Bu zor günlerde, imza attıkları başarılı işlerle adlarından söz ettiren ve yüzümüzü güldüren toplumumuzun bazı üyelerine yer vermek istedik.
Yerli solunum cihazında ALBERT SAYDAM katkısı
Türkiye Albert Saydam adını, yerli ve milli solunum cihazımızın 15 gün gibi rekor bir hızda üretilmesiyle ilgili canlı yayında konuşan Selçuk Bayraktar'dan duydu. Baykar Teknik Müdürü Bayraktar, Biosys start-up’ının tasarımını hayata geçiren Baykar, Aselsan ve Arçelik’le birlikte dokuz KOBİ’nin seri üretime verdikleri destekten bahsederken Albert Saydam’ın bulunduğu özverinin altını özellikle çizdi.
Bayraktar, 24 Nisan’da Başakşehir Şehir Hastanesinin açılışında teslim edilen cihazları tanıtırken şu kelimeleri kullandı: "Düşünün ki cihazın içindeki valfin kauçuğunu yapacak firmayı aradığımızda, 'Bir saniye kaybetmeye gerek yok. Ne gerekiyorsa yapmaya hazırız' deyip, hafta sonu fabrikayı açtılar."
Bahsettiği kişi Tekno Kauçuk CEO'su Albert Saydam’dı ve kendisi bu sözlerini COVID-19 sebebiyle yattığı hastane odasından sarf ediyordu.Albert Saydam on gündür korona virüs tedavisi görürken hasta yatağından kalkarak fabrikasını açtırdı ve ekibine cihaz içindeki beş milimetrelik kauçuk contayı tasarlatarak üç günde proje için teslim etti. Parça küçüktü küçük olmasına, ancak oksijenin sızdırılmadan ve temiz bir şekilde geçmesi için de büyük öneme sahipti. Saydam karantina dolayısıyla kapalı olan Gebze’deki fabrikayı açtırdı. 29 kişilik mühendis, kalıpçı ve malzemecilerden oluşan ekip büyük bir heves ve hummalı bir çalışmayla parçayı mükemmel bir şekilde üretti. Teslimata gelince hafta sonu sokağa çıkma yasağı nedeniyle güzergâh olarak arka sokaklar tercih edildi. Dahası şehirlerarası seyahat kısıtlaması nedeniyle, parçalar Kocaeli sınırı olan Çayırova’dan, İstanbul sınırındaki Tuzla’ya yayan bir şekilde geçirildi; lakin her ne kadar izne tabi olsalar da polis kontrolüne takılıp zaman kaybetme lüksleri yoktu.
Ana akım medyada ‘Nefes veren operasyon’ başlığı altında hem Tekno Kauçuk’un sürece nasıl dahil olduğu hem de Saydam’ın kendi ağzından açıklamalara yer verildi. Saydam şu ifadeleri kullanmıştı: "Altı metrekarelik hastane odasında yatarken ne yapabilirim diye düşünüyordum. Böyle bir talep gelince, ülkemiz için hemen kolları sıvadık. Cihazın önemini ve aciliyetini düşünerek büyük bir sorumluluk hissettik. O conta başarısız olsa hayal kırıklığını düşünebiliyor musunuz? En nitelikli hammaddeyi seçelim, güvenceli tarafta olalım dedik ve becerdik. Fabrikamız şu an tedbir amaçlı kapalı. Selçuk Bey'in açılışta bizden bahsetmesi arkadaşlarımı çok sevindirdi. Bize moral oldu."
Ocak 2020’ye kadar üç dönem DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) Türkiye-Meksika İş Konseyi Başkanı olan Albert Saydam, iki ülke arasındaki 85 yıllık ilişki tarihinde, ilk kez bir Meksika Devlet Başkanının Türkiye'ye gelmesinde rol oynamıştı. Saydam, 18 Aralık 2013’teki İş Konseyi Forumunda Türkiye ile Meksika arasında çok sayıda ticaret ve yatırım anlaşmalarının imzalanmasına ve 22 Ağustos 2019’dan itibaren İstanbul-Meksiko doğrudan uçuşların başlamasında ön ayak olmuştu.
ABD’nin COVID-19 ile mücadelesinde ön safhadaki isimlerden PROF. MOŞE ARDİTİ
Ana araştırma alanı, hasta edici virüs ve bakteri ile vücut arasındaki ilişkiler üzerine olan Prof. Moşe Arditi uzmanlık alanının getirdiği avantajla COVID tedavileri ile ilgili klinik çalışmalarda ön safhalarda çalışıyor.
