine kadar olan bölüm, İzmir Yahudi Cemaati tarafından İzmir Gureba Hastanesine bağışlandı. 1914’te, arazi üzerine bahçe, okul (sonra Karataş Kız Lisesi oldu), kütüphane ve viladethane (Doğum Evi, Piçhane sonra İl Sağlık Müdürlüğü, en son Etnografya Müzesi oldu) inşa edilmeye başlandı. Bu işlemler sırasında mezarlıkta bulunan zeytin ağaçları kesildi, mezarların ve taşlarının bir bölümü, bir kez daha tahrip edildi. 15 Mayıs 1919 tarihinden sonra, İzmir’in Yunan kuvvetleri tarafından işgal edildiği dönemde, Yunan İşgal Kuvvetleri Komiserliği, İzmir Yahudi Mezarlığı arazisi üzerinde yeni yapılar inşa etme kararı aldı. İnşaata uygun bir zemin oluşturmak için teraslama çalışmalarına başladı. İşlemler sırasında, pek çok mezar açıldı, kemikler dışarı fırladı. İzmir Yahudi Cemaati Başkanı N. Tarica tarafından Paris’teki Alliance Israélite Universelle Merkez Bürosuna yazılan mektuptan, 23 Haziran 1921 tarihinde maşatlıkta hâlâ pek çok mezarın var olduğunu anlaşılmakta. Mezarlık meselesinin Yahudi cemaati lehine çözümlenebilmesi için,  Hahambaşı Hayim Nahum Efendi ile İzmir’deki ABD, Fransa, İtalya ve İngiltere konsoloslukları pek çok kez İzmir Yunan İşgal Komutanlığına başvurdular. İzmir Yahudi Cemaati adına Alliance Israélite Universelle ve Anglo Jewish Association yetkilileri devreye girerek Londra’da bulunan Yunan hükümeti yetkilileri ile görüştü. Fakat olumlu bir sonuç elde edemediler. İzmir Yunan İşgal Komiserliği, 1921 yılının Haziran’ında Yahudi Maşatlığının nakledilmesi kararını aldı. İzmir Yahudileri tarafından Alliance Israelite Universelle Merkez Bürosuna 24 Haziran 1921’de çekilen bir telgrafla haber şöyle dile getiriliyordu: “İzmirli 40.000 Yahudi otoritelerin baskısı sonucunda alınan, mezar taşlarının taşınma kararından dolayı protestolarını yineliyor. Acil yanıt veriniz. Yahudi Cemaati.” Yahudi Maşatlığındaki mezar taşları 28 Haziran 1921 tarihinde taşınmaya başlandı. Taşınma işlemi, İzmir işgalden kurtarıldıktan sonra da devam etti ve maşatlığın bulunduğu yerden tamamen kaldırılma işlemi, 1926 yılında tamamlandı.