Çocukluğumuzun çizgi romanlarından biridir baltalı ilah Zagor ve Çiko. Zagor gibi piyasalardan bir çizgi roman gibi geçen gösterge faiz oranı ise Libor. 2021 sonu itibarı ile bir devrin daha sonu, adeta yine bir siyah kuğu, ufukta sisli puslu buğu.
‘The London Inter-bank Offered Rate’ nam-ı diğer ‘Londra Bankalararası Faiz Oranı’. Henüz kimsecikler bizim piyasalarımızda, ekranlarımızda, ekonomi sayfalarımızda konuşmuyor. İstanbul Ekolü ile Şalom’da yine bir ilki yazalım o zaman. Libor için lokma dökmeye başlarken Red Sonja mı olacak bilinmez yerine önerilen Sonia için kim bu afet diye yavaş yavaş sormanın vakti geldi. Libor finansal piyasaların Zagor’u gibiydi. Zaman Mandrake, Kızılmaske gibi Zagor’u da (Liboru da) yeni normallerde Avrupa Birliği-Brexit, Alman Markı, Paris İklim Anlaşması, Trans-Pasifik Ticaret Anlaşması, FED’in bağımsızlığı, sarı taksilerin UBER’i piyasadan silmesi gibi rafa kaldırıyor.
Şimdi konu yani buzdağının görünen kısmı “gitti Libor ağa, geldi Sonia Paşa” kadar kolay değil. Aslında konuya uzak olan küçük yatırımcılar ve sokaktaki hane halkı için bu bir konu bile değil. Fakat kurumsal bankacılar, muhabir bankacılık departmanları, banka fon yönetimleri ve FX masaları, hazine back ve mid office çalışanları, devlet hazineleri, döviz kredisi kullananlar, sendikasyon kredisi verenler, türev ürün sevenler gibi birçok finansal kesim için LIBOR öyle önemsenmeyecek bir nüans hiç değil.
İlk defa duyanlar için, Brexit, sarı yelekliler, COVID-19, Fed, WEF, ticaret savaşı gibi bu da yeni bir terim mi diye soranlar için Libor yeni bir şey değil. Borçlanmalarda başta bankalar olmak üzere kullanılan bir gösterge faiz oranı. Dolar, Euro, Pound, İsviçre Frangı, Japon Yeni ile günlük, haftalık, aylık, yıllık yedi farklı vadeye yönelik bir ortalama oran gibi özetle. Bizim Türkiye Bankalar Birliği gibi İngiliz Bankalar Birliği (British Bankers’ Association) bankalara her gün düzenli olarak borç verme faiz oranlarını sorar sonra ortalamalarını alır ve Libor gösterge faizlerini yayınlar. Bizde muadili olarak TRLibor 2002 yılından itibaren hesaplanmaya başlanmıştı. 14 bankanın TL kredi faiz oranları saat 11.15’de yayınlanarak sözleşme ve işlemler için bir referans oluşturulması amaçtı, şu anda on banka katılımcı olarak devam ediyor. Daha sonra buna 2006 yılında Türk Lirası Bankalararası Alış Oranı TRLBID eklendi. Bu oran daha çok sözleşmelerde referans olarak kullanılırken, yurtdışından veya piyasalardan kredi, özellikle TL kredi bulmak isteyen bankalarımız için swap maliyetlere katlanmaması için Borsa İstanbul çatısı altında Ağustos 2019 tarihinde TLREF referans faiz oranı oluşturuldu. Buna dayalı vadeli işlem sözleşmeleri VİOP’da işleme açıldı.
NE İŞE YARAR(DI) LİBOR?
