Kısa sürede tüm dünyada binlerce kişiyi etkileyen korona virüsü, ülkemizde de ilk vakanın görülmesiyle birlikte paniğe sebep oldu. Virüsün hızla yayılmasının ve belli gruptaki hastalar için riskli olmasının kişilerdeki kaygı ve korkuyu tetiklediğini belirten Anadolu Sağlık Merkezinden Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, çocuklara nasıl davranmamız gerektiğini anlattı.
COVID-19, Türkiye'de ilk vakanın görülmesiyle birlikte birçok kişide ve çocuklarda paniğe sebep oldu. Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu bu konuda düşüncelerini şöyle açıkladı:
“Gelişmeler hakkında bilgi sahibi olmak için çok daha fazla haber izliyor, çevrenizdeki insanlarla konu hakkında değerlendirme yapıyor olabilirsiniz. Günlük yaşamınızda aniden gündeme gelen bu konu, doğru açıklamalar yapmadığınızda çocukları olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle çocuklarla konuşmalı, duygularını paylaşmalısınız. Çocuklarla konuşurken sakin olmanız ve kaygılarınızı onlara yansıtmamanız gerekir.”
Yetişkinlerin haberler veya sosyal medya yoluyla güncel gelişmeleri takip edebildiğini ve konu hakkında olumlu veya olumsuz doğru bilgiye ulaşabildiğini ancak çocukların çevreden duydukları ve yetişkinlerin davranışlarını gözlemleyerek olaylar hakkında bilgi sahibi olduklarını söyleyen Ezgi Dokuzlu, “Konuyu çocuğunuzla konuşurken anlattıklarınızdan çok nasıl anlattığınız, hangi duyguyu aktardığınız önemli. Öncelikle yapılması gereken yanlış bilgileri düzeltmek, yaşına uygun açıklamalarla hem kaygısını azaltmak hem de kendini koruması için yapması gerekenleri anlatmanızdır” dedi. Dokuzlu’nun ebeveynlere korona virüsü ile ilgili önerileri ise şöyle: “Virüs hakkında konuşmak, haberleri ve sosyal medyayı mümkün olduğunca kısıtlamak, çocuğumuza karşı güncel bilgilerle ilgili dürüst olmak ve aldığımız önlemleri anlatmak...”
Harvard Üniversitesi Sağlık Yayınları tarafından yayınlanan “Çocukları Korona Virüsü Hakkında Bilgilendirme Ve Kaygı Yönetimi” başlıklı makale ise çocuklarımızla iletişimde dikkat etmemiz gerekenleri şöyle özetliyor:
Kendi kaygınızla başa çıkmayı öğrenin
Bu süreçte hissettiğiniz duygulara kaygı ve panik egemen ise, çocuğunuz ile korona virüs hakkında konuşmak için o an doğru zaman olmayabilir. Yapmanız gereken sakinleşmeye çalışmaktır.
Konuşmaya hazır olduğunuz zaman çocuğunuzun sorularını yanıtlayabilirsiniz.
Çocuğunuzun tepkileri ne boyutta olursa olsun, bu duyguyu ifade etmesine izin vermek ve küçümsememek gerekir. Onu dinlerken suçlayıcı ve yargılayıcı bir dil kullanmaktan kaçının.
Olaylar karşısında mümkün olduğunca sakin kalarak çocuğun bu durumdan ne kadar etkilendiğini anlamaya çalışın.
Yaşanan olayları çocuğunuzla paylaşırken konuyla ilgili bütün bilgileri ona aktarmak yerine onun merak ettiği kadarını yaşına uygun, basit ve sade bir dille anlatın.
Duygularınızı paylaşın
Bilgi paylaşımı kadar duygularınızı da açıklıkla ancak sakin bir şekilde paylaşmanız, çocuğunuzun kendi duygularını size açmasına yardımcı olacaktır. Bu süreçte çocuğunuzun yaşanan olaylar karşısında kendisini üzgün, kızgın ve korkmuş hissetmesi son derece doğaldır. Çocuğunuzun duygusunu ciddiye almak ve anlamaya çalışmak, ona güvende olduğunu hissettirecek ve sakinleşmesine yardımcı olacaktır.
Çocuklara, yaşanan olayların dünyanın her yerinde, herhangi bir zamanda yaşanabileceğini açıklamalısınız.
Sosyal medyaya birlikte bakın
Eğer çocuğunuz bu olayları televizyon veya sosyal medya aracılığıyla takip etmek isterse mümkün olduğu ölçüde onların yanında olmanız hem karşılaştıkları içeriklerden haberdar olmanız ve gerektiğinde sınırlamanız hem de konuşma ihtiyacı duyduğunda orada olabilmeniz açısından önemlidir. Çocuğunuzu sosyal medyadan veya çevreden duyduğu bilgilerin her zaman gerçeği yansıtmayacağı konusunda bilgilendirin.
Ergenler, kendilerini sözel olarak rahat bir şekilde ifade edebilmekle birlikte, küçük çocuklar her zaman duygularını sözel olarak ifade edemeyebilir. Bu sebeple çocuğunuzun davranışlarına, oyunlarına ve yaptığı resimlere dikkat ederek olaylara nasıl anlam verdiğini öğrenmeye çalışabilirsiniz.
Felaket senaryolarını konuşmaktan kaçının
Felaket senaryolarını çocukların yanında konuşmaktan kaçınmalısınız. Bu süreçte çocuğunuzun uyku ve yemek düzeninde bozulma, olaylardan kaçınma veya olaylara karşı hissizleşme, aşırı hareketlilik, korkularının artması, kayıp endişesine bağlı olarak aile bireylerinden ayrılamama gibi duygu ve davranış değişimlerinin görülmesi halinde bir uzmandan destek alabilirsiniz.
Kaygı temel olarak çevremizi kontrol etme isteğinden kaynaklanan bir duygudur. Ancak kontrol edebileceğimiz tek şey kendi davranışlarımızdır. Bu anlamda el yıkama gibi korunma amaçlı yaptığımız davranışların takıntı haline dönüşmemesi önemli.
Hijyenin önemini anlatın
Çocuklar hastalıklara karşı nasıl korunacakları konusunda bilgi sahibi olduklarında kendilerini daha güvende ve güçlü hisseder. Bu sebeple Dünya Sağlık Örgütü tarafından açıklanan korona virüsünden korunma yöntemlerini ve hijyenin önemini çocuklarınıza anlatın. Küçük yaş gruplarında el yıkama süresinin uzatılması için durumun oyunlaştırarak keyifli hâle getirilmesi gerekebilir.
Rutinlere sadık kalın
Kriz durumlarında normal yaşamımızı mümkün olduğunca sürdürmek ruhsal dayanıklılığımızı destekler. Bu anlamda rutinlere sadık kalmak, kaygı ve belirsizliği azaltmanın en iyi yollarından biri. Çocuğun zamanını (uyku, yemek, ders, oyun, ekran vb.) planlamak ve buna uymak çocukları mutlu ve sağlıklı tutmamıza yardımcı olacaktır.
Güven verici olun
Çocuklar için öncelikle dış dünyadan gelebilecek her türlü tehlike için en güven duyduğu kişiler ebeveynleridir. Bu sebeple çocuklarınızdan kaygıyı biraz olsun uzaklaştırmak için konuyu aktarırken bu durumun çocuklarda daha hafif semptomlarla görüldüğü, gribin bu virüse göre daha yaygın olduğu bilgisini vermekten kaçınmayın.