Makyaj ve fırça

Elle makyaj yapmayı sevenlerden mi, süngersiz yapamamcılardan mı, fırçasız asla diyenlerden misiniz? Kullandığımız makyaj ürününün şeklinin, şemalinin, hammaddesinin ve hatta bizim cilt tipimizin bile fırça seçiminde rol oynadığını biliyor muydunuz?

Ceyda HAVLUCU Yaşam
18 Mart 2020 Çarşamba

Bu yazıda elimden geldiğince ürünlere göre fırça tüyoları vereceğim. Ancak en iyisini deneme- yanılma ile bulabileceğinizi unutmayın.

Bana kalsa, kendi cildime makyaj yaptığım zamanlarda, ‘hepsinden birazcıyım’. Başka birine makyaj yaptığımızda ise hijyenik olarak el kullanımı tercih edilmiyor ama şimdi konumuz bu değil.

Baz

Baz ile başlayalım. Baz cildimizde makyajı tutacak, cildimizi nemlendirecek olan başlangıcımız. Cilde iyice yedirilmesi, cildin daha canlı görünmesi ve cilt yüzeyinde fazla kalacak bir malzemenin fondötene karışmaması için önemli. Bu nedenle her tür baz için tercihim cilde elle yedirmek.

Fondöten

Fondötenler çeşit çeşit. Su gibi sıvı olanlar, stick formunda olanlar, yoğun krem formunda olanlar, mat bitişli, parlak bitişli, saten bitişliler, daha neler neler... Öncellikle elle uygulamayı sevenlerdenseniz, büyük alanlarda elle uygulamak ürünün düzgün ve aynı yoğunlukta yayılmamasına neden olur genelde. O nedenle her makyajdan sonra “Şu çenemin altı fazla mı oldu” diye ayna karşısında söyleniyorsanız, hemen bir fırça edinmenizi öneriyorum. Ve söz veriyorum, önerilerimden uygun olanı seçtikten sonra artık fondöteninizi daha çok seveceksiniz.

Çok sıvı yapıda, ince ve az kapatıcılığı olan ürünleri sevenlerdenseniz, sünger kullanmak zaten su gibi olan fondötenin sünger tarafından emilmesine neden olacaktır. Sonra, “Sürdüm sürdüm, bir şey yok” demeyin. Sık ama uzun kıllı, yuvarlak bombe uçlu bir fırça tercih edebilirsiniz. Bu sayede ince olan fondöteni cildinize daha kolay ve hızlı yayabilirsiniz. İnce su bazlı fondötenler fırça izi göstermeye daha meyilli olduğundan da, tüm yüze ürünü yaydıktan sonra cildin üzerinden ıslatılmış süngerle geçmek hem fırça izlerini yok edecek hem de ürün yüzünüze oturduğundan fazladan ürün emmeyecektir.

Krem yapıda yoğun fondötenlerin, yoğunluğunu azaltarak kullanmak için ıslak sünger, kapatılıcığını arttırmak isteyenler ise yassı ince uzun kılları olan fondöten fırçası edinebilir. Evet, şu eski tip olanlardan. Biliyorum modası geçti ama yoğun kapatıcı fondöten modası da geçti. Raflarda fazla göremiyorsanız bu nedendendir. Modası geçti demek seviyorsak yapmayacağız demek değil ama.

Stick formundaki fondöten sevenler için ise, sünger bence en doğal bitişi sağlayan seçenek. “Ama o zaman kapatıcılığı azalıyor” diyenler de hemen kısa kıllı, geniş açılı ve düz kesimli bir kabuki fırça edinebilir.

Mat fondöten sevenlerin dikkatine!!! Mat fondötenler genellikle pudra içerirler. Su pudra ile birleştiğinde fondötenin yapısında bozulmalara neden olduğundan, ürün yüzünüzde yamalanabilir. Eğer ıslak sünger kullanmaktan nefret ediyorsanız ve kullanıp da sevenleri bir türlü anlayamıyorsanız muhtemelen bu nedenle olabilir. Siz yolunuza yumuşak yapılı bir süngeri ıslatmadan devam edebilirsiniz.

Kapatıcı

Öncellikle ne kapatıyoruz. Göz altınımızı mı? Lekelerimizi mi?

Leke ve sivilce izi kapatıyorsanız, lekelerimizi ön plana çıkarmak istemediğimize göre parlak bitişli bir kapatıcı kullanmadığınızı düşünüyorum. Mat bitişli ürünlerde, su ile temasta bozulduğuna göre, ıslak sünger seçeneğimizi eledik. Ufak uçlu sık kıllı fırçalar kullanabilirsiniz. Fakat leke ve sivilce izlerinde, ciltte kabartılar, pürüzler de olabildiğinden bu durumda en iyi sonucu parmaklarımız veriyor. Ürünün elimizin sıcaklığı ile eriyerek pürüzlerimizin üzerini daha rahat kapatıyor.

Gözaltı derseniz durum başka. Gözaltı kapatıcıları daha çeşitli. Parlak bitişli ürünler daha yapışkan formdadır ve fırça ile şekil almaz. Çekmecenizde, “Bu ne?” diye fırlatıp kenara attığınız bir concelar’ınız var ise, artık gün yüzüne çıkarabilirsiniz. Çünkü formülün tek ihtiyacı olan parmaklarınızın sıcaklığı.

