Kirk Douglas ‘Barış Temsilcisi’ olarak 1964’te Amerikan Kız Koleji öğrencilerini ziyaret eder. Öğrenciler arasında bulunan ve kendisiyle tanışma şansı elde eden gazetemiz yazarlarından Dora Niyego o ziyaret ile ilgili anılarını şöyle paylaşıyor:
Geçtiğimiz hafta hayatını kaybeden, 20. yüzyılın en önemli filmlerinden biri sayılan Spartaküs ile dünya çapında büyük şöhrete kavuşan ünlü Hollywood yıldızı Kırk Douglas, eşi Anne ile 1964 yılında Amerikan hükümetinin ‘iyi niyet elçisi’ olarak geldiği İstanbul’da üç gün kaldı. Bu sürede Hilton Otelinde konaklayan aktör, otelde yaptığı basın toplantısında bir barış elçisi olarak bu seyahati yapmasını birkaç yıl önce Başkan Kennedy’nin kendisinden istediğini söyledi. Kennedy’nin fikri olan ve ‘People to People’ adı ile anılan bu programı uygulamak için, dünyaca tanınmış Amerikan oyuncularının bütün ülkelere yollandığını belirtti. Bu programın ana amacı insanların birbirini tanıyarak, her bir ülkenin iyi ve kötü yanlarını keşfederek, dünya insanlarının barış içinde yaşayabilmeleri sağlamaktı.
Amerikan Kız Kolejinin toplantı odasında, öğrencileri “Merhaba! Nasılsınız?” sözleri ile karşılayan Douglas, gençlerle bol bol sohbet etti. Kolejdeki kızlar “Ne şahane adam”, “Hayalimdeki adam” gibi sözlerle hayranlıklarını anlatmaya çalıştıkları yakışıklı oyuncuyu hiç bırakmak istemedi ve kendisinden imza alabilmek için yarıştılar. Douglas “Hepiniz çok güzelsiniz, zarifsiniz, hoşsunuz. Sanki bu kadar güzel kızın arasında bulunmak için Amerika’dan kalkıp buraya gelmişim” sözleri ile kızlara iltifatlar yağdırdı. Sonra, kadınların erkeklerden daha zeki olduklarına işaret etti. O dönemin öğrencilerinden biri anılarında “Film artisti Kirk Douglas Birleşmiş Milletler barış temsilcisi olarak dünyayı dolaşırken bizim okula da geldi. Amerikalı hocaların nerdeyse tümü Kennedy yanlısıydı ve onların sevinçlerini üzüntülerini biz de paylaşırdık. Kirk Douglas’ın en merak ettiğimiz tarafı ise ne söyleyeceği değil, çenesinin üstündeki çukurdu” diye yazmış.
Gençlere hitap ettiği konuşmasında Douglas, sanatçının toplumdaki yerine değinerek, sanatın lisanının evrensel olduğunu, bu sebeple milletlerarası anlayışı daha kolay bir yoldan sağladığını söyledi. Amerika ile Rusya arasındaki ilişkilerin gergin olduğu zamanlarda, Amerikan ve Rus sanatçılarının birbirlerinin ülkelerini ziyaret ettiklerini ve çok sıcak karşılandıklarını anlattı. Aynı gün, ACG öğrencilerine konuşan aktör, öğrencilerin insanlar arasında anlayışı geliştirmede oynayabilecekleri role büyük önem verdiğini belirtti. “Gençler genelde meraklı, hevesli ve saldırgan olur. Öğrenciler her zaman geleceğe bakmalı, dünyanın birçok sorununa daha iyi cevaplar bulmak için her şeyi sorgulamalıdırlar. Dünya barışı siz gençlerin elinde” dedi.