Los Angeles’teki Cedars Sinai Tıp Merkezi, Enfeksiyon ve İmmünolojik Hastalıklar Araştırma Merkezi Direktörü Moşe Arditi aynı zamanda pediatri profesörü olarak görev yapıyor.
Tıp alanının en önemli ödüllerinden biri olan Cedar Sinai Tıpta Öncülük Ödülünün bu seneki sahibi olan ve 1982’den beri bu ödülü alan ilk ve tek Türk doktor olan Moşe Arditi, COVID-19 hastalığı ile verem aşısı arasındaki ilişkiyi de ortaya çıkarmaya çalışan araştırmalara imza atıyor. Prof. Arditi Türkiye de dahil olmak üzere dünyada yaygın olarak kullanılan verem aşısının sağlık çalışanları ve 65 yaşı üzerinde olanlarda virüsten korunmaya kritik katkı sağlayabileceğini düşüyor. Arditi, verem aşısının COVID-19 hastalığına karşı bağışıklığı güçlendirdiğini bilimsel olarak ispatlamak için birçok ülkede kontrollü verem aşısı denemelerinin başladığını belirtiyor. Arditi kendi çalıştığı hastanede sağlık personeli üzerinde klinik deneyleri kendi adının verildiği laboratuvarda yürütüyor. 103 makalede imzası bulunan Arditi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinden mezun olduktan sonra eğitimine ABD’de devam etmişti.
EYTAN İPEKER’in sıra dışı belgeseli İsviçre’de festivalde
Eytan İpeker’in yönetmenliğini ve kurgusunu üstlendiği ‘The Pageant / Güzellik Yarışması’ belgeseli 17 Nisan - 2 Mayıs tarihleri arasında İsviçre’nin Nyon şehrinde yapılan Visions du Réel Film Festivali kapsamında gösterilmeye hak kazandı. COVID-19 salgını nedeniyle gösterimler çevrimiçi olarak ve 500 kişi sınırlaması ile yapılıyor. Belgesel İsrail’de 2012’den beri Holokost kurtulanları arasında yapılan ‘Bayan Holokost Kurtulanı’ adlı güzellik yarışmasını konu alıyor. 2012, 2013, 2015, 2016 ve 2018 yıllarında Hayfa’da yapılan güzellik yarışması tartışmalara yol açmıştı. İpeker böylesine trajik bir olaydan böylesine bir şov çıkarılmasını başta yadırgasa da yarışmaya katılanların yaşadığı keyif ve coşkuyu görünce bu belgeseli çekmeye karar verdiğini ifade ediyor.
İpeker belgeselinde bu tartışmalı etkinliğe objektif bir şekilde yaklaşmaya çalıştığını, fikrin kendisi için rahatsız edici olmasına ve ahlaki kurallarına uymamasına rağmen Holokost’tan sağ çıkmayı başaran ve yarışmaya
SANDRA PESO’dan kısa film başarısı
ABD’de drama, film ve videografi dallarında gördüğü eğitim sonrası çalışmalarını daha çok yönetmenlik, sinematografi, grafik animasyon ve kurgu üzerine yoğunlaştıran Sandra Peso, 24 Nisan’da Akbank Kısa Film Forum Senaryo Yarışma Bölümünün kazananı oldu.
Sandra Peso’nun kısa filmlerle olan macerası henüz öğrenciyken ‘Jerry’ adlı bir filmle başladı. Bu filmiyle Berlin Film Festivali kapsamında üç bin başvuru arasından ‘Yetenek Kampüsü’ özel eğitimine katılma hakkı kazandı. ‘Kehribar Kokusu - Türk Yahudi Kadınlarının Hikâyeleri’ adındaki belgeseli ile cemaatte bilinirlik kazanan Sandra Peso, en son senaryosunu yazdığı kısa film ‘Bimba’ ile Akbank Kısa Film Forum Senaryo Yarışmasına katıldı. Peso, 752 senarist arasından ön seçici kurul değerlendirmeleri sonucunda sekiz finalistten biri oldu.
24 Nisan’da COVID-19 tedbirleri kapsamında 16. Akbank Kısa Film Festival Ödül Töreni Akbank Sanat Instagram hesabından on-line düzenlendi. Bu yıl yaklaşık 752 senaryonun başvurduğu Akbank Kısa Film Forum Bölümünde En İyi Senaryo Ödülünü Peso'nun ‘Bimba’ adlı eseri kazandı.
Bimba bir yabancının aralarına karışmasıyla tüm önyargıları, eksikleri ve inançları su yüzüne çıkan bir Yahudi ailenin hikâyesi. Filmde, bu öyküyü ergen bir kızın ailesine ve dünyaya karşı gelişmekte olan bakışından izliyoruz.