• Peki, biz toplum olarak neden komplo teorilerine bunca meraklıyız? Neden gerçeklikle başımız hoş değil bizim? Nedendir bu bizdeki “alternatif tarih” merakı, “dış güçler” edebiyatı, “derin devlet” retoriği, Abdülhamid mitolojisi, “Yahudi tertibi” veya “Mason komplosu” teorileri? Bunların “müşterisi” ülkemizde bolca bulunuyor, onun için satıcısı da bol. Yani bu sektörden ekmek yiyen çok kişi var. Burada “müşteri” de yalnızca gazete, dergi vs. okuyan insanlar değil, bu insanların söz konusu literatürle birlikte verilen bakış açısını “satın almasından” fayda umanlar çok daha cömert görünüyorlar. İBRAHİM KİRAS - KARAR
İsrail Başbakanı Netanyahu, hem partisinin kamuoyu araştırmalarında önde olması hem de meclise girmesine kesin gözüyle bakılan sağ partilerin desteğini arkasına alması nedeniyle koalisyon hükümetini kurmaya en yakın aday olarak gösteriliyor.
Sağ partilerin 61 sandalye sayısına ulaşamaması nedeniyle Netanyahu'nun hükümeti kurmak için Liberman'ı ikna etmesi gerekiyor.
Ancak Liberman, seçime günler kala ne Netanyahu ne de Gantz'ın liderliğindeki koalisyon hükümetine destek vereceğini açıkladı.
Aralarındaki görüş ayrılıkları nedeniyle Netanyahu ile Gantz'ın koalisyon konusunda anlaşmasının zor olduğu yorumları yapılıyor.
İki lider 17 Eylül'deki seçimin ardından koalisyon görüşmeleri yapmış ancak fikir ayrılıkları nedeniyle bu görüşmeler başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
Tüm bu nedenlerden dolayı seçimin koalisyon krizine çözüm olmayacağı, ülkede yeni bir erken seçimin gündeme gelebileceği dillendiriliyor.
Seçimin sonuçlarının açıklanmasının ardından Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin, koalisyon hükümetini kurmaya en yakın adayı belirlemek için meclise giren tüm partilerin yetkilileriyle ayrı ayrı görüşecek.
Görüşmelerin ardından Rivlin daha fazla milletvekilinin desteğini alan adayı koalisyon hükümetini kurmakla görevlendirecek.
Söz konusu adaya koalisyonu kurması için 28 gün süre tanınacak, talep etmesi halinde cumhurbaşkanının onayıyla 2 hafta ek süre verilebiliyor.
Bu süreçte de ilk aday hükümeti kuramazsa, cumhurbaşkanı bu görevi koalisyonu kurmaya en yakın ikinci adaya verecek.
İkinci aday 4 hafta içinde koalisyon hükümetini kurmak zorunda ve ek süre talep etme hakkına sahip değil.
Cumhurbaşkanı, ikinci aday da hükümet kuramazsa görevi meclise verebilir.
Meclis 21 gün içinde koalisyon hükümetini kuracak bir milletvekilinin ismi üzerinde anlaşamaz ise ülkede 90 gün içinde yeniden seçim yapılmak zorunda.
Ancak meclis, salt çoğunluğu olan 61 milletvekilinin onay vermesi halinde bu süreçler beklenmeden erken seçim kararı alınabiliyor.
MUSTAFA DEVECİ
Önümüzdeki seçimler konusunda bir fikir vermesi açısından, Eylül 2019 seçim sonuçlarına şöyle bir göz atmak gerekirse: 32 sandalye kazanan Likud Partisi, Şas, Birleşik Tora Yahudiliği ve Yamima koalisyonunun desteğiyle ancak 55 sandalyeye ulaşabildi. 33 sandalye çıkaran Kahol Lavan ise, İşçi Partisi-Gesher koalisyonu, Demokratik Birlik Partisi ve İsrailli Arap Partilerin koalisyonundan oluşan Birleşik Arap Listesi’nin dışarıdan desteğine rağmen 54 sandalyede kaldı. Seçimlerden 7 sandalye çıkaran Lieberman liderliğindeki Evimiz İsrail ise meclis aritmetiği açısından vereceği destekle hükümeti belirleme gücüne sahip kilit bir parti pozisyonda. Ancak tam da bu noktada, tarafların çelişen talepleri uzlaşmayı adeta olanaksız kılıyor.
