Klasik yayıncılık, örneğin televizyonculuğa baktığımızda sizi kendisine göre şekillendiren bir zaman ve mekân paylaşımı içerisindedir. Buna göre klasik bir televizyon yayını izlemek isterseniz, yayıncı kuruluşun belirlediğii gün ve saatte ekran karşısına geçmek zorundasınız. Üstelik televizyon cihazınızın bulunduğu mekanda olmanız da ayrı bir zorunluluktur. Günümüz insanı için bu pek de mümkün değildir. Yeni nesil ile artık size sunulan izleme zamanı sonsuzdur. Dilediğiniz zaman sadece sezonun mevcut zamanındaki bir içeriğini değil, arşivine inerek eski zamanlarını hatta gelecek zamanlarını bile izlemeniz mümkündür. Üstelik mekânsal bir zorunluluğunuz da yoktur. Mobil cihazlar aracılığı ile yeni nesil bir televizyon yayınını dilediğiniz yerde izlemeniz artık mümkün. Eskiden gelen ve statiklik içeren yayıncılık son bulurken, yerini son derece dinamik bir yayıncılık almıştır. Hem içerik hem zaman hem de mekân üçlemenin tamamı dinamik bir yapıdır bu.
Bu ana kadar olan yapının temelinde internet vardır. Yani web. Peki “Web 2.0” buraya kadar anlattıklarıma neler ekler? Öncelikle “Web 2.0”, “interoperability” yani “birlikte yapabilme” kavramını temel aldığından artık sadece karşısına geçip izlemekle kalmayacağınız bir imkan sunar. Bu bir yandan içeriğe erişiminiz demektir. Yayın içeriğine erişirken örneğin interaktif olarak bir içeriğin yönlendirilmesine de etken olabiliyoruz. Artık izleyici pasif bir alıcı değil, alırken aldığını geri yansıtan, geri besleyen, geri eleştiren bir hak ve imkan sahibi. Klasik yayınların bu süreçle mücadelesinden, bu sürecin ne denli etkili olduğunu anlamak mümkün. Klasik yayınların bu mücadelesine en sıcak örnek, ekranda hashtag kullanarak içeriği izler kitlenin yorumlamasını sağlamak veya WhatsApp telefon hattı vererek izler kitlenin de mesaj ve hatta görüntü ile katılımını sağlamak verilebilir.
“Web 2.0” içeriğe doğrudan katılan izler kitle nedeniyle yayıncılığın mevcut düşünce yapısını dönüştürmektedir. Elbette hala büyük bir keyifle geleneksel gazetesininin sayfalarını mürekkep kokusu ile çevirerek okuyan nesiller ve alışkanlıkları da sürmektedir. Ancak dijital ortamda bir gazeteyi okuyan, haberi yarın ya da sonra değil anında kısa mesajla ya da telefon uygulamalarındaki notifikasyonla alan kitle de hatırı sayılır bir yüzdeyi bulmuştur. Buradaki gazete örneğimizde de haber en değerli malzeme ise, onun okuyucuya en hızlı ulaştırmak da bir o kadar önemlidir. Yeni nesil bir internet gazetesinde haber “anında” zaman dilimi ile okura ulaşır. Gelenekselde ise bu zaman diliminin adı en erken “yarın”dır.
Yeni nesil yapıya dikkat edecek olursak, “anında” kavramının sürati nedeniyle geleneksel “5N1K” ya da “Double Check” kavramları da ortadan kalkmış durumda olduğundan, burada bilinçsizce bir dezenformasyon hatta bilinçli bir manipülasyon olasılığı da bulunmaktadır. Bu nedenle yine “interoperability” yani “birlikte yapabilme” kavramı yani “Web 2.0” tabanlı bir yapı olan “teyit.org" gibi siteler yayındadır. Bu site haber doğruluğunu araştıran ve gönüllülük esası ile okurlarının talep ettikleri haberlerin doğruluğunun, yine başka okurların dikkatle inceleyerek teyit ettikleri bir platformdur. Kriterleri denetleyen temel ekip dışında tüm çalışmalar “herkesçe” yapılabilmektedir. “Web 2.0” ile yayıncılık, sadece teknik anlamda değil, katılımcılığı esas alırsak sosyal anlamda da büyük bir değişim içerisindedir.