Öncelikle borç sözleşmelerinde herkesin uzlaşı sağlayacağı, fahiş olmayan, tartışma götürmeyecek, tek tarafın lehine olmayacak bir temerrüt veya akdi faiz oranına ihtiyaç bulunmaktadır. Fiks bir faiz oranı borç vereni de terste bırakabileceği gibi borçlanan açısından da farklı kurumlardan farklı borç oranı ile kredi temin etmek maliyetleri ve daha da önemlisi risklerini yönetmesini zorlaştırır. Konuyu özetlersek, yurtdışından sendikasyon kredisi alan bir banka toplam aldığı döviz kredi portföyünde salt bu kredi olsaydı maliyetini kolaylıkla bilecekti ancak farklı vadelere farklı döviz cinslerinden aldığı kredilerde örneğin dönem sonlarında reeskont işlemi yaparken veya karşılığında kredi verirken piyasadaki gerçekleşen oranlara göre kâr veya zarar yazabilir. Yani fiks bir maliyete karşılık değişken bir benchmark oran bu etkiyi yaratabilir. Oysa kredi maliyetini aynı bankalar, Libor + risk primi + kar (faiz) olarak belirlerlerse bu durumda her iki taraf için değişken (Libor) net olmakta (nasıl hesaplandığı bilinmekte) ve günlük olarak bu benchmark’ın ileri vadeli fiyatını bildiklerinden portföyün kârını veya zararını, riskini hesaplamaları kolaylaşmaktadır (fixing). Eximbank kredisinden post finansman kredisine, swap işlemlerden hazine borçlanma maliyetlerine döviz kredisi kullanılan birçok işlemde ve sözleşmede Libor bu şekilde bir benchmark’tır. Avrupa Birliği’nde ise alternatif olarak geliştirilen Euribor ise hesaplanmaya devam ediyor. Ancak 2012 yılında küresel bazı bankaların bu fiksing işlemlerinde haksız rekabet ile manipülasyon yaptığı ortaya çıkınca Libor karizmayı çizdirdi, aynı kredi derecelendirme kuruluşlarının 2008 öncesi raporları veya denetim firmalarının Enron vakası gibi yandı gülüm keten helva. Peki Libor’un helvası ne zaman, hayatımızda neler değişecek diyenler için.
Libor gidince ne olacak?
“Sen gidince bak neler oldu, kalbimin ucu yandı tutuştu” demek istemeyenler için şimdiden hazırlıklara başlamakta fayda var. Erol Evgin şarkısı gibi “Ah bu hayat çekilmez, sen olmasan canım” diyecek kadar da nostaljik ve romantik olunacak bir durum yok. Öncelikle şirketler ve bankalar için (ve tabii kamu) yapılması gerekenler net. Vadeli döviz sözleşmelerinin gözden geçirilmesi şart. 2021 sonrası için özellikle Libor endeksli sözleşme varsa karşı taraf ile temasa geçmek lazım, tabii sözleşmede aksi veya farklı bir hüküm yok ise ve tabii yerine yapılan diğer çalışmalardan (külliyattan) haberdar olarak. İkincisi bilançolarda ve gayrinakdi tarafta (swap, opsiyon, vb.) ya da portföylerde Libor’a endeksli pozisyonların dökümü alınmalı. Yani hangi vadeye Libor’a endeksli ne alınmış ne verilmiş. Bunların portföydeki payı ne, hedge edilmiş mi? Sonra Libor yerine geçecek değişken (Sonia) ile bunlar nasıl etkilenecek (stress test, VAR, Monte Carlo Simülasyonu, vb.). Tabii bunlar için önce bir çalışma grubu kurulacak, bu tespitlerle birlikte bir yol haritası hazırlanacak. Özetle, Libor gidince ne olacağı ilgililerin yapacağı çalışmalara bağlı. 2000 yılı (2YK), Yeni Türk Lirası geçişi, Euro geçişi gibi okkalı konuları deneyimleyen bankacılar ve finansçılar hafif hafif emekli olmaya başladı. Yeni neslin rüştünü ispat etmesi için ilk fırsat Libor.
Reklamlardan sonra, az sonra
Sadede gel, kim nasıl gidecek, yerine kim gelecek, kim bu Sonya (Sterling Overnight Index Average - Sonia) diyenler için, bu yazımız bir fragmandı. Konuyu etraflıca ikinci yazımızda anlatacağız. Önce bir Libor’un yokluğuna alışmamız, konuyu sindirmemiz lazım. Orion Takımyıldızında sönmeye başlayan Betelgeuse kızıl yıldızının yerine kızıl Sonya geliyor, bu kısım net. Sterlin risk bağımsız çalışma grubu yol haritasına göre 2021 ilk çeyrekte Libor endeksli sözleşmelerin portföylerde en aza indirilmesi hedefleniyor. 2020 üçüncü çeyrekte ise 2021 sonrası Pound Libor bazlı nakit ürünlerin ihracının bitirilmesi. Dünyada yaklaşık 250 trilyon dolarlık finansal ürünün Libor’a endeksli olduğu düşünüldüğünde bu öyle pek kolay olmayacak. Nisan’da Sterlin bazlı swap faiz kontratları Sonia’ya geçiyor değerli dostlar. Bu sene kış gelmedi ama Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır. 1 Nisan şakası sanmayın sonra olanları.
Son söz: Bu yazımız soğuklarla aperitifti, sıcaklar ve fatura gelecek.