Şöyle ki; Benny Gantz, Likud Partisi ile kurulacak bir ulusal birlik hükümetine olumlu bakıyor ancak Netanyahu’suz bir Likud Partisi olması şartıyla. Lieberman, Netanyahu ile koalisyona razı fakat Ultra-Ortodoks partilerin koalisyon dışı bırakılmasını şart koşuyor. Netanyahu, koalisyon ortağı Ultra-Ortodoks partilere sırtını dönmeyi reddediyor. Ve son olarak, Kahol Lavan’ı dışarıdan destekleyen -hatta 1992’den bu yana ilk kez İsrailli bir adayı başbakan adayı gösteren- Birleşik Arap Listesi, Lieberman’ın bulunacağı bir koalisyon hükümetine desteğini keseceğini ifade ediyor. İşte koalisyon görüşmelerinin sonuçsuz kalmasının nedeni, bu içinden çıkılması zor denklem. Muhalefet partileri mevcut pozisyonlarından taviz vererek, Netanyahu’yu gönderme hedefinde birleşebilecekler mi? Seçim sonrasına ilişkin kritik sorulardan biri bu.
2 Mart seçim sonuçlarını belirleyecek bir başka dinamik, nüfusun yüzde 5’ini oluşturan ve Eylül seçimlerinde oy kullanma oranı yüzde 60’a yükselen (Nisan seçimlerinde bu oran yüzde 50 idi) İsrailli Arapların sandığa gidip gitmeyecekleri. Eylül seçimlerindeki yüksek katılım oranı, Birleşik Arap Partisi’ni parlamentonun 3. en büyük partisi konumuna getirerek, siyasi ağırlığını artırmış oldu.
Kahol Lavan’ın Trump’ın “Barış Planı”nı reddetmeyerek, uygulamayı seçim sonuna ertelemesi her ne kadar sağ seçmeni kazanmaya yönelik bir taktik gibi görünse de, Birleşik Arap Listesi’nin desteğini kaybetme riskini beraberinde getiriyor. ABD Başkanı Trump’ın Barış Planı’nı tartışmak üzere Washington’da düzenlediği toplantıya, Gantz’ı bizzat Netanyahu’nun davet ettirdiği düşünülürse, hangi tarafın hesabının tuttuğu sandık sonuçlarıyla belli olacak.
Bir dönem Likud Partisi’nin Netanyahu ile yolları ayırabileceği ihtimali konuşuluyordu. Ancak geçtiğimiz Aralık ayında düzenlenen parti ön seçimlerinde, Netanyahu’nun rakibi eski Eğitim Bakanı Gideon Sa’ar’a yüzde 72’lik ezici bir fark atmış olması, şimdilik bu seçeneğin masada olmadığını gösteriyor.
SELİN NASİ
Tamamı için: https://www.perspektif.online/tr/jeopolitik/israilin-secim-dongusu-ve-2-mart-secimleri.html
Tüm risklere rağmen bu anlaşma, yalnızca İsrail için değil, Binyamin Netanyahu ve Trump de için önemli. Yaklaşan seçim için ateşli taraftarlarının desteğini sağlamlaştırmak isteyen ABD başkanı, bu planı bir zafer gibi göstermek isteyecek. Planın açıklanması da bu şekilde pazarlanacak. Netanyahu, kendisinin reddettiği ama salı günü mahkemeye sunulan üç cezai yolsuzluk suçlamasıyla karşı karşıya. Buna ek olarak, Netanyahu'nun da belirsiz bir seçim kampanyası var. "Yüzyılın Anlaşması" dikkatleri dağıtması açısından hoş bir olay.
