Bilinen uzun adı ile Fidel Alejandro Castro Ruz. Ya da kısaca Fidel Castro!
İki dev ülkenin, ABD (Amerika Birleşik Devletleri) ve SSCB (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği)’nin çoğu zaman tam ortasına yer alan ve ABD’nin gelmiş geçmiş tarihinde başındaki en büyük dert olan Küba’nın efsane lideri Fidel Castro, tarihin birçok sayfasında yerini çok almıştır.
Koca ihtiyar 12 yıl önce bugün ise, aynı tarih sayfalarına, vedası ile geçti.
Castro, 13 Ağustos 1926’da doğdu. Kübalı Marksist-Leninist devrimci ve Küba Devrimi’nin önderi olarak tanınsa da yaşamı boyunca ve ölümünden sonra çeşitli liderler ve muhalif kesimlerce diktatör olarak nitelendirilmiştir.
Devrim sonrasında önce başbakan ardından 12 yıl önce bugün son ederecek olan devlet başkanlığı görevini üslendi.
Castro yoğun çalışma saatleriyle tanınan birisiydi. Gece 3 ya da 4’te yatıyordu. Bu saatleri yabancı diplomatlarla tanışmaya ayırıyordu ki yorgun olacaklarına ve müzakerelerde üstünlük kazanabileceğine inanıyordu.
Ernest Hemingway en sevdiği yazardı. Formda kalmak onun için önemliydi bu nedenle düzenli egzersiz yapardı. Müzikle pek ilgilenmedi. Gastronomi, şarap ve viskilere büyük ilgi gösterdi. Fidel Castro’nun dini inançları da tartışma konusu olmuştur. Doğduğunda vaftiz edildi ve bir Roma Katoliği olarak büyüdü. Ancak o kendisini ateist olarak tanımladı. Ayrıca İsa Mesih’in bir komünist olduğu fikrini destekledi.
Fidel Castro 31 Temmuz 2006 tarihinde sağlık problemleri nedeniyle yetkilerini geçici olarak başkan yardımcısı ve kardeşi Raúl Castro’ya devretmişti. 19 Şubat 2008’de de, bir açıklama yaparak, 1976 yılından beri yürütmekte olduğu Küba’nın en yüksek yönetim organı olan devlet konseyi başkanlığı görevini bıraktığını açıkladı. 25 Kasım 2016 tarihinde Castro, uzun süredir muzdarip olduğu çoklu organ yetmezliğine yenik düşerek hayatını kaybetti.
Castro, gerek siyasete girişi, gerek Che dostluğu, gerekse tüm politik adımları ile, küçücük ülkesini tüm dünyanın en iyi bilinen ülkelerinden biri yapmakla kalmadı, nüfusun ve coğrafik büyüklüğün cesaretle doğru orantılı olmadığını da tüm dünyaya kanıtladı.
Ne var ki, yaş uzun yaşansa da hayat kısa…
Doğanın kanunları bu efsaneyi de aramızdan aldı. Kâh sevdiğimiz yanları, kah eleştirdiğimiz yanları ile, dünya tarihinin hep ahırlanacak isimlerinden oldu.