Almanya`da koronalı günler

Çin’in Wuhan kentinde Aralık ayında ortaya çıkan korona virüsü ya da bilimsel adıyla COVID-19 kısa sürede dünyanın pek çok coğrafyasına yayıldı. Kısa bir zaman dilimde virüs, yaşam biçimimizi, ekonomik yapımızı, temizlik anlayışımızı, toplumsal ilişkilerimizi, tüketim alışkanlıklarımızı ve aile yaşantımızı etkilemeye başladı. Sadece mikroskopla görülebilen bir canlı yaşamımızın kılcal damarlarına kadar girdi.

Dünya
8 Nisan 2020 Çarşamba

Egemen Cantürk /Almanya

 

Avrupa’nın merkezinde yer alan Almanya da korona virüsünden kısa süre içinde nasibini aldı. Almanya vaka sayısında Avrupa’da, İtalya ve İspanya’dan sonra virüsün en çok görüldüğü ülke konumuna geldi. Ancak Almanya’da görülen vaka sayısı Fransa ve daha pek çok ülkeden fazla olmasına rağmen ölüm oranı diğer ülkelere göre oldukça düşük. Bunun nedenlerine geçmeden önce Almanya’nın konumuna kısaca bakalım. Almanya Avrupa’da belki de diğer ülkelerle en yoğun ilişkide bulunan ülke. Almanlar yaz-kış gezen bir toplum. Özellikle Fransa, İtalya ve İspanya- Almanların en çok tercih ettiği ülkeler. Durum böyle olunca kaçınılmaz olarak korona virüsünün yayılma alanı Alman toprakları oldu. Peki, neden pek çok ülkeye göre daha fazla vaka görülen Almanya’da ölüm oranı daha göre düşük? Öncelikle Almanya, İngiltere ve Fransa’nın aksine sınırlarını daha önce kapattı ve ülke içinde somut önlemleri yaşama geçirdi. Restoranlar ve eğlence mekânları başta olmak üzere pek çok sektörün kapısına kilit vuruldu. Toplu taşım araçlarının sayısını azaltıldı, kamusal alanda en fazla iki kişinin bir arada bulunmasına izin verildi; etkinlikler, konserler ve toplu ibadetler yasaklandı.Evet, bu önlemleri dünyada pek çok ülke aldı. Ancak Almanya’yı diğer ülkelerden, özellikle de Akdeniz ülkelerinden ayıran önemli farkları var. 

Almanya her şeyden önce sağlık ve teknoloji altyapısı güçlü olan bir ülke. Disiplinli ve kurallara uyan bir toplum. Ciddi anlamda yetişmiş nitelikli elemanı olan bir ülke. Öte yandan yapılan test sayısı pek çok ülkeye göre oldukça yüksek. Bir de buna disiplin, liyakat, organizasyon becerisi, doğru ve akılcı yönetim, bilinçli toplum ve analitik düşünce eklenince böyle bir sonuç ortaya çıkıyor. Federal Almanya Başbakanı Angela Merkel’in korona virüsü salgınında ulusa seslendiği konuşma ders niteliğindeydi. Öte yandan Alman hükümeti insanlara evde kalın derken çok ciddi bir yardım paketini de devreye soktu. Tam 156 milyar Euro tutarındaki yardım paketi, kapısına kilit vurmak zorunda kalan işletmelere merhem oldu. Özellikle ekonominin motoru küçük işletmeler ciddi anlamda desteklendi. Beş kişiye kadar eleman çalıştıran işletmelere 9 bin Euro, on kişiye kadar eleman çalıştıran işletmelere 15 bin Euro ve 30 kişiye kadar eleman çalıştıran işletmelere 30 bin Euro nakit yardım yapıldı. Üç ay için verilen bu yardımlar önlemlerin devam etmesi durumda uzatılacak. Bununla birlikte kriz döneminde işsizliğin artmasını önlemek adına çalışan elamanların maaşlarının bekârlarda yüzde 60, evli ve çocuklu ailelerde yüzde 67 oranında ödenmesi kararlaştırıldı. Böylelikle evinde kalan işçiler ve firmasını kapatmak zorunda olan işverenler desteklendi. 

Bir diğer destekleme programı da zor durumdaki işletmelere kredi uygulaması oldu. Yatırım bankaları işletmelere büyüklüğüne göre iki yıl sonra ödemek koşuluyla faizsiz 500 bin Euro`ya kadar kredi verebilecek. Bununla birlikte işletmelere ciddi anlamda vergi indirimi de getiriliyor. İnsanlara “Evinizde kalın” demek kolay ama bunu yaparken yaşamsal kaygılarını da gözetmek sosyal bir devletin sorumluluk alanına giriyor. Almanya kriz döneminde hamasetten uzak, ciddi ve zikzakları olmayan bir rota çiziyor…

Evet, evde kalın, sağlıcakla kalın.