Korona virüsü salgını ile mücadele etmek için kuşkusuz, aşı, serum, ilaç, ekipman ve tıbbi personelin lojistik yönetimi en önemli noktalar. Ancak dünya genelini etkileyen bu görünmez tek hücreli düşmanla mücadele biyo- teknoloji ve ileri tıbbın fazlasını gerektiriyor.
Uluslar için bu mücadele, gerek lojistik, gerek ekonomik açıdan ve en önemlisi hane halkının sağlığını korumak açısından farklı cephelerde verilmesi gereken topyekun bir seferberliği gerektiriyor. Bu bir savaş ve savaşların kaderi yeni silahlar (aşı, tıbbi ekipman ilaç) kadar generallerin bilgi ve tecrübeleri ile çizilir.
İsrailli Emekli Orgeneral Amos Yadlin görünmez bir düşmanla olan savaşın yabancı bir düşmanla olan mücadeleden çok farklı olduğunu belirtiyor. Yadlin’e göre, hassas istihbarat, disiplin, sınırları kesin çizilmiş bir plan ve en önemlisi ülke halkının devletine olan güveni savaşı kazanmak için stratejik önem taşıyor.
İsrail Ordu İstihbaratının en tepesinde bulunmuş emekli generalin böylesi bir savaşta ortaya koyduğu prensipler şunlar:
“Bu savaşta tanımlanan hedef amaç, bir yandan halkın sağlığını korumak için tedbirler alırken, bir yandan da bizi besleyen ekonomiyi canlı tutmak olmalıdır. Bunlardan birine önem verirken diğerinin zarar göreceği aşikar olduğuna göre yetkililer bu dengeyi korumak zorundadır.
İstihbarat, yukarıdaki dengeyi korumak için hayati önem taşımaktadır.
Bugün bildiğimiz, kimlerin hasta olduğu veya kaç kişinin karantinada olduğudur. Ancak doktorlar virüsün çok daha fazla kişiye bulaşmış olduğunu, bazı kişilerin çok az semptomla hastalığı geçirdiğini, bazılarının ise bağışıklığı sayesinde hiç hastalanmadığını belirtmekte. Eğer hassas istihbaratı toplamayı başarırsak, hiç hastalanmayan bu kişileri ekonomimizi asgari bir çalışma seviyesinde tutmak için kullanabiliriz.
Diğer bir önemli konu da kıt kaynakları doğru kullanmak ve test sayısını mümkün olduğunca artırarak, düşman hakkında daha fazla bilgi toplamak. Hassas istihbarat, hem bize tasarruf, hem de gereksiz karantina ve halkın moralini bozacak aşırı tedbirlerden kaçınmamızı sağlayacaktır.
Diğer önemli bir strateji de devletin mümkün olduğunca bilgi vererek, bu savaşta bizzat çoluk çocuk cepheye dahil olan halkına güven sağlamasıdır. Devlet-halk işbirliği kritik önem taşımaktadır. Eğer devlet halkına güven verirse, büyük kitleler hiçbir zorunluluğa gerek kalmadan onlardan isteneni harfiyen yapacak ve yetkililerin yaptığı planlar başarılı olacaktır.”
Kaynak: Yedioth Aharonot