Basketbola virüs arası

“Nisan ayının gelmesiyle hem Avrupa hem Amerika’da sezonun en cafcaflı bölümüne yaklaştık” diye başlamak isterdim bu yazıya her sene yaptığım gibi... Ancak hayatın her alanında olduğunda gibi basketbolda da yeni tip korona virüsü COVID-19 sebebiyle tam bir sessizlik hâkim sürüyor. Hepimiz sürekli olarak virüsle ilgili haberlerle yatıp kalkarken, ben de virüsün dünya basketbolunu nasıl etkilediğini sizinle paylaşmak istedim.

İgal ERS Spor
31 Mart 2020 Salı

COVID-19 sebebiyle ilk lig erteleme kararı herkesin tahmin edebileceği gibi ocak ayının sonunda Çin’den geldi. Birçok Avrupa ve Amerika çıkışlı oyuncunun son demlerini geçirip, son kontratlarını almaya gittikleri Çin Liginin virüs sebebiyle ertelenmesi haberi, bu oyuncular vasıtasıyla basketbol ana kıtalarına taşınsa da dünyanın geriye kalanında olduğu gibi fazla ilgi bulmadı.

Bunu en net şekilde gösteren 9 Mart günü yaptığı basın toplantısında virüsün abartıldığını düşündüğünü söyleyen Utah Jazz oyuncusu Fransız Rudy Gobert oldu. NBA yönetiminin kararı üzerine basın mensuplarının iki metre geride durmasıyla dalga geçen Gobert, mikrofon ve kayıt cihazlarının hepsine elini sürerek kamuoyundan tepki çekti. Ancak ironi en acımasız şekilde devreye girdi ve Ruby Gobert ilerleyen günlerde NBA’de ilk pozitif çıkan vaka olarak tarihe geçti.

Buna müteakiben hemen maçların ertelenmesiyle birçok vakanın daha tespit edildiği açıklandı. Bunların içinde Rudy Gobert’in takım arkadaşı Donovan Mitchell, bu sezonu sakatlığı dolayısıyla kenarda geçiren Kevin Durant ve New York Knicks takım sahibi James Dolan da bulunmaktaydı.

Gelelim bu süre zarfında virüsün yeni merkez üssü haline gelen Avrupa’ya. Euroleague yönetimi daha vaka tespit edilmeyen ülkelerde maçların oynanması yönünde bir karar verse de bu durum çok uzun sürmedi. Avrupa sathının tamamına yayılmış virüsün etkisiyle 12-13 Mart’taki maçların tamamen iptali ve ligin ertelenmesi yönünde karar alındı. Bu kararın biraz daha gecikmesi Türkiye özelinde de daha fazla kişinin etkilenmesi anlamına da gelecekti çünkü Anadolu Efes’in rakibi Valencia, İspanya’nın en kötü etkilenen bölgelerinden birinden geliyordu. Hatta birçok spor gazetecisinin dikkatini çektiği gibi Atalanta (İtalya) ile Valencia (İspanya) arasında seyircili oynanan Futbol Şampiyonlar Ligi maçı gibi tarihi bir önemi bile olabilirdi.

Euroleague’in iptaline rağmen Türkiye Basketbol Ligi devam ediyordu. Özellikle yabancı oyuncular başta olmak üzere, basketbol kamuoyunun birçok kesiminde maçların ertelenmesi talebi gelmiş olmasına rağmen maçlar oynanmaya devam etti. Türkiye’de vaka sayısının da artmasıyla beraber 19 Mart’ta ulusal ligin de ara verdiği açıklandı. Bu süreçte sadece Fenerbahçe Beko takımında pozitif vakalar olduğu ortaya çıktı. İçlerinde oyuncu ve idari personelin de bulunduğu bu vakalar kontrol altına alındı. Bunun üzerine ulusal ligin hemen ertelenmemesi kararı eleştiri yağmuruna tutuldu.

Sportif ve sağlık açısından yara alan dünya basketbolunun ekonomik olarak nasıl bir zararla karşı karşıya olduğunu kestirmek şu an güç. Yıllık geliri 8 milyar doları aşan NBA’in ve onun yanında cüce kalsa da 1 milyar dolarlık bir hacim yaratması beklenen Euroleague’in tamamen durmasının vahim sonuçlara yol açacağı kaçınılmaz. Umut verici durum ise özellikle NBA’de bu durumu aşmak için bir kenetlenme gösterilmiş olması. Örneğin, Philadelphia 76ers’ın oyuncu dışı personelden maaş indirimi beklemesine gösterilen tepki ile herkesin tam maaşını alacağının garantisinin verilmesi basketbol ailesinin hep beraber ayakta kalması için önemli bir adım oldu.

Bütün bunlar olurken biz basketbol severler ne yapacağız diye sorarsanız, şu an için yapılacak en iyi şeyin mümkün olduğunca evde kalıp basketbol iştahımızı videolarla, oyunlarla törpülemek olduğunu söyleyebilirim. Umarım ki en kısa zamanda dünyamız içinde bulunduğu durumdan kurtulacak ve biz basketbol severler de sevdiğimiz spora kavuşacağız ve böylece ben sizlere verilen aradan sonra hızla geri dönen ligler hakkında bir yazı yazabileceğim…