48 yıl önce Or-Ahayim Gençlik Kolu yararına bir tiyatro temsili yapılırken basılan broşür için reklam bulmam gerekiyordu. Biri dedi ki, “Sana ancak İlancılık´tan Yakup Barouh yardımcı olur.” Ve 17 yaşında, henüz kendisini tanımadan yanına gittiğimde bana inanılmaz yardımcı olmuştu.
1972 yılından bu güne dek Türk Yahudi Toplumu'na ait sayısız etkinlikte, her danıştığımda destek olan çok değer verdiğim bir abimdi. Sayısız kurum ve etkinlikte de büyük zevkle beraber çalıştık.
Karşılıklı son görüşmemiz 30-40 gün önce bir arkadaş toplantısındaydı. Yakup benimle dalga geçerken, bazıları konuşmasının ciddi olduğunu sanmıştı hatta…
Yazın Büyükada'ya giderken deniz otobüsü yoksa mutlaka Yakup'un bineceği vapuru bulup ona binerdim; 70-80 dakika sohbet ederdik. En az haftada iki gün yapardık bunu. Sürekli fikir üreten, yeniliklere açık, Türk Yahudi Toplumu'nun geçmişini yaşayarak bilen, evrak ve belge toplamada inanılmaz titiz bir abimdi. Yakup esas işi olan reklamcılıkta da 100 yılı aşkın bir süredir ülkemizde faaliyet gösteren İlancılık Reklam Ajansının başındaki kişi, Reklamcılar Derneğinin önde gelen bir üyesi, üniversitede mesleği ile ders veren bir eğitmendi aynı zamanda. Mesleğini büyük bir zevkle yapardı. Daha birkaç ay önce reklamcılık tarihi ile ilgili yapmış olduğu sergi çok ilgi görmüştü.
On yaş farkımız vardı ancak tanıdığım günden itibaren kendisine hep “Yakup” diye hitap ederdim.
Yıllarını tam olarak söyleyemeyeceğim ancak Yakup Barouh uzun yıllar Fakirleri Koruma Derneğinde yöneticilik yaptı. Aynı yıllarda Türk Yahudi Toplumu yönetiminde ‘fahri müşavir’ olarak görev yaptı. Bir dönem TYT'nin İcra Kurulu Başkanlığı görevini üstlendi ve bu görevini başarıyla yürüttü.
İşleri basite indirgeyen Yakup, çözüm yollarını da her zaman ortaya koyardı. Lafını sakınmaz, her düşündüğünü çekinmeden söylerdi. Ayrı görüşlerimiz olsa bile Yakup ile asla kırgın olduğumu hatırlamam.
Nüktedan bir kişilikti Yakup. 2002-2004 yılları arasında Fakirleri Koruma Derneği Başkanlığı görevini üstlendi ve onu da başarıyla ifa etti. Sonrasında toplum sorunlarına ilgisiz kaldığını sanmayın. Her karşılaşmamızda kendisini uzun uzun kendisini bilgilendirirdim.
Hakkını vermek gerekirse, önemli çalışmalarından biri de 1992’de kutlanan 500. Yıl Etkinlikleri için oluşturulan 500. Yıl Vakfının esas faaliyetlerini sürdürdüğü dönemde Jak Veissid ve Naim Güleryüz ile vakfın başkan yardımcıları arasında yer aldı.
Birkaç ay önce son sohbetlerimizin birinde, bir sabah İlancılık’a uğrayacağımı ve ilk fırsatta kendisinden son 100 yıl içinde Yahudi reklamverenlerin ilanlarından oluşacak bir sergiyi Türk Musevileri Müzesinde yapması için görüşmek istediğimi söylemiştim. Bunu Yakup'tan iyi yapabilecek biride yoktu herhalde...
Bu yazıyı kaleme alırken WhatsApp'ıma bakıyorum; 5 - 9 Nisan tarihleri arasında aramızda geçen sohbetimize bakıyorum. İki hafta önce! Ayın 8’inde hastanede yattığını öğrendim. İlgisiz konuları konuşuyorduk; reklamcılıktan, reklam tarihinden... Daha sonraki günlerde bir yandan oğlu İlker, diğer yandan TYT Eşbaşkanı İshak İbrahimzadeh, Or Ahayim Hastanesi Başkanı Yaşar Abuaf, FKD Başkanı Robert Sason ile yazışıp görüşüp hep haberlerini almaya çalıştım. “Yoğun bakımda, entübe ve durumda değişiklik yok” dendikçe içim parçalanıyordu. Olduğu hastaneye gitsem beni içeri almayacaklardı... Ve çarşamba akşamı ne yazık ki aramızdan ayrıldığı haberini aldı(m)k. Tarif edilemez bir üzüntü içindeyim.
Yakup Abi senin cenazen böyle sessizce, kimse katılmadan mı yapılacaktı? Emin ol ki sana yakışmadı. Ne bu ölüm, ne de ölümünden sonraki törensizlik.
En kısa zamanda seninle ilgili bir anma toplantısına katkıda bulunmak boynumun borcu olsun.
Eşin ve çocuklarının acısını paylaşıyorum. Başları sağ olsun.
Yakup Abi toprağın bol, mekanın cennet olsun.