Avrupa’nın başka bir yerinde Toplumsal Görev Bilinci ile birçok kişiyi kurtarmış Büyük çellist Pablo Casals. Birçoğumuz onu Bach çello süitlerini saklı kaldıkları yerden çıkarıp konserlerin ana merkezi sayılacak yere konumlanmasındaki tarihi rolünden veya şef ve öğretmen olarak, Porto Riko’daki Casals festivalini organize etmesinden veya Vermont’taki Marlboro Festivalindeki rolünden tanıyoruz. Ve elbette, bazılarımız Casals’ı yaptığı sayısız kayıtlarla büyük diskografisi ile tanınıyor.
Fakat benim bugün burada odaklanmak istediğim şey, Casals’ın bir insan olarak büyük bir vicdanla teşkil ettiği örnektir. İnsanlığa yürekten bağlı olan sanatçı, özgürlük ve barışı hayatında ana temalar haline getirmiş, bir süre enstrümanını terk etmek pahasına da olsa birçok kişinin hayatını kurtarmıştır. Casals için vatandaşlık büyük bir müzisyen olmanın bir parçasıydı. Müzisyenlik büyük bir vatandaş olmanın bir parçasıydı.
1876’da doğan ve 1973’te yaşamını yitiren vicdan duygusu çok kuvvetli olan İspanyol sanatçı Casals, vatanına ve insanlara çok bağlıydı. Casals, Uluslararası yoğun bir konser programı ve ünü olmasına rağmen o, I. Dünya Savaşı’ndan sonra kendi toprakları Barselona’ya geri döndü ve orada hem insanlığa, hem de oradaki insanların ruhuna yarar sağlayacak şekilde bir müzik ortamı oluşturdu. Kendi sanatçı kişiliğini faydaya çevirdiği bu dönemi, daha ileriki yıllarda konuşmalarında kariyerinin müzikal olarak en verimli on buçuk yılı olarak anlattı. İşe, Barselona’da bir senfoni orkestrası oluşturma ile başladı. Daha sonra bu orkestranın konser programlarında Beethoven, Mozart gibi büyük bestecilerin yanı sıra İspanyol bestecilerine de büyük oranda yer verdi. Sadece orkestra kurmakla kalmayıp, işçi sendikalarına yaklaştı ve işçilerden oluşmuş korolar kurdu. Bir yandan İspanyol bestecilerini dünyaya kazandırıyor, bir yandan da klasik müziği elit, ulaşılmaz bir konumdan çıkarıp tüm halkın müziği yaşamasını sağlıyordu. 1930’lu yılların başında, İspanya büyük bir dönüşümden geçti. Bu dönüşüm, Casals’ın gururla anlattığı, ‘Monarşiden Demokrasiye’ geçişti. Bu dönemde sanatçı Kültür Bakanlığı kapsamında önemli bir görev yaptı. Çok fakir bölgeleri de dâhil ederek tüm ülkede, müziğe, sanata erişimi genişletti. Bu erişim için yeni müzik ve sanat okulları kurdu, sanatı ve müziği eğitime dâhil etti. Fakat bir yandan ülkede faşizm dalgaları arttı ve en nihayet İspanya’da iç savaş başladı. Casals için İspanya yaşanması imkânsız bir yer haline geldi ve en nihayet Fransa’nın Katalonya bölgesine göç etmek durumunda kaldı. Sanatçı bundan sonra, konser hayatını ve müziği bırakarak yaşamını, İspanya iç savaşından ve Franko rejiminden dolayı göç etmek durumda kalan İspanyol göçmenlerin hayatlarını kurtarmaya adadı. Göçmenlerin birçoğu göçmen kamplarında yaşamak zorunda kaldılar ve Casals onlar için insanüstü bir çaba ile elinden gelen her şeyi yaptı. Kendisini dünya barışına adadı.
Toplumsal görev bilincine sahip olan bir sanatçı, içinde bulunduğu gündemin tamamen farkındadır. Bu gündemi sindirerek, kendi sanatçı kimliğini kendisi ve çevresindeki diğer insanlar için faydaya dönüştürür. Casals’a göre, bir vatandaş olmak ile bir müzisyen olmak arasında hiçbir fark yoktu. O, sanatsal hayatı ile aktivist olduğu yaşamı arasında hiçbir ayrım yapmamayı seçti. Bilakis, sanatçı kimliğini toplum için bir faydaya dönüştürdü. Aynı, Terezin bestecilerinin Terezin’de, oraya hapsedilen tüm insanlar ve insanlık için yaptıkları gibi.
“Matem tutma, ağlama/Böyle bir zamanda,/Boynunu eğme,/Ama çalış, çalış,
Siz sabancılar savurun sabanlarınızı/Siz Pullukçular sürün toprağı/İki kat daha fazla çalışın/İki kat daha fazla üretin/Ekin, çapalayın/Ayıklayın taşları ve dikin çitleri/Eşitleyin zemini/Hazırlayın/Özgürlüğe, günışığına giden yolu,
Istırap yolunuzsa varacağınız yer kurtuluştur./Ve kan haykırır/İnsanların ruhu için/Uyan ve çalış/Bağışla ve bağışlan.”
(Tehilim, no:137)
https://www.youtube.com/watch?v=exbBP8fMLuY
Pablo Casals - KOL NIDREI (Bruch; Op.47) - 1936