İnce yapılı ama kapatmıyor diye şikayet ettiğiniz bir ürün varsa da, parmaklarınıza çık hızlı sürerken ürünü göz altınıza yerleştirmek yerine sapa sola dağıttınızdan sevmemiş olabilirsiniz. Sağlaklar sol, solaklar sağ ellerinin yüzük parmağı ile sakince pıt pıt yapmayı denesin. Güzelleşmek kolay mı, yok öyle üç saniyede oldu bitti. Yavaş yavaş yediriyoruz maalesef. Hâlâ olmadı diyenler yassı uçlu kapatıcı fırçaları ile de sakin ve yavaşça yayarak deneyebilir.

Far

Far fırçası uzun hikâye. En çok çeşidini bulabileceğiniz, fırça olabilir. Bu nedenle burayı çok detaylandırmadan en kullanılabilir olanlardan bahsedeceğim.

Oturtma fırçası: Ne çok uzun, ne çok kısa kıllıdır. Yatay ve sıkı kılları vardı. Özellikler tek renk yoğun göz makyajı yapmak isteyenler ya da simli, metalik farları uygulamak için uygundur. Daha tombik olanları genelde rengi dağıtarak uygular. Tombik olanlarının çok kısa kıllıları ise, hem gözaltınıza far uygulamayı kolaylaştırdığı gibi, hem de dumanlı göz makyajı yaparken göz kalemini dağıtarak uygulamayı sevenler için kolaylık sağlar. Kısaca ‘smokey eye’ yapamıyorum yoktur, yanlış fırça vardır. Daha ince olanları rengi daha keskin uyguladığı gibi, uçları inceldiği için kedi gözü yapmayı sevenler için de uygundur.

Kalem fırça: Adından da belli olduğu gibi kalem fırçadır. Özellikle göz pınarların açık renk uygulamak ya da dış köşelere koyu rengi vurgulamak için kullanılabilir. Kaliteli bir kalem fırça, “Bu hiç renk vermiyor” deyip, çöpe atmak istediğiniz farınızı uçurabilir; benden söylemesi.

Karıştırma fırçası: Bildiğiniz ilk icat edilen klasik allık fırçasının küçüğünü, göz kapağınıza uygun boyunu düşünün. Aslında amacı geçişli far sürdüğünüzde, geçişleri birbirine homojen haline getirmek. Yani makyajınızın palyaçoya benzememesi için önemli bir görev üstleniyor aslında. Ama yok ne geçişi diyenler için amacı o olmasa da açık renkleri tek renk farları da göz kapağınıza hızlıca dağıtmakta üstüne yok, benden demesi.

Bonus: Siz de benim gibi “Ruj fırçası mı kaldı, ruju sürüp geçiyorum” diyenlerdenseniz, bu bonus size. Ruj fırçalarının göz pınarlarına parıltılı uygulamada üstüne yok.

Kontür

Kontür yapmayı sevenlerdenseniz fırça konusu önemli. Sağa sola yayılan bir kontür kadar, sonsuza uzayan eyeliner kuyruğu kadar, “Of ben neden bugün makyaj yaptım?” dedirtecek bir şey yok herhalde. Malum kontür pudrası, yüzümüzde yanlış yere gidince çıkık dursun diye uğraştığımız elmacık kemiklerimizi bile çökmüş gösterebilecek, bir anda “Aaa 10 yaş yaşlanmış mısın sen?” dedirtebilecek güçte kuvvette kendisi. Bu nedenle aynı yer fırçalarına, ya da tırnak fırçalarına benzeyen ince uzun formda fırçalar, toz kontür kullanmak için en iyi seçenek. Ayrıca dağıtırken hep yukarı yuvarlak hareketleri de unutmuyoruz.

Allık

Ya hiç görünmez, ya koyduğumuz yerde blok gibi kalır. Herkesin en sevdiği ama bir türlü de anlaşamadığı imkânsız aşkı. Şimdi beraber çözeceğiz onu da.

Yoğun pigmentli, ucundan değdirdiğiniz gibi sizi Heidi’ye çeviren bir allığınız var ise, fiber uçlu allık fırçalarını deneyebilirsiniz. Bu fırçalar genellikle oval ve küt kesimli olur. Çok sık kıllı görünürken uca doğru kıllarının inceldiğini ve azaldığını görebilirsiniz. Bu azalan kıllar daha az ürün alıp, daha rahat ürünü yaymanızı sağlayacaktır.

“Benimkini sürüyorum sürüyorum, renk yok” diyorsanız, sık ve biraz daha sert kıllı ya da gerçek kıldan bir allık fırçası tercih edebilirsiniz. Kılların kısa olması ürünü daha yoğun uygulamanıza yardım edecektir. Yok, hâlâ olmadı diyorsanız, muhtemelen allığınızla vedalaşma vaktiniz gelmiş olabilir. Ürünlerin tarihinin geçmesi ve yanlış fırça kullanımı ürünlerin taşlaşmasına neden olabilir.

En başta da dediğim gibi, fırça kullanımı ürüne ve cilt yapısına göre değişiklik gösterebilir. Far fırçası ise allık sürülemeyeceğini kim söylemiş ki? Biz istersek, beğenirsek, yakıştırırsak hepsi olur. Yeter ki canımızı sıkan tek şey makyaj fırçası olsun.