Bu, İran için de özel bir an. Tahran'la yapılan nükleer anlaşmadan çekildikten sonra "maksimum baskı" politikası izleyen Trump, eşi görülmemiş, felç edici ekonomik yaptırımlar uygulamıştı. Washington, İran'ın Ortadoğu'daki etkisini bitirmeyi hedeflese de bu yeni plan, İran'ın bölgedeki taşeronlarını yalnızca daha fazla öfkelendirecek.
Ancak İsrail, olası bir güvenlik ikilemiyle karşı karşıya kalan tek devlet olmayacak. Çoğu Arap komşusunun istediği en son şey, yurt içinde yükselecek olası bir tepki. Ürdün Kralı II. Abdullah bundan özellikle korkuyor. Trump'ın 2017'de göreve başlamasından bu yana Ürdünlülerin Arap-İsrail çatışmasıyle ilgili en hassas meselelerine yönelik tarihsel tutumunu değiştirmesi için baskı görüyor. Buna Ürdün'de geçici olarak yaşayan 700 binden fazla Filistinliye vatandaşlık verme baskısı da dahil. Dahası ABD, Ürdün'ün yeni şartlar altındaki Kudüs'ün kutsal Müslüman bölgelerinin koruyuculuğunu üstlenmesini ve planı meşrulaştırmasını istiyor.
Bu arada, ortak İran tehdidi ve ABD'nin teşvikiyle kısa zaman önce İsrail'le bağlarını pekiştirmeye yönelik bazı geçici adımlar atan Körfez devletlerinin, en azından şimdilik bazı girişimler yapmaktan başka şansı olmayacak. Dün Suudi Dışişleri Bakanı, "İsrail pasaportu sahiplerinin şimdilik krallığı ziyaret edemeyeceklerini" ilan eden ilk kişi oldu.
Bu durumda Trump'ın, yeniden seçilmek için İsrail'in ve işgal ettiği toprakların, birçok Arap devletinin ve bütün bölgenin istikrarını riske atmaya hazır olduğu çok açık. Ayrıca IŞİD ve diğer aşırılık yanlısı Sünni grupları canlandırabileceği ya da Şii milisleri etkileyebileceğini pek de düşünmüyor gibi görünüyor. Trump, Netanyahu'nun "Yüzyılın Anlaşması" hayalini gerçek kılarak arkadaşının siyasi kariyerine başbakan olarak devam etmesine yardım etmeyi umuyor.
AHMED ABOUDOUH
Bunların “müşterisi” ülkemizde bolca bulunuyor, onun için satıcısı da bol. Yani bu sektörden ekmek yiyen çok kişi var. Burada “müşteri” de yalnızca gazete, dergi vs. okuyan insanlar değil, bu insanların söz konusu literatürle birlikte verilen bakış açısını “satın almasından” fayda umanlar çok daha cömert görünüyorlar. Yani partiler, örgütler, cemaatler, tarikatlar vs. kendi mensuplarını özgül amaçları doğrultusunda motive edebilmek için alternatif bir gerçeklik oluşturmaktan medet umabiliyorlar.
Birincisi bu. İkincisi ise toplumumuzun zihniyet yapısını şekillendiren faktörlerin bizi bu literatüre yatkınlaştırması.
...
Türk toplumu olarak komplo teorilerine merakımızda yalnız değiliz. Bütün dünyada bazı insanlar görünür gerçekler yerine alternatif gerçekler arayabiliyorlar. Sözgelimi dünyadaki komplo teorileri literatürünün en önemli merkezi ABD. Yahudi, Mason, Rothschild, Soros, Illuminati, düz dünya, Aya gidilmedi, Kennedy aslında ölmedi teorilerinin hepsi Amerikan patentli. (Yahudi ve Mason teorileri 18. yüzyıl Avrupası’ndan ithal edilip bugünkü hale getirilmiş.)
