Sosyal medya kullanımının tüm dünyada yadsınamayacak seviyelere gelmesiyle birlikte, artık hemen hemen tüm meslek grupları da kendi reklamlarını sosyal medya üzerinden yapmaya başladı.
Her gün çeşitli platformlarından kendilerini tanıtmaya çalışan ekonomistlere, psikologlara, diyetisyenlere ve bunlara benzer diğer meslek gruplarından insanlara rastlıyoruz. Fakat artık iş öyle bir hal aldı ki, insanlar işin reklam kısmını, işin kendisinden çok daha fazla önemser hale geldi. Tüm gün sosyal medyada etkileşim peşinde koşan meslek sahiplerini görünce insan ister istemez “Mesleğini hangi ara icra ediyorsun?” diye soruyor. Artık sosyal medya reklamcılığının tepe noktasına ulaştık diye düşünüyorum. Bu bağlamda bilinçli tüketicilerin artık “Show must go on” değil, “Show must go home” dediğini duyuyorum.
Dünyada tüm trendler, ilk önce az sayıda insanın bunu başlatması, sonrasında herkesin buraya hücum etmesi ve daha sonrasında yine herkesin bu modası geçmiş trendi terk etmesi şeklinde ilerliyor. Tıpkı dünyanın dört bir yanından Kaliforniya altınlarına akın eden ‘gold rush’ dönemi hazinecileri gibi, çok kısa bir zaman dilimi içerisinde tüm meslek grupları sosyal medyanın gücünü fark etti ve buraya hücum etti. Fakat geldiğimiz noktada, beni artık rahatsız etmeye başlayan şey, işin şov kısmının ürünün veya hizmetin kalitesinin çok ötesine geçmiş olması.
SPK’nın cezalar yağdırdığı şovcular
İnsan elbette kendi mesleğinde gelişen olayları daha yakından takip edebiliyor. Son dönemde özellikle Twitter, yüksek performansla hareket edip borsadan para kazandırdığını iddia eden sözde ‘yatırımcılar’ ile doldu taştı. Sermaye Piyasası Kurulunun bültenlerini incelerseniz, sürekli olarak Twitter’da yatırımcılarının dostu gibi gözüken bazı kişi ve hesapların ciddi cezalara çarptırıldığını göreceksiniz. Fakat bu insanlar bu şekilde hareket etmeye devam ediyor çünkü yaptıkları şov neticesinde ağlarına düşen ve parasını aldıkları insan sayısı çok fazla. Eski bir yatırım bankacısı olarak, çok fazla spekülasyon/manipülasyon hikayesi dinledim. ABD’de bir dönem senede en az bir kere büyük yatırım bankalarında bir skandal patlardı. Bu dolandırıcılığı yapan insanlar dünyanın en büyük kurumlarında belli bir seviyeye gelmiş insanlardı. Bu insanların bile neler yapabileceğini gördüğünüzde, bir Twitter fenomenine asla güvenmemeniz gerektiğini hatırlayabilirsiniz.
Diğer meslek grupları
En güzel işler sessiz sedasız yapılır. Yaptığı işin ne kadar iyi olduğu sürekli anlatmaya çalışan biri, yaptığı işte en iyi ihtimalle vasattır. Bunlar elbette kaide değil ama tarihin bize anlattığı bazı şeyler var. Sürekli ekranlarda gördüğüm bir doktora güvenemiyorum. Mesleğini gerçekten çok seven ve onda iyi olan birinin, bu tarz reklamlara para harcayacak zamanı olmaması gerekir diye düşünüyorum.
Bir yöntemin başarılı bir şekilde uygulanmasının ardından, o yöntemin takipçilerinin bakteri gibi üremesini enteresan bulmuyorum. Burada reklam kalitesini yükseltecek olan, yine toplumun kendisi olacaktır. Sosyal medyadaki basit paylaşımlara çok fazla prim vermeyerek, gerçekten kaliteli olan ürünü araştıracak kadar meraklı olarak, toplum artık en kötü ihtimalle işinde kötü olan şovmenleri elemeli diye düşünüyorum. En azından bu yarış, işini de iyi yapan şovmenler arasında olmalı.
Daniel Kahneman
Bu konuyla ilgili daha fazla şey öğrenmek isteyenler, Nobel Ödüllü davranışsal ekonomist olan Daniel Kahneman’ın ‘Thinking Fast and Slow’ isimli kitabını okuyabilir. Tuzu bir metre yükseklikten yavaşça bırakarak serpen birinin, neden daha iyi aşçı olduğunu düşündüğümüzü anlatmaya çalışıyor.
Sonuç olarak, sağlam bir işin, güzel bir paketle verilmesine hiçbir zaman itirazım olmadı. Fakat artık yalnızca ce yalnızca paketten ibaret pek fazla ürün olması nedeniyle bu yazıyı yazma ihtiyacı yazdım. Sevgili dostlar, içi boş şovlara karşı tetikle olalım.