Viktor Ullmann: Antropozofi

Renan KOEN Perspektif
4 Mart 2020 Çarşamba

Ullmann 1929-1933 seneleri arasında Antropozofi ile ilgilenir. 1929-1931 yılları arasında kariyerinin çok parlak bir yerinde olsa da, entelektüel ve ruhani olarak bir kriz döneminin içine girer. Bu iç çatışmalarının sonucu olarak, Zürih’te bir psikoanaliz sürecinden geçmeye başlar. Aynı zamanda, I-Ching, Masonluk ve Antropozofi ile de ilgilenir. Antropozofi, Avusturyalı filozof ve bilim adamı Rudolf Steiner’in bir buluşu olan ezoterik bir yoldur; ‘insanoğlunun bilgeliği’ anlamına gelir. ‘Esrarengiz Bilgi’nin yoludur. Steiner, I. Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında çok tanınmış entelektüel bir figürdü ve fikirleri birçok kişiyi etkilemişti. 

Ullmann, Steiner’in çalışmalarıyla ilk defa 1919’da Viyana’da öğrenciyken arkadaşları sayesinde karşılaştı. Başta reddetti. Tam on sene sonra, 1929 yılında bir bunalım yaşıyorken ziyaret ettiği Goetheanum, dünya görüşünü radikal olarak değiştirmesinde temel oldu. Dornach’ta bulunan Goetheanum, İsviçre’deki Antropozofik hareketin uluslararası merkeziydi. Bu gelişmeler sonucunda, 1931 senesinde Antropozofi Cemiyeti’ne katıldı. İki sene Stuttgart’ta kalarak, ilk başlarda işlettiği ve sonra da sahip olduğu ‘Antropozofi Kitabevi’ için müzik kariyerine iki sene ara verdi.

Bu yeni girişimciliği tam bir başarısızlıkla sonuçlansa da, Ullmann bu dönemi ‘Müziğe geri çekiliş’ olarak adlandırır. Ullmann’ın, 1931-1933 seneleri arasında Almanya’da kaldığı bu geçici süre, bestecinin ciddiyetle iç dünyasına baktığı bir dönem olmuştu. Bu süreçte Almanya’daki Antropozofi hareketinde önemli figürler olan Hans Büchenbacher ve Herman Beckh ile arkadaşlık kurmuştu. Ullmann’ın Stuttgart kentinde bulunan Antropozofi çevresi ve müzikal bağlantıları onun müzikolog Erich Schwebsch ile, Viyana’daki ortaokuldan beri tanıdığı ve Stuttgart Müzik Akademisi profesörü Felix Petyrek ile tekrar karşılaşmasına sebep olmuştu. 1931 senesinde,  Besteci Alban Berg’e yazmış olduğu mektup da dediği gibi Ullmann, “Steiner’in müzikle ilgili yazdığı her şeyi” okuyordu. “Amacı, Antropozofi hareketine direkt olarak hizmet etmek” olan Stuttgart kentindeki, Novalis Kitabevinde çalışmaktaydı. 

Ullmann 1933 senesinde, Nazilerin Almanya’da iktidara yükselmesinin ardından Prag’a geri döner. Bestecinin, Almanya’yı terk etmesi onun Yahudi kimliğinin ortaya çıkmış olmasından kaynaklanmıyordu. Daha çok, Novalis Kitapevini almasından kaynaklanan birikmiş borçlarıyla ilgili başlatılmış yasal süreçten dolayı Almanya’yı terk etmek durumunda kaldı. 1933 senesinin temmuz ayında Prag’a döndüğünde, kendisine kalıcı bir pozisyon bulamadığı için Ullmann yine serbest olarak çalışmaya başladı. Besteci, şef, müzik eleştirmeni ve eğitmeni olarak, Alman ve Çek müzik kültürüne önemli katkılarda bulundu. Ullmann, Leo Kestenberg’s Internationale Gesellschaft für Musikerziehung okulunda düzenli olarak ders verdi ve Der Auftakt, Das Montagsblatt ve Anbruch: Monatsschrift für Moderne Musik gibi dergilerde müzik eleştirileri ve makaleler yayımladı. 

https://www.youtube.com/watch?v=xLhIHYZ3xTI

 

Viktor Ullmann: Slawische Rhapsodie op.23 (1940)