Ne var ki ABD’deki komplo teorileri endüstrisinin müşteri kitlesine bakılırsa, burada da mevcut gerçeklikle başı hoş olmayan bir kesimin varlığıyla karşılaşıyorsunuz. Ekonominin ve toplumsal hayatın işleyişinde dışarıda bırakıldığını, eski ayrıcalıklarının elinden alındığını, ötelendiğini, ezildiğini veya sahip olduklarını kaybedebileceğini “hisseden” kitleler satın alıyor bu ürünleri. Sosyolojik olarak “Amerikan sağı”nın hayat alanını teşkil eden coğrafyadaki sosyal psikolojiden söz ediyoruz. Bu yönüyle bizdekinden farklı bir motivasyon seti var orada.
İBRAHİM KİRAS
Tamamı için: https://www.karar.com/yahudilerle--masonlarin-koronavirus--komplosu-1546021
Netten okumalar
https://www.birikimdergisi.com/haftalik/9944/muhalefetin-kudus-u#.Xll3rGgzbIU
https://www.turkgun.com/osmanli-devletinde-yahudiler-ve-hahambasilik-kurumu-1-makale-116051
https://www.turkgun.com/osmanlida-yahudiler-altin-donemini-yasadi-makale-116120
https://www.turkgun.com/osmanli-devletinde-yahudilerin-yonetimi-makale-116191
https://www.turkgun.com/son-hahambasi-hayim-nahum-efendi-ve-siyonizm-1-makale-116523
https://www.turkgun.com/son-hahambasi-hayim-nahum-efendi-ve-siyonizm-2-makale-116587
https://www.turkgun.com/son-hahambasi-hayim-nahum-efendi-ve-siyonizm-3-makale-116643
https://www.eurotopics.net/tr/235879/belcika-da-karnavalda-yeniden-yahudi-duesmanligi
http://www.agos.com.tr/tr/yazi/23695/inanc-krizi-ile-felaket-arasinda
https://odatv.com/erdogan-bizim-dusmanlarimizi-vuruyor-03032042.html
Takılan tweetler
Hakan Celik@hakanchelik
Türkiye'nin sınır ötesi operasyonlarında bazı rejim güçleriyle birlikte İran tarafından desteklenen kimi milis unsurların da etkisiz hale getirilmesi İsrail tarafından dikkatle takip ediliyor. İsrail, Suriye'de İran'ın nüfuz alanının genişlemesini en büyük tehdit olarak görüyor.
https://twitter.com/hakanchelik/status/1233879956691787784?s=12
Tatlısu Frengi@Totololito
In the midst of the current chaos, I had the chance to visit one of Izmir's hidden historical gems: Karataş Jewish Hospital, which received financial support from Nissim Levy (see pic 3), also responsible for the construction of the Asansör and other works in the neighborhood.
Mevcut kaosun ortasında, İzmir'in gizli tarihi mücevherlerinden birini ziyaret etme şansım oldu: Nissim Levy'den (bkz. Resim 3) mali destek alan Karataş Yahudi Hastanesi, semtteki Asansör ve diğer çalışmalardan da sorumlu.
https://twitter.com/Totololito/status/1233746130737025025
Bülent Mumay@bulentmumay
Bu yazıyı yazmak da, Cumhuriyet'te yayınlamak da ırkçılığa hizmet eder. Nefret söyleminin yükseldiği bir ülkede hele...
https://twitter.com/bulentmumay/status/1232211826194231297
Yalnız İhtiyar@YalnIhtiyar
Fruit Seller Jews in Selanik (Thessaloniki), c1900
Selanik'te Meyve Satıcısı Yahudileri, 1900c
https://twitter.com/YalnIhtiyar/status/1234095170020413442