Omer’in 33. Günü anlamına gelen Lag BaOmer, Yahudi tarihinde çok üzücü olayların yaşandığı karanlık Omer döneminin içinde pırıl pırıl aydınlık bir mutluluk, ışık günüdür.
Aslında Mısır’dan çıkışın kutlandığı Pesah ile Tora’nın alındığı Şavuot arasındaki 49 günlük dönem, mutlulukla beklenen bir dönemdi. Bet Amikdaş’a Pesah’ta getirilen arpa sunusundan sonra Şavuot’ta buğday sunusu getirilecek, Tanrı’nın Bereketi’nin tarlaların, meyvelerin, ekinlerin üzerine akması kutlanacaktı. Ancak bu dönemde gelen bir salgınla tarihteki en büyük Tora bilginlerinden Rabi Akiva’nın 24.000 öğrencisinin hayatını kaybetmesi, bu günleri artık evliliklerin yapılmadığı, müzik ve eğlencenin olmadığı bir yas dönemine çevirir.
Omer’in 33. günü, Lag BaOmer’de salgın hastalıktan yaşanan ölümler durunca, bu gün, İyar ayının 18. günü mutlulukla kutlanmaya başlanır. Bu yıl, Lag BaOmer, 12 Mayıs Salı günü kutlanıyor.
Rabi Akiva’nın öğrencileri
Rebetzin Tziporah Heller sorgular: “Neden 24.000 gibi bu kadar büyük sayıda Tora öğrencisi bir salgın sonucu hayatını kaybeder?” Bilgeler öğrencilerin birbirlerine kavod-saygı ile davranmadıklarını ve bu yüzden nefesleri kesilerek ölmelerine neden olan bir hastalığa yakalandıklarını belirtir. Bir kişi başka birine saygı göstermezse, o kişinin eşsiz ruhunu, benzersizliğini takdir etmediğini gösterir. Kavod,İbranice ‘ağır’ anlamına gelen kelimeyle aynı harfleri paylaşır. Bu ağırlık, bizim başka bir kişinin önemli ve değerli olduğunu kabul etmemizi simgeler. Bu, o kişiye onu dinlemek istediğimizi ve sadece onun iletebileceği değerli bir mesaja sahip olduğunun bilincinde olduğumuzu kendisine hissettirmemiz anlamına gelir.
Bir insanı eşsiz yapan nedir? Dışarıdan, benzer özellikleri paylaşabiliriz, ancak içsel olarak ruhlarımız çok farklıdır. Her biri maneviyat bakımından yüksek seviyelere ulaşmış olmalarına rağmen Rabi Akiva’nın öğrencileri, her insanın sadece diğerlerinden farklı, ayrı, özel bir birey olduğu için sonsuz bir değere sahip olduğunu ve her kişinin kendine özgü farklı bir bakış açısına sahip olduğunu fark edemedi. Bu sebeple içlerine hava alamayarak, nefessiz kalarak hayatlarını kaybettiler. Başka bir kişiye hak ettiği saygıyı göstermememiz, onun nefesini yok saymamız, bizim de içimize nefes almaktan, ruhumuzla bağlantıda olmaktan vazgeçmemiz anlamına gelir. İçimize nefes alamadığımızda da yaşayamayız.
Omer ve COVID-19
Her biri derin ve geniş Tora bilgisine sahip 24.000 öğrencisi, Rabi Akiva’nın “Arkadaşını kendin gibi sev!” öğretisi doğrultusunda birbirlerini çok severler, ama birbirlerinin kişiliğine, bilgisine, farklı görüş ve düşüncelerine gereken saygıyı gösteremediklerinden dolayı nefessiz kalarak hayatlarını kaybederler. Şu an bizim de içinde bulunduğumuz salgın ister istemez düşündürüyor. Acaba bizler de bu öğrenciler gibi birbirimizi sevsek de, bizden farklı olana gereken saygıyı göstermekte kusur etmiş, onları dinlememiş, umursamamış, sadece kendi bildiğimizi değerli ve önemli saymış olabilir miyiz? Tanrı’nın bizim içimize üflediği nefesin aynısının karşımızdakinin içinde de var olduğunu unutmuş, karşımızdakinin içindeki Tanrısallığı yok saymış olabilir miyiz? Bunu sadece insanlara değil, bize arka arkaya doğal afetlerle mesaj vermeye çalışan doğaya karşı da yapmış, onun sesine kulaklarımızı tıkayıp kendimize odaklanmış ve onu ihtiyaçlarımız için düşüncesizce kullanıp tüketmiş olabilir miyiz?
Bu düşüncelerle Lag BaOmer’de, Rabi Akiva’nın öğrencileri arasındaki salgın hastalıktan kaynaklanan ölümlerin durması gibi COVID-19 ölümlerinin de durması, günün gücü ve ışığı ile artık daha bilinçli, saygılı, duyarlı ve aydınlık günlere girmemizi diliyorum.
Lag BaOmer - Mutlu bir gün
Omer’in 33. günü yani Lag BaOmer’de gerçekleşen mutlu olaylar ile ilgili birçok yorum ve inanış vardır. Bunlardan bazıları:
*Rabi Akiva’nın 12.000 çift (24.000) öğrencisini vuran salgından dolayı olan ölümler bu günden itibaren durur.
*Rabi Akiva, umutsuzluğa kapılmak yerine tekrar ayağa kalkar, öğretilerini aktarmak için beş yeni öğrencinin eğitimine bu gün başlar; Rabi Meir, Rabi Yehuda ben İllai, Rabi Yosi, Rabi Şimon bar Yohay (Raşbi) ve Rabi Elazar ben Şamoah. Bugün bilinen bütün sözlü Tora öğretileri, bu beş öğrenci sayesinde günümüze kadar gelir.
*Rabi Şimon Bar Yohay’ın ölümü Lag BaOmer’de gerçekleşir. Rabi Şimon, ölüm gününde kendisi için yas tutulmamasını, mutlu olunmasını, bu günün kendisi için yom hilula(sevinçli kutlama günü) günü olarak kutlanmasını vasiyet eder.
*Rabi Şimon bar Yohay gibi birtsadiğin(dürüst, erdemli kişi) ölümü Lag BaOmer’de gerçekleştiği için o gün bir kutlama günü sayılır. Kabala bilgelerinin yorumuna göre, bir tsadiköldüğü zaman, ruhu göğe yükseldiğinde, gökler onu karşılamaktan çok mutlu olur. Buna ek olarak o tsadiğin liyakatleri, bu dünyanın üzerine parlayarak yayılır, kurtuluşun gelmesine katkıda bulunur ve o tsadiğin bağlantıda olduğu kişilere manevi nimetler getirir. Bir dönemin tsadik kişisi, her şeyiyle Yahudi halkının ortak ruhunu temsil eder. Bu sebeple Şimon bar Yohay gibi bir tsadiğin ölümü, bir mutluluk günü olarak kutlanır.
Lag BaOmer Felsefesi, Kutlamaları, Şimon Bar Yohay:
http://www.sevivon.com/index.php?option=com_content&task=blogcategory&id=74&Itemid=47
*Katkıları için Rav İzak Peres’e teşekkür ederiz.