İngiltere’de İşçi Partisinin başkanlığına oynayan adaylar, birer açıklama yaparak parti içinde antisemitizme yer olmadığını belirttiler.
Tüm adaylar, İşçi Partisi üyeleri karşısına ilk kez hep birlikte çıkarak görüşlerini bildirmek için cumartesi Liverpool’da yapılan toplantıda bir araya geldiler. Jeremy Corbyn sonrasında partinin liderliğini ele alacak kişi, 31 Ocak tarihinden itibaren Avrupa Birliği üyeliği sona erecek olan İngiltere ekonomisini yeniden şekillendirme mücadelesi içine girecek Johnson’a muhalefet etme görevini de üstlenmiş olacak.
Biri erkek dördü kadın toplam beş adaydan her biri Liverpool’da sahneye çıkarak Corbyn döneminde partinin peşini bırakmayan antisemitizm skandalları ile ilgili görüşlerini bildirdiler. Görüşleri değerlendirilen adaylardan Jess Phillips, “Yahudiler, İşçi Partisi’nin seçimi kazanmasından korkuyorlardı. Bu son derece ciddi bir durumdur” dedi.
Seçimleri önde götüren Kier Starmer de konuşmasında, antisemit olmadan da İsrail politikasını eleştirmenin mümkün olduğunu söyledi. Televizyona verdiği röportajlarda halkın gönlünü kazansa da parti liderliği yarışını kazanması çok uzak bir ihtimal olarak değerlendirilen milletvekili Lisa Nandy, “Eğer bir antisemitseniz, İşçi Partisi’nde yeriniz yoktur. Partimizin bugün geldiği durumdan utanç duyuyorum. Parti içinden antisemitlerin temizlenmeleri gerekir. Bir daha asla parti üyeleriyle kapı kapı gezdiğimizde bir ırkçı olmakla suçlanmak istemiyorum” diye konuştu.
Seçim sonrası yapılan araştırmalarda İşçi Partisi’nin oylarındaki düşüşe sebep olarak Brexit konusundaki kararsızlığı ve antisemitizmle mücadeledeki başarısızlığı gösterilmişti. Geçtiğimiz eylül ayında partisinin kongresinde söz alan ve Corbyn’in gölge hükümetinde görev yapmış olan Starmer, cumartesi günü de konuşarak, “Son dört yılı ve son İşçi Partisi hükümetini kötülemeyin” dedi.
Partinin aşırı solcu tarafının desteklediği ve Corbyn’in devamı olarak nitelendirilen Rebecca Long-Bailey ise liderlik yarışında ikinci sırada görünüyor. İletmek istedikleri mesajı doğru bir şekilde geçiremediklerini ve antisemitizmle etkili bir şekilde mücadele edemediklerini itiraf eden Long-Bailey, Starmer ile aynı çağrıda bulunarak parti içinde birlik isteğini dile getirdi ve son dokuz yıldır süregelen tutucu görüşü kıyasıya eleştirdi.
Seçilmesi zor görünse de bir politika duayeni olan ve İşçi Partisi’nin dışişleri politikası sözcüsü Emily Thornberry de Johnson’un politika konusunda gevşek davrandığını ve bu konuda kendisine hesap sorulması gerektiğini söyledi.